Siyaset İşte Bu. Peki,Ya Vatan ?..

Siyaset İşte Bu. Peki,Ya Vatan ?..

ALLA TURCA SİYASET

*

" BİR TEMENNİYİ DİLE GETİRİYOR,"muş...

Gazetecilerin sorularını yanıtlarken şöyle demiş; “Anayasa Mahkememiz, klasik olarak bilinen, açılan davanın kabulü veya reddi yönünde karar vermek yerine, dava açılmasını değerlendiren ama istikrarın bozulmasına da engel olacak, herkesin düşünüp, tartışıp, kendi eksikliklerini bulacağı, yol ve yön gösterici bir içtihat ortaya koyabilir… Ben temenniyi dile getiriyorum…
Temennim, Anayasa Mahkemesi’nin… istikrarı da gözetmek suretiyle, herkesin bir ‘oh’ diyebileceği, kendi endişelerinin giderildiğinin hissedebileceği bir Anayasa Mahkemesi içtihadı ortaya çıkabilir.”
*

Anayasa Mahkemesi Başkan Vekil

Osman Paksüt, "İZLENİYOR"muş...

Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Paksüt, kendisini bir aracın takip ettiğinden şüphelenerek Ankara Emniyet Müdürü’nü aradı. Araştırma yapan müdür, aracın Narkotik Şube’ye ait olduğunu ve kendileriyle ilgisinin bulunmadığını açıkladı.

Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Osman Paksüt dün eşi ve AKP eski Milletvekili Turan Çömez’le birlikte Ankara Tenis Kulübü’ne yemeğe gitti. Osman Paksüt, kulübe yaklaştığından Doblo marka aracın kendilerini izlediğini farketti. Paksüt, Tenis Kulübü’ne geldiğinde otomobilinden inerken aynı aracın hemen arkalarında durmasından iyice şüphelendi. Kendilerinin izlendiğini, araçta dinleme cihazları bulunduğundan şüphelenen Osman Paksüt orada bulunan bir trafik polisine durumu bildirdi. Trafik polisi ise "Bu araçta bulunanlar da polis. Benim araçlarında arama yapma yetkim yok" dedi. Bunun üzerine aracın yanına giden Osman Paksüt, araçta bulunanlara kendilerini niçin izlediklerini sordu. Araçtakiler ise kimseyi dinlemediklerini, araçta da dinleme cihazı bulunmadığını söyledi.

Paksüt, Hürriyet’in konuya ilişkin sorusu üzerine şunları söyledi: "Takip edildiğimizden şüphelendim ve Ankara Emniyet Müdürü’nü aradım. Ercüment bey, sivil plakalı aracın polise ait olduğunu, başka bir konu için bölgede bulunduğunu ve bizimle ilgisi bulunmadığını söyledi."
Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Osman Paksüt ve eşinin kendilerini izlediğinden şüphelendikleri sivil plakalı araç Narkotik Şube’nin çıktı.
*

Birand'a göre," Senaryolar"...

Mehmet Ali Birand, AKP'nin kapatılması halinde ortaya çıkacak asıl tehlikeyi kaleme aldı. Türkiye'nin büyük hayalinin nasıl suya düşeceğini yazdı...
AKP kapanırsa, AB ile müzakereler askıya alınır Şimdiden hazırlıklı olmamız gerekir. Eğer Anayasa Mahkemesi AKP'yi kapatırsa, Türkiye ile müzakerelerin devam ettirilmesi imkansızlaşacaktır. Avrupa Parlamentosu harekete geçecek ve siyasi dayanışma adına, görüşmelerin askıya alınmasını isteyecek. İşin kötüsü, ilerde yeniden başlamak için oybirliği gerekeceği için Türkiye çok zarar görecek.

Senaryo şimdiden hazırlanmaya başladı.
Üstelik, Türkiye'nin din devletine dönüşmesine yardımcı olmak veya şeriat gelsin de, tam üyelikten vazgeçsinler gibi, çarpık bir düşünceyle harekete geçilmiyor. Biz beğenelim veya beğenmeyelim, kabul edelim veya etmeyelim, AKP'nin gizli bir gündemi olduğuna inanılmıyor. Seçimlerde yüzde 47 oy almış bir siyasi partinin bu kadar kolay kapatılmasının demokrasiyle bağdaşmadığına inanılıyor.
Avrupa kamuoyundaki genel izlenim, AKP'ye karşı bir yargı darbesi hazırlandığı şeklinde.
AKP'nin kapatılma davası, Türkiye'nin Avrupa ile ilişkilerini temelinden etkileyecek.(miş!..)

Bu da Bir Senaryo işte !..

*

Ceviz Kabuğu'nda 68 kuşağının birbirine karşı

olan iki lideri inanılmaz iddialar ortaya attılar ;

"AKP Polis ordusu kuruyor..."

Hükümetin güç denemesi yaptığını ileri süren İstanbul Ülkü Ocakları eski Başkanı Nihat Çetinkaya ile Dev-Genç eski Başkanı Atilla Sarp'ın katıldığı programda, 1 Mayıs olayları, 68 Kuşağı, 12 Mart Muhtırası ve idamlar tartışıldı.Ceviz Kabuğu'nda bu hafta 40. yılında 68 Kuşağı tartışıldı. 40. yıl önce Fransa'da başlayan gençlik hareketinin Türkiye'de 12 Mart Muhtırası ve idamlarla sonuçlanmasının ardındaki gerçekler masaya yatırıldı. 68 Kuşağı ve o dönemde yaşanan olayların her yönüyle konuşulduğu programda bugün "tam bağımsızlık" sloganıyla harekete geçenlerle 40 yıl öncekiler arasında fark ve benzerlikler de ele alındı. Program konukları ise iki farklı kesimden idi: 68 kuşağının birbirine karşı saflarında yer alan Eski İstanbul Ülkü Ocakları Başkanı Nihat Çetinkaya ve Eski Dev-Genç Başkanı Atilla Sarp.

"Polisler korunuyor"..

Nihat Çetinkaya, "Hükümet bu yıl 1 Mayıs'ta polisle bir güç denemesi yaptı" diyerek ilginç bir iddia ortaya attı. Çetinkaya, "Hükümet ordu cenahından kendilerine gelebilecek bir harekete karşılık ikinci bir orduyu organize ediyor olabilir. Görünen şeylerle değerlendirme yapmaktan imtina ediyorum her şeyin bir arka planı var." Nihat Çetinkaya'nın bu görüşlerine ve Eski Dev-Genç Başkanı Atilla Sarp da destek verdi. Çetinkaya'nın söylediklerinin yabana atılmaması gerektiğini söyleyen Atilla Sarp, Demokrat Parti döneminde ve Turgut Özal döneminde de "polisin gücünü artırıp askerin gücünü azaltma" gibi uygulamaların yaşandığını hatırlatarak "Yapılan operasyonlarda hedefte hep generaller, askerler var. Polisler ise koruma altında" dedi.

ARINÇ KONFERANSI BASMIŞTI

Nihat Çetinkaya, AKP'nin eski Meclis Başkanı Bülent Arınç hakkında da ilginç bir bilgi vererek, "İlk kez burada açıklıyorum. Benim hemşehrim, Manisalı Bülent Arınç, 68 döneminde Siyasal'daki bir konferansı basarak olaylar çıkarmıştı" dedi.

*

PİŞKİNLİKLER

Önceleri ve bugünlerde dönmekte olan dolapları izledikçe,sizler neler düşünüyorsunuz bilemeyiz ama hal ve gidişler hiçte iç açıcı değil.

Vatan,Millet,Sakarya nutukları,

Din,iman dolduruşlarıyla bu toplumu içinde olduğu kaosa sürükleyenler 'pişmiş kelle' pişkinliğindeyken, 'AB anaforunda ÇağdaşTürkiye' masallarını Lafonten bile yazmamış ken,masal dinlemeye pek iştahlıları izledikçe içimiz dışımız kararmakta...

Hele şu,yargıyı sinsi sinsi etkileme çabası içinde olanlar !..

Farkındamısınız. Tarihe damga vurmuş bir ulus nerelerde ?..

Neler yaşıyor ?..

Böyle giderse,'yandı gülüm keten helva'...

"Hadi canım sende..." diyenlere, 80'lerden bu yana,hele hele 2002'den beridir izlediğimiz seyfrüseferi bir kez daha gözden geçirmelerini öneriyoruz...

Beceriksizliğimizden,(!)

Ne helvalar yakmadık ki...