'Odunu Koymuşlarmış, Milletvekili Seçilmişmiş'!..
ODUN VE KÜTÜK
Suay Karaman
Atatürkçü Düşünce Derneği
Genel Sekreteri
.
Tüm Öğretim Elemanları Derneği
(TÜMÖD) Genel Sekreteri
.
Zafer sarhoşu olduğu günlerde sadece adı demokrat olan partinin genel başkanı ve eski başbakan "odunu koysam milletvekili seçtiririm" demişti.. İşte bu sözle birlikte demokrasi tarihimizde odun ile seçmen arasındaki ilişki başlamış oldu ve seçimlerle odun arasında bir bağ kuruldu. Günümüzde odundan sonra seçmen kütükleri de seçimlere damgasını vurdu..
.
Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkı'ndaki 298 nolu yasada 13 Mart 2008 tarihinde yapılan değişiklikle, seçmen kütüğünü Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nün hazırlayıp, Yüksek Seçim Kurulu'na göndereceği hükme bağlandı. Bu değişiklikle ilk kez önümüzdeki yerel seçimlerde Yüksek Seçim Kurulu seçmen kütüklerini oluşturma konusunda tamamen devre dışı bırakıldı.
.
Yapılan bu değişiklikle seçmen kütüklerinin Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi verilerine göre hazırlanması sağlanmıştır. Bu görev Yüksek Seçim Kurulu'ndan alınmış ve iktidarın örgütlediği Türkiye İstatistik Kurumu'na (TÜİK) verilmiştir. Anayasa ve Seçim Yasası'na aykırı olan bu yasa değişikliği, sabaha karşı muhalefetin de oyuyla çıkartıldı. Halbuki Anayasa ve Seçim Yasası'na göre, seçimler hükümetten bağımsız, Yüksek Seçim Kurulu'nun denetiminde yapılır. Yüksek Seçim Kurulu ise, şimdi iktidarın oluşturduğu kütük ile seçimlere gitme hazırlığındadır.
.
Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Formlarının dağıtılmasıyla, kafalarda bir şüphe oluşmuştu. Apartman görevlisine bırakılan ve doldurulduktan sonra gene apartman görevlisinden kimin aldığı belli olmayan bu formlar, TÜİK tarafından seçmen kütükleri yasal olarak kesinleşmemişken imha edilmiştir. Bir önceki kütüklere göre yaklaşık altı milyon fazla seçmen olduğu anlaşılınca, yapılan sahtekarlık fark edilmiştir.
.
Bu sahtekarlığın en büyük delili Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Formlarıdır. Henüz seçmen kütükleri kesinlik kazanmamış ve seçimler yapılmamışken kütük oluşumuna esas alınan bu formların neden imha edildiği ve olası itirazların hangi verilerle karşılaştırılarak karara bağlanacağı soruları kafaları bulandırmaktadır. Bu nedenle sahtekarlık yapanların ortaya çıkarılması zordur ve Medeni Yasa'nın öngördüğü iki yıla kadar cezanın uygulanabilirliği de fiilen ortadan kalkmıştır. Bir suç olduğu saptansa bile, deliler yok edilmiştir..
.
Vatandaşlarımızın çoğunluğu, 298 sayılı yasada yapılan bu değişiklik ile demokrasinin olmazsa olmazı olarak nitelenen özgür ve adil seçimlerin büyük bir şaibeye yol açacağı bilincinde değildir. Vatandaş yolsuzluk, yoksulluk, terör üçgeninde yaşam savaşı verirken, daha pek çokları gibi bu sahtekarlığı da fark edememiştir.
.
Bu kütükler incelendiğinde, yıllar önce ölen kişilerin adına seçmen kaydı çıkarıldığı, bazı kişilerin önceki seçimlerde seçmen kaydı olmasına ve halen aynı adreste ikamet etmesine karşın seçmen kaydının silindiği, bazı kişilerin seçmen kaydının ikametgâhın bulunduğu ilçeden farklı bir ilçede olduğu, kişilerin kendi adreslerinde o adreste ikamet etmeyen ve kim olduğu hane halkı tarafından bilinmeyen şahısların kaydının bulunduğu, bazı yerlerde inşaat halindeki binalar adres gösterilerek tamamında insan yaşıyormuş gibi seçmenler olduğu görülmektedir.
.
2002-2004 seçimleri arasında iki yıl olmasına karşın seçmen sayılarında 2 milyon 200 bin artış görülmektedir. Buna karşılık 2004-2007 seçimleri arasında 3 yıl zaman farkı bulunmasına ve nüfus rakamlarında artış görülmesine karşın seçmen sayılarında yaklaşık 1 milyon düşüş olmuştur. 2007 seçimlerinin üzerinden 1 yıl geçmesine karşılık seçmen sayılarındaki artış yaklaşık 6 milyonu bulmuştur.
.
Bunların sonucunda, 22 Temmuz 2007 genel seçimleri ile yapılacak olan 29 Mart 2009 yerel seçimlerindeki seçmen sayıları da çelişkilidir, Yüksek Seçim Kurulu'nun açıklayamadığı bu durum da çelişkilidir. Seçmen sayılarının eksik, yanlış ve güvenilmez olduğu için, bundan önce yapılan genel seçim ile yapılacak yerel seçimlerin sonuçlarının tartışmalı ve kuşkulu olacağı kesindir.
.
Seçmen kütükleriyle ilgili olarak ortaya çıkan yasa dışılık ve sahtekarlık, bir önceki kütüklere göre yaklaşık altı milyon fazla seçmenin olması, bu yapılanların çok örgütlü bir şekilde gerçekleştirildiğini kanıtlamaktadır. Ortada bir çete oluşumu vardır, siyasi iktidarın bir sivil darbesi söz konusudur. Kütük rezaletinin iç yüzünü araştırmaya nedense iktidar partisi ve olayla yakından ilgili çevreler yanaşmamaktadır.
.
2007 genel seçimlerindeki bilgisayar oyunlarını ve yapılan yolsuzlukları görmek istemeyen muhalefet partileri, şimdi kütükler üzerinde oynanan bu oyunların üzerine gitmek zorundadırlar.
Yeni bir seçmen kütüğü oluşturmak için, 298 sayılı yasanın ilgili maddesine anayasaya aykırı olarak eklenilen hükümleri yok sayan bir yasanın çıkması gerekiyor.
.
Eğer iktidar buna yanaşmazsa, muhalefet bu durumu yargıya götürmelidir. Çünkü 298 sayılı yasada yapılan bu değişiklikle, seçmen kütüklerinde yargı denetimi yerine yürütmenin gücü öne çıkmıştır. Bu yasayla yapılacak önümüzdeki yerel seçimler, sonucu ne olursa olsun şaibeli bir seçim olacaktır ve seçimin meşruiyeti tartışılacaktır. Ancak bu durum düzelmezse, muhalefet son çareyi seçimi boykot ederek yapmalıdır. Muhalefet partilerinin küçüğü Alevi açılımıyla uğraşacağına, büyüğü ise çarşafa dolanıp, geçmişini inkar edeceğine güçlerini bu konu üzerinde yoğunlaştırmaları gerekmektedir.
.
"Odunu koysam milletvekili seçtiririm" diyen zihniyetlerden sonra, günümüzde bu kütüklerle her şeyin seçtirileceği çok açık görülmektedir..