Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu ve eşi Neslihan Mumcu hakkında borsa spekülasyonu iddialarını gündeme getiren haber ve paylaşımlar, İstanbul 4. Sulh Ceza Hakimliği kararıyla “milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması” gerekçesiyle engellendi. 177 içerik yayından kaldırılırken bir haber sitesi tamamen erişime kapatıldı, bazı gazetecilerin X ve YouTube hesapları da Türkiye’den görünmez kılındı...
Bakan Yardımcısı Mumcu iddialarında
177 içeriğe ‘milli güvenlik’ engeli
CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu ile eşi Neslihan Mumcu’nun borsa işlemlerine ilişkin iddiaları kamuoyuna taşıdı.
Salıcı’nın açıklamalarının ardından, Bahadır Özgür de Neslihan Mumcu’nun ortağı olduğu Lydia Yatırım Holding’in iki alt şirketiyle ilgili dikkat çekici bilgiler paylaştı. Bu paylaşımlar kısa sürede sosyal medyada geniş yankı buldu.
177 İÇERİĞE TEK KALEMDE ENGEL
İfade Özgürlüğü Derneği’nin (İFÖD) aktardığına göre, İstanbul 4. Sulh Ceza Hakimliği söz konusu haber ve paylaşımların “milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması” gerekçesiyle erişime engellenmesine hükmetti.
Karar kapsamında toplam 177 içeriğin silinmesi ve erişime kapatılması istendi. Bu karar, erişim engellerinin kapsamı ve gerekçesi bakımından son dönemin en geniş müdahalelerinden biri olarak değerlendiriliyor.
GAZETECİLERİN HESAPLARI GÖRÜNMEZ KILINDI
Karar sonrası Bahadır Özgür’ün Lydia Yatırım Holding ile ilgili paylaşımları görünmez hale getirildi. Gazeteci Serdar Akinan’ın ise hem habere ilişkin paylaşımı hem de X ve YouTube hesapları Türkiye’den erişime kapatıldı.
Buna karşın, iddiaları Meclis gündemine taşıyan Oğuz Kaan Salıcı’nın paylaşımlarının engellenmemesi dikkat çekti.
HABER SİTESİ TAMAMEN KAPATILDI
Erişim engeli yalnızca bireysel paylaşımlarla sınırlı kalmadı. “Babaocağı” adlı web haber sitesine de aynı içerikler gerekçe gösterilerek Türkiye’den erişim engeli getirildi. Böylece siteye ait tüm yayınlar, mahkeme kararıyla görünmez kılınmış oldu.
“MİLLİ GÜVENLİK” GEREKÇESİ TARTIŞMA YARATTI
Kararın “milli güvenlik ve kamu düzeni” gerekçesine dayandırılması, hukuk çevrelerinde ve basın meslek örgütlerinde eleştirilere neden oldu. Uzmanlar, kamuoyunu ilgilendiren iddiaların bu kapsamda değerlendirilmesinin ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü açısından ciddi riskler barındırdığı görüşünde birleşiyor.
Özellikle siyasi aktörler hakkında yapılan haberlerin geniş çaplı erişim engelleriyle susturulmasının, toplumun bilgi alma hakkını zedelediği vurgulanıyor.
