'Kızlar eve kapatılmaz' diyenler AKP-İsmailağa pazarlıklarını tekrar okusun!


Eğitimde gericileşmenin ciddi bir adımı olan 4+4+4 eğitim sistemi ile ilgili yasa teklifi, haklı tepkilere neden oldu. Teklifin yasalaşması halinde İmam-Hatip okullarının önünün açılacağına, kız çocuklarının 11 yaşında türbana sokulabileceğine ve eve kapatılacağına, çocukların ucuz iş gücü olarak sömürülmesine zemin hazırlandığına dikkat çekildi.




'Kız çocukları eve kapatılmaz' diyenler

AKP-İsmailağa pazarlıklarını tekrar okusun!

AKP'nin 4+4+4 eğitim sistemi ile ilgili yasa teklifi tartışılmaya devam ederken, teklife yönelik "kız çocukları eve kapatılacak" eleştirisi, kız çocuklarının okula gönderilmemesi için yapılan AKP-İsmailağa pazarlıklarını akla getirdi.

Eğitimde gericileşmenin ciddi bir adımı olan 4+4+4 eğitim sistemi ile ilgili yasa teklifi, haklı tepkilere neden oldu. Teklifin yasalaşması halinde İmam-Hatip okullarının önünün açılacağına, kız çocuklarının 11 yaşında türbana sokulabileceğine ve eve kapatılacağına, çocukların ucuz iş gücü olarak sömürülmesine zemin hazırlandığına dikkat çekildi. Tepkiler üzerine, yasa teklifinde ilk 4 yıldan sonra eğitime açık öğretim şeklinde devam edilebilmesini öngören maddenin, “ikinci 4 yıldan sonra” şeklinde değiştirileceği dile getirildi.

Fakat hükümet, başından beri yasa teklifini savunmayı sürdürüyor. Bilindiği gibi teklifle ilgili olarak en çok dile getirilen eleştirilerden biri kız çocuklarının eve kapatılmak istendiği. AKP’nin bu eleştirilere verdiği yanıt ise, 10 yıllık iktidarları süresince kız çocuklarının okullaşma oranının artırıldığı yönünde. Geçtiğimiz günlerde konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin “yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır” diyerek AKP’nin son 10 yılda yüzde 88 olan kız çocuklarında okuma oranını yüzde 98'e çıkardığını söylemiş, “kız çocuklar eve kapatılacak mantığını doğru bulmuyoruz” demişti.

"4+4+4" zihniyeti AKP-İsmailağa pazarlıklarında

İktidar, “kız çocuklar eve kapatılacak” eleştirilerinin yersiz ve yanlış olduğunu iddia etse de, bu eleştirilerin haklılığını ortaya koyan pek çok veri bulunuyor. Bu konuda iktidarın gerçek yüzünü ifşa eden verilerden biri de, İlhan Cihaner tarafından başlatılan İsmailağa cemaati soruşturmasında elde edilen telefon dinlemesi kayıtlatları.

Bilinen sürecin ardından Erzurum Özel Yetkili Savcılığı’na aktarılana kadar Cihaner tarafından yürütülen soruşturmada elde edilen telefon kayıtları, AKP ile İsmailağa cemaati arasında geçen pazarlıkları gün yüzüne çıkarmıştı. Bu pazarlıklardan bir bölümü de, özellikle kız çocuklarının okula gönderilmemesine ilişkindi. Cemaat, Milli Eğitim Bakanlığı görevlilerinin, öğretmenlerin okula gönderilmeyen çocukları tespit etmek için yaptığı denetimlerden rahatsızdı ve AKP hükümetinden bu meseleyi “çözmesini” istiyordu.

"15 yaşındaki kız okula gidecek; kabul edilebilir mi?"

Gazeteci İsmail Saymaz tarafından kaleme alınan Postmodern Cihad isimli kitapta yer verilen söz konusu dinleme kayıtlarında cemaatten M. Seyfettin İnanç ve AKP’ye yakınlığıyla bilinen müteahhit Mehmet Çelik arasındaki şu diyalogda M. Seyfettin İnanç, Milli Eğitim Bakanı'nı Mehmet Çelik'e şikayet ediyor. Mehmet Çelik de işi halledeceğini söylüyor:

Mehmet ÇELİK: Selamün aleyküm
M.Seyfettin İNANÇ: Ve aleyküm selam Mehmet abi
Mehmet ÇELİK:Nasılsınız?
M.Seyfettin İNANÇ:: Allah razı olsun sağolun siz nasılsınız Mehmet abi
Mehmet ÇELİK: Sağolun bizler de iyiyiz, o şey durum ne durumdadır
M.Seyfettin İNANÇ: Bu okul meselesi mi?
Mehmet ÇELİK: He he he
M.Seyfettin İNANÇ:Şimdi o haftadan sonra bi gevşeklik var yani şu an da bi şey gelmedi daha yeni bir haber gelmedi, o hafta yalnız çok her tarafa geldiler ama bi daha gelecekler mi bilmiyoruz yani o hususta
Mehmet ÇELİK: Bu gelenler kim idi
M.Seyfettin İNANÇ: Hep öğretmenler belli bütün okulların öğretmenleri sokak sokak geziyorlardı
Mehmet ÇELİK: Hımm
M.Seyfettin İNANÇ: Tabii yani zaten bütün okullara şey gelmiş, ııı biz bi müdür yardımcısı var iyi bir arkadaşımız bizi sever
Mehmet ÇELİK: Hımm
M.Seyfettin İNANÇ: O kendi dedi ki bütün okullara bildiri geldi, genelge geldi dedi
Mehmet ÇELİK: Nereden geldi o genelge?
M.Seyfettin İNANÇ: Şeyden Milli Eğitim Bakanlığından
Mehmet ÇELİK:Milli Eğitim Bakanlığından
M.Seyfettin İNANÇ: Evet, yani tek tek gezeceksiniz, söyleyeceksiniz diye
Mehmet ÇELİK: Hımm. tamam
M.Seyfettin İNANÇ: Tamam Mehmet abi
Mehmet ÇELİK: Oldu teşekkür ediyorum
M.Seyfettin İNANÇ: Çok dua alırız inşallah bu işi şey yaparsak, bunları durdurursak
Mehmet ÇELİK: Yok onu kesinlikle yaa
M.Seyfettin İNANÇ: Tamam tamam Mehmet abi
Mehmet ÇELİK: Kesinlikle Allahın izniyle de
M.Seyfettin İNANÇ: Oldu Allah razı olsun
Mehmet ÇELİK: Bugün bakan İstanbul daydı da
M.Seyfettin İNANÇ: Hee
Mehmet ÇELİK: Onun bi anasını bel...
M.Seyfettin İNANÇ: Allah yardımcınız olsun inşallah
Mehmet ÇELİK: Olsun
M.Seyfettin İNANÇ: Allah razı olsun, ve aleyküm selam Mehmet abi
Mehmet ÇELİK: Aleyküm selam

Mahmut Seyfettin İnanç, AKP'li Mehmet Faruk Bürüngüz'ü de arayarak meseleyi Ahmet Albayrak'ın çözmesini istiyor:

M.Seyfettin İNANÇ: Tabi, şimdi yani diyorlar ne yapacaz, hele hele bu 10, 19 seneye çıktı kız çocukları, adam diyor ben öldür kızı gönderme diyor yani nasıl yapacaksın diyor, şu anda düşün işte 7, 6 yaşında başlasa abi 9 sene olduğu zaman 15 yaşındaki kız okula gidicek, kız erkek karışık açık, bu kabul edilebilir mi?
M.Faruk BÜRÜNGÜZ: Peki ben şimdi
M.Seyfettin İNANÇ: Yani 15 yaşındaki kızı eee erkeklerin içine kadın erkek, zaten okulların durumu ortada her türlü yani bu çok kötü ve bu baskı gitgide artıyor, İzmit tarafından çok şikayet geliyordu, şimdi Bağcılar’dan efendime söyliyeyim şeyden kaç tane yerden telefonlar geliyor, adamlar geliyor, geçen gene geldiler Hasan Efendinin yanına geldiler, oraya geldiler, çok sıkıntı var yani, Ahmet Bey’e de bi sıkış şey yaptı eee hocamlar görüştü Ahmet Bey’le ALBAYRAK var ya,
M.Faruk BÜRÜNGÜZ: Biliyorum, Ahmet ALBAYRAK
M.Seyfettin İNANÇ: Dediler bu işe bir çare bulun
M.Faruk BÜRÜNGÜZ: Ne dedi ………(anlaşılamadı)?
M.Seyfettin İNANÇ: Ondan sonra ama yani ne derece bu işi önemsiyorlar bilmiyoruz ama iyi değil durum yani

Yeni Şafak gazetesi patronu Ahmet Albayrak'ın Abdurrahman Kılıç'la yaptığı görüşmelerde ise, meselenin İsmailağa cemaatinin istediği doğrultuda "çözüldüğü" ortaya çıkıyor:

Abdurrahman KILIÇ: Olabilir, tamam Ahmet abi olur,
Ahmet ALBAYRAK: O diğer Milli eğitim konusunu görüştüm, tamam o işi artık geri çekiyorlar yani şeyi olmayacak bundan sonra
Abdurrahman KILIÇ: Neyi haa Milli eğitimle ilgili
Ahmet ALBAYRAK: He he Milli eğitimle ilgili bir konumuz vardı ya
Abdurrahman KILIÇ: Evet evet evet
Ahmet ALBAYRAK: Hatırladın değil mi onu?
Abdurrahman KILIÇ: Anladım anladım, yani herhangi bir baskı mı olmayacak
Ahmet ALBAYRAK: He he baskı olmayacak
Abdurrahman KILIÇ: Anladım, tamam oldu efendim oldu
Ahmet ALBAYRAK: Tamam
Abdurrahman KILIÇ: Peki teşekkür ediyorum, Selamün aleyküm sağolun

Çelik, İdris Naim Şahin'le de görüşüyor

Erzincan’da cemaate ait Kuran kurslarına yönelik denetimlerin artması üzerine, Mehmet Çelik, dönemin AKP Genel Sekreteri ve İstanbul Milletvekili, bugünün İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’i arayarak yardım istiyor. 11.03.2009 tarihinde Şahin ile Çelik arasında şöyle bir diyalog geçiyor:

ÇELİK: Şey için aradım telefonda söylemeyeyim diye düşünüyorum Erzincan’da kuvvetli bir baskı yapıyorlar ondaki kuran kurslarımızı basmışlar oradan adam yok almışlar içeriye toplu şeye sokuyorlar orda başsavcı vardır. Tuncelili bir zulüm yapıyor orda, bir de burada okumayan kızlara İsmailağa’dan fatihadan başlattılar bu seçim üzeri bu kasıtlı başlattılar onu ceza yazıyorlar bunlara çocuklarını okula göndermeyenlere baskı yapıyorlar bütün hocalara.

ŞAHİN: Ceza yazmazlar da uyarı yapmışlardır. Ceza diye bir şey yoktur.

ÇELİK: Herhalde uyarıyı ceza dediler.

ŞAHİN: Ceza yoktur.

ÇELİK: Ama bu seçim üstü neden baskı.

ŞAHİN: Daha öncede oldu onu konuştuk şeyle, Bozkurt beyle konuştuk onu konuşmuştuk ilgilileriyle bir daha bakayım ben.

Konuşmanın devamında Çelik, Şahin’e “17 tane bayanı almışlar, başsavcı kasıtlı şeyle, dosya gizlidir, bu vesileyle baskı yapıyor” diyor. “Erzincan’da mı?” diye soran Şahin, “Evet” yanıtı üzerine yine “Tamam ben bir bakayım” diye cevap veriyor. Çelik, bu kez “Tam seçim üstü orda da MHP’liler şeye geliyor. JİTEM ve Polis bunu nasıl yapıyor bilmiyorum, kasıtlı seçim üstü yapıyorlar. Bunu art niyetli değil bunu sanırsam yaydırmak cemaata” diye konuşuyor. Şahin’in cevabı ise "Anladım" oluyor.


soL - Haber


.
➽ Paylaş: