Basın Meslek Örgütleri; "Başbakana Rağmen..."

Basın Meslek Örgütleri: "Gazeteciler, Başbakanın Öfkesine Rağmen Kalemlerinden Kaynaklanan Gücü Kullanacak"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başlattığı "gazete boykotu" kampanyası nedeniyle dün TGC'nin çağrısı üzerine olağanüstü toplanan basın meslek örgütleri bir bildiri yayınladı.Bildiride, Erdoğan ve AKP hükümetinin, ülkenin bütün kurumlarını denetim altında tutma çabasının demokrasi için ciddi bir tehdit oluşturduğu ifade edilerek, "Herkes bilmelidir ki, gazeteciler Başbakanın basına yönelik öfkesine rağmen, kalemlerinden kaynaklanan güçlerini halkın bilgi edinme hakkı için kullanacaktır" denildi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başlattığı "gazete boykotu" kampanyasıyla tırmanan iktidar-medya ilişkilerini değerlendirmek üzere dün TGC'de olağanüstü toplanan basın meslek örgütleri bugün bir bildiri yayınladı. Bildiride, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ve AKP hükümetinin, yalnızca iktidara ve Meclis'te çoğunluğa sahip olmakla yetinmeyip, sivil toplum örgütleri, meslek örgütleri, sendikalar ve medya dahil ülkenin bütün kurumlarını denetim altında tutma çabalarının demokratik sistem açısından ciddi bir tehdit oluşturduğu ifade edildi. Erdoğan'ın, "Bu gazeteleri evinize sokmayın" diyerek başlattığı ve daha sonra yaygınlaşan basına yönelik haksız suçlama ve müdahalelerin; basın özgürlüğüne yönelik dünyanın hiçbir yerinde eşi, benzeri görülmeyen gazeteleri, gazetecileri, okurlarıyla birlikte hedef haline getirebilecek düşmanca bir tutum olduğunun vurgulandığı bildiride şöyle denildi:
"ASLA KABUL EDİLEMEYECEK BİR SALDIRI"
"Bu davranış asla kabul edilemeyecek bir saldırıdır. Asıl olan ifade özgürlüğüdür. Halkın gerçekleri öğrenme hakkı herkes tarafından her koşulda korunmalıdır. Anayasada ve yasalarımızda titizlikle korunması gereken, düşünce ve ifade özgürlüğünün sonucu olarak; gazeteci basın özgürlüğünü, halkın doğru haber alma, bilgi edinme hakkı adına dürüst biçimde kullanır. Bu amaçla her türlü sansür ve oto sansürle mücadele eder ve halkı bu yönde bilgilendirir.
Gazetecinin halka karşı sorumluluğu; başta işverenine ve kamu otoritelerine karşı olmak üzere, öteki tüm sorumluluklarından önce gelir.
Buna karşılık; özellikle yürütme organı, gazetecilerin mesleki görevlerini yerine getirmelerinde, serbestçe yayın yapabilmelerinde ve yayın hakkının sağlanmasında çok önemli görev ve sorumluluğa sahiptir."
Yürütme organının, haber, düşünce ve kanaatlerin serbestçe yayımlanmasını engelleyici veya zorlaştırıcı siyasal, ekonomik, mali ve teknik şartlar dayatamayacağının, bu yönde kanun yapamayacağının ve basın-yayın organlarını işletmekten alıkoyamayacağının belirtildiği bildiride, şunlar kaydedildi:
"Gazeteci; her ne amaçla olursa olsun tehdit ve şantaj gibi yollara başvuramaz. Doğru davranış ve meslek ilkeleri gereği bu şekildeki baskılara da karşı koyar. Bu ilkeye uyan gazeteciler ülke başbakanından aynı sorumlulukla hareket etmesini beklerken aksi yöndeki tutum, düşünce ve sözlerini şiddetle kınamaktadır. Politikacıları ve ülke yöneticilerini kendileri hakkındaki alkışlar kadar eleştirilere karşı da hoşgörülü olmaya davet eder.
Gazeteci başta barış, demokrasi ve insan hakları olmak üzere, insanlığın evrensel değerlerini, çok sesliliği, farklılıklara saygıyı savunur. İnsanlar, topluluklar ve uluslar arasında milliyet, ırk, cinsiyet, dil, din, sınıf ve felsefi inanç ayrımcılığı yapmadan, insanlar, topluluklar ve uluslararasında nefreti, düşmanlığı körükleyici yayınlardan kaçınır. "
"GAZETECİLER HÜKÜMET VE BENZERİ KURUMLARIN MÜDAHALELERİNE KAPALIDIR"
O halde gazeteciler yürütme organı ve onun başı olan başbakandan nefreti, düşmanlığı körükleyici sözlerden ve davranışlardan kaçınmasını isteme hakkına sahiptir. Herkes bilmelidir ki, gazeteciler Başbakanın basına yönelik öfkesine rağmen, kalemlerinden kaynaklanan güçlerini halkın bilgi edinme hakkı için kullanacaktır. Çünkü bilgi ve haber alma, yorum yapma ve eleştirme özgürlüklerini ne pahasına olursa olsun savunmak gazetecilerin temel görevi olmaya devam etmektedir ve edecektir. O nedenle gazeteciler meslek kuralları gereğince hükümet ve benzeri kurumların müdahalelerine kapalıdır.
Gazetecilerin iş ve çalışma koşulları açısından sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılması yaşadığımız olaylar nedeniyle çok daha fazla önem kazanmıştır. Medyada tekelleşme önlenmelidir. Editöryal bağımsızlık sağlanmalıdır. Basın özgürlüğü bu adımlarla güçlenecektir. Bugün karşı karşıya olduğumuz engellerin aşılması ancak basın ve ifade özgürlüğünün önündeki yasakların kaldırılmasıyla mümkündür. Gazetecilerin gazeteci olarak çalıştırılması gerekir ve sendikalaşmaları sağlanmalıdır."
(ANKA)