'Ulusal Ayakkabı Günü' mü ?..
AYAKKABI FIRLATMAK
Suay Karaman
Atatürkçü Düşünce Derneği
Genel Sekreteri
Atatürkçü Düşünce Derneği
Genel Sekreteri
Tüm Öğretim Elemanları Derneği
(TÜMÖD) Genel Sekreteri
(TÜMÖD) Genel Sekreteri
Önümüzdeki ay görev süresi sona erecek olan ABD Başkanı George Bush, Irak'a yaptıklarını tekrar yerinde görmek için ziyarete gitti. Bağdat'ta Irak başbakanı ile birlikte basın toplantısına katıldı. Bu sırada Irak'ın El Bağdadiye televizyonu muhabiri Muntazar El Zeydi, ayakkabılarını Bush'a fırlatarak, "veda ziyaretine geldin ha köpek.." diye bağırdı. Bundan sonra belki Irak'ta her 14 Aralık , "Ulusal Ayakkabı Günü" olarak kutlanabilir. Fırlatılan ayakkabılar Bush'a isabet etmedi ama Bush'un bu hareketin ve hakaretin nedenini anlamış olması gerekir.
Demokrasi getirmek adına altı yıldır emperyalist ABD'nin işgal ettiği Irak'ta, iki milyona yakın insanın öldüğü bilinmektedir. Milyonlarca insan yaralı, evsiz, aç ve sefil durumda yaşamaktadır. Bush'a fırlatılan ayakkabı aslında dünyadaki tüm Bush'lara, tüm emperyalist güçlere ve onların işbirlikçilerine fırlatılmıştır.
Bu emperyalist güçler, 1915 yılında ise, Osmanlı Devletini paylaşmak için birçok maşaların yanında bazı işbirlikçi Ermenileri de kullandılar. Günümüzde ise emperyalizmin kucağına oturmuş yerli işbirlikçiler, 1915 yılında yaşanan olaylar için göz yaşı döküp "Ermenilerden özür diliyoruz" diye kampanya başlattılar. Emperyalizmin beslediği bu yerli ama yersiz işbirlikçilerin ağızlarından uzakta değil Irak'ta yaşananlar için bile katil ABD'yi eleştiren bir tek sözcük çıkmamaktadır.
Haksız, yersiz, yanlış ve ulusal çıkarlarımız açısından sakıncalı olan "özür dileme" kampanyası girişimine kalkışanlar, tarih boyunca Ermeni terörüne kurban giden ve zulüm gören insanlar için de özür dilenmesini gündeme getirecekler mi? Asıl amaçları emperyalizmi aklayabileceklerini sanmak olan bu yerli işbirlikçiler, ne kadar özür dilerlerse dilesinler, ne yaparlarsa yapsınlar, emperyalizmin çirkinliğini ve kendilerini kullandığını gizlemeyi başaramayacaklardır. ABD'nin ve AB'nin gözüne girmek için bu tip düzeysiz eylemlerde bulunanların da suratlarına elbet bir gün ayakkabı fırlatılacaktır.
Ülkemizin iç ve dış sorunlarının çok ağırlaştığı, ancak bu ağırlığa karşı siyasetin çözüm üretemeyerek çok hafif kaldığı bir dönemde, 21 Aralık 2008 Pazar günü Cumhuriyet Halk Partisi, 14. Olağanüstü Kurultayı'nı gerçekleştirecektir. Partinin hem tüzük, hem de program hazırlıklarının tartışılacağı bu çok önemli kurultay, ilk kez bir otel salonunda ve bir günde sonuçlandırılacaktır. Halbuki bu kurultayın, yerel seçimler öncesinde kitlesel bir katılımla ve örgüte moral olması bakımından büyük bir spor salonunda yapılması gerekirdi.
Kurultayın bir otel salonuna sıkıştırılmasına sessiz kalanlar, CHP Genel Başkanı Sayın Deniz Baykal'ın kara çarşaflı kadınlara CHP rozeti takarak büyük bir gösteri yapması karşısında da sessizliklerini korumuşlardı. Sessizliğini bozanların eleştirilerine ise Sayın Baykal, "açılım yapıyoruz, herkesi kucaklıyoruz" diye yanıt vermişti. Eleştiriler çoğalınca Sayın Baykal, partisinin geçmişini de inkar etmiş, cumhuriyet döneminde Ankara'da Atatürk Bulvarı'ndan poturlu ve şalvarlıların geçirilmediğine ilişkin savlarda bulunarak, "tek parti zihniyetiydi yapılanlar" demiştir.
CHP Genel Başkanı'nın bu sözlerini şeriatçı basın ve numaracı cumhuriyetçiler büyük bir övgüyle, coşkuyla karşılamışlardır. Sayın Baykal, yıllardır şeriatçıların Cumhuriyeti yerden yere vurmak için kullandıkları sloganları tekrarlayarak denizi bulandırmaktadır. Sayın Baykal'ın dincilerin sloganlarını kullanarak partisinin değerlerini inkar eden bir anlayışla oy alınamayacağını öğrenmiş olması gerekirdi. Emperyalizme karşı dik durduğu zaman, her türlü sömürüye karşı çıktığı zaman, sosyal devleti savunduğu zaman, Kemalizm'i ve Altı Ok'u özümsediği zaman, nasıl oy alınacağını da öğrenmiş olacaktır. Ancak deniz bulanmıştır ve bitmiştir. Baykal partisinin varlığını, kimliğini ve değerlerini sorgulamaktadır. Bu sorgulama da bir ayakkabı fırlatması ile bitebilir..
Bayram gününde Antalya'da CHP Genel Başkanı Sayın Deniz Baykal'ın bayanlarla kara çarşaf üzerine yaptığı tartışmalar akıllara şu soruyu getiriyor; acaba Deniz bitti, ayakkabı mı göründü?