Sorumluluğu Kaldıramayanlar Ve...

KILIÇTAN KILÇIK..


Suay Karaman
Tüm Öğretim Elemanları Derneği
(TÜMÖD) Genel Sekreteri

Anayasa Mahkemesi'nin hukukçu olmayan başkanının, özel bir üniversitede yapılan sempozyumda anayasanın değiştirilemez ilkelerini tartışmaya açması, ülkemizde uygulanan sivil darbenin başka bir boyutudur. Anayasanın ilk üç maddesinde yazılı cumhuriyetçilik, Atatürk milliyetçiliği, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti ilkelerine karşı kim çıkabilir? Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olduğuna, resmi dil, bayrak, ulusal marş, başkentin Ankara olması konularında değişiklik söz konusu olabilir mi?

Bu maddelerin değişmezliği üzerinde tartışma açanların isteği nedir? Değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerin değiştirilebilir olmasını isteyenlerin ve bu yolda büyük bir tartışma açanların derdi cumhuriyet, laiklik, ulus devlet ya da resmi dil gibi konularda sıkıntılarının olmasıdır.

Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın anayasanın değişmez ilkelerini Anayasa Mahkemesi'nin kuruluş yıldönümünde yapılacak panelde de tartışmaya açmayı düşündüğünü söylemesi, yaşadığımız sivil şeriatçı darbeyi bütün açıklığıyla gözler önüne sermektedir.

Avrupa ülkelerinin birçoğunun anayasasında değiştirilemez ilkeler yer almaktadır. Değiştirilemez ilkelerin demokratik rejimi korumak için kabul edildiği, gerekli ve zorunlu olduğu Avrupa ülkelerinde geçerliyken, hangi zihniyet bu ilkeleri Türkiye'de tartışmaya açma cesaretini kendinde bulmaktadır?

Aynı sempozyumda konuşan Anayasa Mahkemesi raportörü Doçent Osman Can ise "Türkiye'de Anayasa Mahkemesi'nin ve Türk yargı mekanizmasının demokratik meşruiyet sorunu var" demiştir. Anayasa Mahkemesi'nde 72 raportör olmasına karşın, Haşim Kılıç'ın kritik davaların raporlarını hazırlama görevini Osman Can'a vermesi tesadüf değildir. Bu görevlendirmeyi daha iyi anlamak için, Osman Can'ın "Demokratikleşme Serüveninde Anayasa ve Siyasi Partilerin Kapatılması" adlı kitabındaki şu satırlar yeterlidir: "Laiklik, milliyetçilikle birlikte Türk siyasal yaşamının temel iki sorun kaynağını oluşturmaktadır. Her iki sorunun gerginlik potansiyeli ve bu potansiyelin ürettiği dogmalar ve mitler, siyasal düzenin rasyonelleşmesinin önündeki en büyük engel sayılmak gerekir."

Anayasa Mahkemesi Başkan için İBDA-C terör örgütü ile bağlantılı olduğu haberleri yayıldı. İBDA-C terör örgütünün lideri Salih Mirzabeyoğlu'nun "Tilki Günlüğü" adlı anı kitabının tam beş ayrı yerinde "Sayıştay denetçisi Haşim Kılıç" adı geçmektedir. 1980'lerin sonlarında yaşananları anlatan kitapta yazılanlardan, Salih Mirzabeyoğlu ile Haşim Kılıç'ın yakın arkadaş oldukları anlaşılmaktadır.

Cumhuriyeti, laikliği ve Türkiye'nin bölünmez bütünlüğünü tartışmaya açmak, şeriatçı-bölücü çevrelerle ve Türkiye'yi parçalamak isteyen emperyalist güçlerle aynı noktada buluşmak anlamını taşımaktadır. Daha da kötüsü, bu çevrelerle aynı görüşleri paylaşan birinin, Anayasa Mahkemesi'nin başkanlığını yapıyor olmasıdır. Bulunduğu makamın ciddiyetini ve sorumluluğunu bilmeyen Haşim Kılıç, anayasayı ihlal etmiştir. İvedilikle görevinden istifa etmesi gerekmektedir. Eğer istifa etmezse görevinden alınmalıdır ve yargılanması gerekmektedir. Haşim Kılıç, ortaya bir kılçık attı. Ancak attığı o kılçık kendi boğazlarına takılacaktır.

Mustafa Kemal Atatürk'ten ilham alan Türk Gençliği, bu kılçıklara gereken yanıtı vererek, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ni sonsuza dek yaşatacaktır.

➽ Paylaş:

➽ Gözden Kaçırmayın... ➽ Bunları Okudunuz mu?..

“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..