Dişli'nin Dişleri...
DİŞLİNİN DANİSKASI
Suay Karaman
Tüm Öğretim Elemanları Derneği
(TÜMÖD) Genel Sekreteri
Türkçe bir kelime olmayan daniska sözcüğü, daha iyisi, en iyisi, en âlâsı anlamında kullanılmaktadır.
Konuşurken kaptırıp giden sayın başbakan "çevrecilerin boş vakitlerini değerlendirmek için bu işi yaptıklarını" savunmuş ve "ben çevrecinin daniskasıyım. Asıl çevreci benim. Belediye başkanlığından beri çevrecilik konusunda neler yaptığımı özellikle İstanbul'da yaşayanlar çok iyi bilir" demiştir.
Kolay mı?
Başbakan bu, daniska da olur, patiska da.
İkizdere ve Fındıklı vadilerinde kurulması planlanan 62 tane nükleer ve hidroelektrik santral ile Karadeniz'in nasıl yok edileceğini biliyor musunuz?
Bafra ve Çarşamba ovalarına mobil santralleri kurdurup, yıllarca Samsun'luların zehir soluduğunun farkında mısınız?
Bu verimli ovalara hala santral kurup yok etmek için uğraşıyorsunuz.
Karadeniz kıyılarını doldurup sahil yolu yaparak, kentsel dönüşüm-rant alanları oluşturdunuz. Ülkemizde güneş ve rüzgâr enerjisi potansiyeli çok yüksekken, nükleer enerji gibi dışa bağımlı, eski ve kirli teknolojilerin kurulmasındaki ısrarınızı anlamak zor.
Sınırlı su kaynaklarına sahip olan ve yıllardır yerleşim birimlerinin su gereksinimini karşılayan havzalara, inat ve ısrarla maden arama ruhsatları verilirken, Hasankeyf, Allianoi gibi binlerce yıllık tarihi değerlerden vazgeçilirken, kuş cennetlerindeki kuş çeşitliliği kuraklık ve kirlilik sonucunda giderek azalırken, Antalya ve Bodrum'da ormanlarımız yanarken, Tuz Gölü de kuraklık ve kirlilik sonucu yok olurken, bu daniskalık nerede, sormak gerek.
Sayın başbakan çevrecinin daniskası olduğu için emperyalist güçlere ve yerli işbirlikçilerine "durmak yok, yola devam" diyor…
Başbakan çevrecinin değil, çevresinin daniskasıdır.
Çevresini daima koruyup, kollamıştır.
Silivri ilçesinde yapılan imar değişikliği karşılığında bir milyon dolarlık belgede imzası bulunan AKP Genel Başkan Yardımcısına bile sahip çıkmıştır.
Bu son rüşvet olayıyla AKP yolsuzluğun da odağı haline gelmiştir.
Başta Maliye Bakanı olmak üzere, birçok bakan ve milletvekilleri ile belediye başkanları hakkında zimmetine para geçirmek, tehdit, kalpazanlık, çete kurmak, resmi evrakta sahtecilik, usulsüz arsa tahsis etmek, kamu kurumunu dolandırmak, Vergi Usul Yasası'na muhalefet suçlarından yolsuzluk iddiaları bulunmaktadır.
Bunun dışında Almanya'nın Frankfurt kentinde görülmekte olan "Deniz Feneri" dolandırıcılık davasında, ucu iktidar partisine kadar uzanan çok önemli ilişkiler ortaya çıkmıştır.
Muhtaç insanlara yardım adı altında binlerce gurbetçiden toplanan 40 milyon Euro'nun üstündeki para, iktidar partisine yakın kişiler tarafından kurulmuş olan şirketler aracılığı ile nasıl hortumlandığı bir bir açığa çıkartılmaktadır.
Ancak AKP iktidarı bu olayların üzerini hep örtmüştür.
Bazı yolsuzlukları dokunulmazlık zırhı ile, bazılarını af çıkartarak, bazılarını da görmemezlikten gelerek aşmaya çalışmaktadır.
Anımsamakta yarar var, AKP'nin bu dişli genel başkan yardımcısı, 2006 yılında KKTC'de iktidarın çökertilmesinde başrol oynamıştır.
Yapılan pazarlıklar sonucunda, partilerinden istifa eden dört milletvekili, yeni parti kurarak, Cumhuriyetçi Türk Partisi ile koalisyon görüşmesine başlamışlardır.
Serdar Denktaş bu olayı şöyle açıklamıştır:
"Partimizin bir milletvekiline 600, diğerine 400 bin dolar ve bakanlık teklif edilmiştir."
Böylelikle dişlinin dişleri fark edilmiştir, tıpkı bugün olduğu gibi…
Sayın başbakan için dişlinin daniskası diyebiliriz: "durmak yok, yola devam."
Gezmekten başını alamayan devlet yöneticileri, şimdi de ulusal futbol takımının maçını öne sürerek Ermenistan'a gitmiştir.
Türkiye'nin sınırlarını tanımayan bir ülkeye gidilmez, gidilemez.
Azerbaycan topraklarını işgal eden bir ülkeye gidilmez, gidilemez.
1993 yılında Ermenistan Cumhurbaşkanı, Turgut Özal'ın cenazesine katıldı diye yaygara koparanlar, şimdi sağır-dilsiz rolüne soyunmuşlardır.
Ermenistan'a ziyareti isteyen güç emperyalist ABD'dir.
Emperyalist ABD'nin Ortadoğu'yu işgal projesinde eş başkanlık görevini yürüten hükümetten, ulusal duruş beklemek anlamsız olur.
AKP iktidarı, emperyalizme kucak açmanın daniskasıdır.
Ancak ulusal güçlerden alacakları dersle, akıllarını başlarına toplayabilme olasılıkları vardır...
