Asgari ücret açlık sınırının da enflasyonun da altında

 2026 yılı için asgari ücret yüzde 27 zamla 28 bin 75 lira olarak açıklandı. Bu tutar, 29 bin 828 lira olan açlık sınırının altında kalırken, yüzde 31 seviyesindeki enflasyonun da gerisinde kaldı. Böylece asgari ücretlinin reel geliri bir kez daha eridi...

Sermaye istedi, iktidar uyguladı:
Asgari ücret açlık sınırının da enflasyonun da altında

Milyonlarca emekçinin beklediği asgari ücret, finans tekellerinin ve sermaye çevrelerinin dayatmasıyla yüzde 27 artışla 28 bin 75 lira olarak açıklandı.

Belirlenen tutar, daha işçinin cebine girmeden açlık sınırının altında kaldı. Zam oranıysa enflasyon oranını geçemedi.

TÜİK verilere göre yıllık enflasyon yüzde 31 civarında seyrediyor. Bu durumda yüzde 27’lik asgari ücret zammı, enflasyonun bile gerisinde kalmış oldu, yani asgari ücretlinin reel geliri daha da eridi. 

Türk-İş'in araştırmasına göre, 4 kişilik bir ailenin sadece mutfak masrafına denk düşen açlık sınırı 29 bin 828 lira. Yoksulluk sınırı 97 bin 159 lira. Bekar bir işçinin yaşam maliyetiyse 38 bin 752 lira.

Yeni asgari ücret, sağlıklı beslenebilme için gereken tutarın dahi yaklaşık 1750 lira altında kaldı. Bekâr bir çalışanın sadece kendi hayatını idame ettirebilmesi için gereken tutar ile asgari ücret arasındaki uçurumsa 10 bin lirayı aşmış durumda.

Masanın 'gizli' üyeleri

Asgari ücret masasında bu yıl işçi kesimini temsilen ayrılan koltuk boştu. Bu nedenle karar hükümet ve patronların mutabakatıyla belirlendi. Ancak masanın iradesini belirleyen "gizli" üyeler de mevcuttu. 

Uluslararası finans tekelleri Şimşek Programıyla beraber başladıkları "hedef enflasyon" dayatmasını yıl boyu sürdürdü. Enflasyonu "zamların" tetiklediğini savunan finans tekelleri, bu yüzden zamların gerçekleşen enflasyon yerine hükümetin gelecek yıl gerçekleşmesini umduğu hedef enflasyona göre yapılmasını dayattı.

IMF Türkiye Misyonu Başkanı Jim Walsh "yüksek artışın bu yıl olmamasını umuyoruz" diyerek niyetini açıkça ifade ederken, Moody’s "geriye dönük endekslemeye son verilmeli" çıkışında bulundu, Deutsche Bank ise "yüzde 25 artış idealdir" dedi. JP Morgan, Morgan Stanley ve Fitch gibi uluslararası finans merkezleri yüzde 31'lik enflasyona rağmen asgari ücrete yüzde 25 civarında zam yapılması gerektiğini dillendirdi.

Nitekim finans tekellerinin istediği oldu, asgari ücrete mevcut enflasyondan daha düşük bir oranda zam yapıldı.

'Hedeflenen enflasyon' dayatmasının yolu nasıl döşendi?

2023 Eylül - Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek: "Bundan sonra ücret düzenlemeleri hedef enflasyona göre yapılacak."

2023 Kasım - İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç: "Asgari ücret bu konuda mevcut politikalar ve hedeflenen enflasyon dikkate alınarak kurulan dengeleri bozmayacak şekilde belirlenmeli. Bu alanda tabii ki çalışanların beklentileriyle beraber piyasanın da dengesini bozmayacak şekilde karar alınmalı."

2024 Temmuz - Moody's Türkiye Raporu: "Ücretlerin geriye dönük endekslenmesi uygulamasını sona erdirmek reformlar için olumlu olacaktır."

2024 Ağustos - Deutsche Bank Raporu: "Tüketicilerin alım gücünü desteklerken aynı zamanda enflasyon üzerindeki yukarı yönlü baskıyı sınırlamak için yüzde 25’e yakın bir artış muhtemelen ideal olacaktır"

2024 Ekim - IMF Türkiye Misyonu Başkanı Jim Walsh: "(Yüksek artışın) bu yıl olmamasını umuyoruz, çünkü enflasyonun yüksek olduğu birçok ülkeden edindiğimiz deneyimlere göre, asgarin ücretin bu oranda artırılması, enflasyon beklentileri için büyük bir çıpa oluşturuyor."

Enflasyonun nedeni ücret artışları değil

Patronların, finans tekellerinin ve iktidarın düşük zam dayatmasının temelinde, asgari ücret artışlarının enflasyonu tetiklediği yalanı yer alıyor. Ancak veriler bu iddiayı yalanlıyor. Türkiye'de yaşanan süreç, ücret maliyetlerinden değil, patronların aşırı kâr hırsından kaynaklanıyor.

TÜİK ve İSO verileri incelendiğinde, sanayi sektöründe işgücü ödemelerinin katma değer içindeki payının dramatik şekilde düştüğü yani sömürü oranının arttığı, buna karşılık sermayenin kâr payının rekor seviyelere ulaştığı görülüyor.

Büyük sermayenin maliyetlerden gelen her baskıyı fiyatlara yansıttığını tespit eden araştırmalar, ücretlerdeki artışın da bu kârı büyütmek için bir fırsat olarak kullanıldığına işaret ediyor.

Asgari ücrete yapılan artışlar enflasyonun nedeni değil, enflasyonun yarattığı tahribatın gecikmiş ve yetersiz bir sonucu. Nitekim 2016 ve 2023 gibi asgari ücrete reel artışların yapıldığı yıllarda dahi istihdamda düşüş yaşanmamış, aksine artış gözlendi. Dolayısıyla "zam yaparsak işçi çıkarırız" tehdidi, sömürüyü sürdürmek için uydurulmuş bir yalandan ibaret.

TKP’den asgari ücret açıklaması: ‘Yaşamak için örgütlenmekten başka yol kalmadı’

Türkiye Komünist Partisi (TKP), 2026 yılı için asgari ücretin duyurulması üzerine açıklama yaptı.

Suçtan elde edilen gelirlerle oluşturulan kayıt dışı ekonominin ulaştığı boyuta değinilen açıklamada sermaye iktidarının emekçilere 28 bin 75 lira asgari ücreti reva gördüğü belirtildi. “Kirasını ödemekten aciz bıraktığınız milyonlarca işçinin gidip uyuşturucu bağımlısı olmasını, kumar batağına saplanmasını, piyango bekleyerek ömür tüketmesini mi bekliyorsunuz? ‘Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan mevcut düzen sürdürülemez’ diyordu Erdoğan. Bu ülkenin namusuyla çalışan milyonlarca işçisiyle alay etmeye ne hakları var?” ifadelerine yer verildi.

Halkın kendi cenazesini kaldırması anlamına gelecek bu tabloya karşı geleceği vurgulanan açıklamada “Yaşamak için örgütlenmekten, mücadele etmekten başka yol kalmadı bu ülkede. Fabrikalar, tarlalar, siyasi iktidar, her şey emeğin olacak! Memleketimizi sizden mutlaka temizleyeceğiz!” denildi.