Hukuk devleti cezasızlığı değil, yaşamı savunmalıdır!

 Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), 11. Yargı Paketi ile gelen tahliyelerin ardından artan şiddet olaylarına dikkat çekerek, "af" niteliğindeki düzenlemelerin toplumsal güvenliği ve kadın yaşamını tehdit ettiğini vurguladı...

YDD’den 11. Yargı Paketi’ne sert tepki: Hukuk devleti cezasızlığı değil, yaşamı savunmalıdır!

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, son günlerde yürürlüğe giren yargı paketi sonrası yaşanan cinayetler ve tırmanan şiddet sarmalına ilişkin yazılı bir açıklama yayımladı. 

Dernek, 2025 yılında katledilen kadın sayısının 446’ya ulaştığını hatırlatarak, cezasızlık politikalarından vazgeçilmesi ve İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmesi çağrısında bulundu.

"Tahliye Edilen Suçlu, Aynı Gün Cinayet İşledi"

Açıklamada, 11. Yargı Paketi ile binlerce suçlunun tahliye edilmesinin kamuoyunda derin bir güvensizlik yarattığı belirtildi. Düzenlemenin hemen ardından yaşanan sarsıcı bir örneğe dikkat çekilerek şu ifadelere yer verildi:

"Uyuşturucu ticareti suçundan tahliye edilen bir erkeğin, serbest bırakıldığı gün 28 yaşındaki bir kadını katletmesi; plansız ve denetimsiz yürütülen bu tür düzenlemelerin ne denli ağır bedeller doğurabileceğini açık biçimde göstermektedir."

2025 Bilançosu: En Az 446 Kadın Katledildi

ÇYDD, Türkiye’deki kadın cinayetlerinin bireysel değil, yapısal bir sorun olduğunun altını çizdi. Verilere göre 2025 yılı içerisinde en az 446 kadının erkek şiddeti nedeniyle hayatını kaybettiği belirtilirken, bu tablonun yetersiz koruma mekanizmalarının ve yaşam hakkını öncelemeyen politikaların bir sonucu olduğu ifade edildi.

ÇYDD'nin Çözüm Önerileri ve Talepleri

Dernek, toplumsal güvenliğin sağlanması için acil olarak şu adımların atılması gerektiğini savundu:

İstanbul Sözleşmesi’ne Dönüş:** Kadınlara yönelik şiddeti önleyen bütünlükçü politikalar için sözleşmenin yeniden hayata geçirilmesi.

Risk Analizi:** Tahliye ve yargı düzenlemelerinde kamusal güvenliğin öncelenmesi ve titiz risk analizlerinin yapılması.

Cezasızlığın Sonu:** Suçun niteliği gözetilmeden yapılan "af" görünümlü düzenlemelerin durdurulması ve hukukun üstünlüğünün tesis edilmesi.

"Mücadeleden Vazgeçmeyeceğiz"

Açıklamanın sonunda, kadınların korkmadan yaşayabildiği bir dünya için mücadelenin süreceği vurgulanarak, "Adaletin, eşitliğin ve yaşam hakkının savunucusu olmaktan vazgeçmeyecek; hukukun gerçekten toplumdan yana işletildiği bir düzen için sorumluluk almaya devam edeceğiz" denildi.