Buna “ikiyüzlülük” denir çarşaflı kızlar…

AKP’NİN ÇARŞAFLI KIZLARA ATTIĞI KAZIK!

Mustafa MUTLU

Yukarıdaki karikatür, benim kader arkadaşım, ülkemizin en değerli çizerlerinden Bülent Çelik’e ait…

Bülent eski gazetemde benim sütunumda her gün muhteşem karikatürlere imza atıyordu; bizim koca bir köşede anlatamadığımızı o iki baloncukla dile getiriyordu. Doğal olarak iktidarı da eleştiriyordu.


Eski gazetem, gördüğü korkunç baskı yüzünden gazeteciliği bırakıp “iktidar goygoyculuğu” yapmaya başladığı ilk gün Bülent’i kapının önüne koydu.
O gün bugündür (aşağı yukarı 7 yıldır) gazetelerde çizemiyor.


Sağ olsun ricamı kırmadı; bir yıla yakın bir süredir yine benimle birlikte… Bu kez Ulusal Kanal’da “Kral Çıplak”ta çizgileriyle olay yaratıyor.


Bazen stüdyoya geliyor, bazen bize özel çiziği üç-dört karikatürünü gönderiyor.
Bir de sır vereyim mi? Tüm bunları bir kuruş ücret almadığı halde yapıyor!


İşte, yukarıdaki karikatür de Bülent’in dün geceki Kral Çıplak’ta yayınladığımız karikatürlerinden biri…
 

***
Bülent bu karikatürü gönderirken altına şu notu da düşmüş:
“Valla çizdim çizmesine de… Ben de işin içinden çıkamadım! Kendimi değil, ‘Anayasal bir hak olarak çarşaf giyen bacılarımın’ haklarını düşünüyorum. 


Yeni İç Güvenlik Yasası’na göre çarşaflılar otomatikman hiçbir eyleme gidemezler! Çünkü yüzlerini kapatmaları yasak… Bu durumda ikisinden birini seçmek durumundalar: Ya çarşaf, ya eylem! Oysa mevcut duruma göre ikisi de anayasal hak!

Bu durumda nasıl olacak çok merak ediyorum.”

 

***
Türbanla ve çarşafla okula gidebilmek için hayatını ortaya koyan kadınlar:
Verdiğiniz kavgayla, düzenlediğiniz mitinglerle AKP’yi iktidara taşıdınız!


“Hak” olarak gördüğünüz türbanı, bu partinin “istismar” etmesinin önünü açtınız…


Türban sizin sayenizde önce kamusal alana, sonra Meclis’e ve nihayet anaokuluna bile girdi.


Ancak gelinen noktada mitinge ya da gösteri yürüyüşüne, toplu protestoya katılmak; çarşaflı kardeşlerinize yasaklandı!


Üstelik bu yasağı, başınızın tacı ettiğiniz “Adalet ve Kalkınma Partisi” getirdi.
Eğer bu yasağı başka bir siyasi parti iktidarı getirseydi; 

 adım gibi biliyorum ki ortalığı birbirine katardınız.

Oysa şimdi çıtınız çıkmıyor!
Buna “ikiyüzlülük” denir kızlar… Sakın bu duruma düşmeyin:
Dik durun; çarşafınızla eylemlere katılmanızı yasaklayan AKP’den hesap sorun!


SUİKAST!
Sümeyye Hanım’a suikast yapılacakmış!
Böyle yazdı dün bazı gazeteler!


Cumhuriyet Başsavcılığı da hemen soruşturma başlattı.
Dikkat edin; ne zaman seçim dönemine girsek, bu tür haberler artar.
Çünkü bizi yönetenler, halkımızın yüreğinin yumuşak olduğunu bilir!


Bu tür haberlerle “mazlum”u oynarlar ve (doğrulanmış bilgidir) oylarını en az 3-5 puan yükseltirler!


Bu son olayda tek fark var:
Bugüne kadar hep Tayyip Erdoğan’a yönelik iddialar gündeme gelirdi; bu kez haberin kahramanı kızı oldu…


Demek ki neymiş?
Sümeyye Hanım’ın babasının koltuğuna hazırlandığı haberleri doğruymuş…
Hemen itiraz etmeyin; biraz sabredin…


Yaşanacakları hep birlikte göreceğiz!


GÜNÜN SORUSU
“Kabataş’taki bacımın üzerine işediler” yalanının bir numaralı aktristi, türbanlı yazar Elif Çakır, o olayla ilgili özür dilemeyi reddediyor ama önceki gece başka bir konuda özür dilemiş… Ülke TV’de yayınlanan ve kendisinin sunduğu programa katılan Balyoz sanığı Emekli Hava Tümgeneral Ahmet Bertan Nogaylaroğlu’ndan kendisini affetmesini istemiş… Bunun nedeni, hanımefendinin o günlerde Balyoz hakkında yazdığı yazılar… 


Sorum Balyoz sanıklarına:
Hakkınızda binlerce iftiraya imza atan bu iktidar kalemlerinin programlarına neden çıkıyorsunuz, neden onlara prim yaptırıyorsunuz?


‘TAŞINIYORUZ’ (105)
İşte; tam 6 aydır beklediğimiz sözcük buydu, 11. cumhurbaşkanı Abdullah 


Gül’den:
“Taşınıyoruz!”


Beyefendi dün Cuma namazı çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlamış ve Huber konusunda 6 ay sonra ilk kez konuştu:
 

Bir: 
“Ben siyasi hayatım, devlet hayatımda da açıkçası kendi evimde hiç oturamadım. Buna hiç fırsat olmadı. Ama nihayet gün geldi, kendi evimizde oturma fırsatımız çıktı.”

İki: 

“Hazırlığımızı yaparken bazı elde olmayan gecikmeler oldu.”
 

Üç: 
“Cumhurbaşkanı’n da teklifi üzerine doğrusu burada kaldım.”
 

Dört: 
“Bütün masrafları, her şeyi kendimin karşıladığımı herkes biliyor. Bu konularda titizim ben.”

Beş:

 “Taşınıyoruz!”

***
Bir: 

Oh; Allah herkese sizin gibi devlet malında bedava yaşamayı nasip etsin! Sahi; ‘Kendi evim’ diyorsunuz ama biz o evin damadınıza ait olduğıunu biliyorduk. Size aitse, kaç paraya aldınız ve o parayı nereden buldunuz?

İki:

 İnşaatında gecikme olan herkes devlet malını işgal edebilir mi?

Üç: 

Orası Erdoğan’ın babasının malı mı ki size böyle bir teklifte bulundu? 

Dört: 
Öyle ‘Bütün masrafları karşıladım’ demekle olmaz… Belgeleri gösterin, belgeleri. Yoksa 105 yazı da buna yazarım!

Beş: 

Çok şükür!

GÜNÜN İSYANI
Erzurum’da 14 Nisan 2014’de parkta zihinsel engelli ve 17 yaşındaki C.Y.’ye tecavüz eden 43 yaşındaki İ.G., önce 8 yıl hapis cezasına çarptırılmış sonra da mahkeme heyeti, İ.G.’nin suçunu kabul etmesini ve duruşmalardaki ‘iyi hali’ni dikkate alıp cezayı 6 yıl 8 aya indirmiş… İsyanım ortaya:
Ben böyle “iyi hal”in taaa…
➽ Paylaş: