'Medyanın bir kesimi ve bazı yazarlar yine hem muhbir, hem savcı, hem de yargıç görevini yüklendiler'

Oray Eğin’in ve Yalçın Doğan’ın Soruları



EMRE KONGAR

Adına Ergenekon denilen soruşturma ve dava çerçevesinde, medyanın bir kesimi ve bazı yazarlar yine hem muhbir, hem savcı, hem de yargıç görevini yüklendiler:

Bunlar önce, gözaltına alınacaklar listeleri yayımlıyor…

Sonra bu listelere uygun gözaltılar gerçekleşince, derhal onları suçluyor ve mahkûm ediyorlar.

***

Medyanın başka bir bölümü ve dürüst bazı yazarlar ise bir yandan medyanın içindeki bu muhbir, savcı ve yargıç görevine soyunanları eleştiriyor, öte yandan davanın ve soruşturmanın pozitif hukuk kurallarına uygunluğunu tartışarak Türkiye’deki demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan anayasal rejimi ve yargı bağımsızlığını korumaya çalışıyor.

***

Oray Eğin 13 Ocak tarihinde Akşam’daNeo-Ergenekon örgütünün medya şemasını açıklıyorumbaşlıklı bir yazı yazdı.

Eğin yazısına şöyle başlıyor:

Kimi gazeteler dün belli bir merkezden servis edilmiş gibi duran, bazı ortak düşüncelerin aktarılmasına ayırmıştı sayfalarını. Gelin dünkü basında ön plana çıkan ve Ergenekonun 11. dalgası hakkında fikir yürütenleri teker teker inceleyelim.

Daha sonra dört gazeteden yedi kişiyi mercek altına almış.

Bu yazarların kimliklerini, geçmişlerini ve bugünlerde yazdıklarının ortak noktalarını irdeleyen Eğin yazısını şöyle tamamlıyor:

Dünün gazetelerinde servis edilmiş gibi duran bu ortak düşünceler medyadaki kimi isimleri Ergenekona bağlama amacı taşıyor. Kendilerince şemalar çıkartıyorlar, örgüt planları yapıyorlar.

Bunun adı medyada cadı avı. Kimi insanlar hedef gösteriliyor, birileri fişleniyor, birilerinin kapısına çarpı atılıyor. İlgisiz insanlarla bağlantı kuruluyor.

Oysa bunu yazanlar kendi kendilerini başka bir şekilde ele veriyor: Adeta bir alternatif örgütün mensubu olduklarına dair el kaldırıp Burada! diyorlar.

Bu alternatif örgütün adı Neo-Ergenekon ve amacı Birinci Cumhuriyeti yıkmak.

Bu isimler Neo-Ergenekon örgütünün medyadaki ayağını mı oluşturuyorlar? Başkalarını Ergenekoncu diye kolayca etiketleyen, hedef gösteren isimler, yoksa Neo-Ergenekondiye bir başka isim altında örgütlenmiş olmasınlar?

Onlar nasıl şemalar çıkartıyorlarsa, kendileri de kolaylıkla belli tablolarda yer alabilecek durumdalar.

Bu isimlerin neye hizmet ettiği, nereden emir aldıkları, nasıl oluyor da ‘tesadüfen’ aynı düşünceleri aynı anda söyledikleri üzerinde durulmalı.”

***

Dün, Yalçın Doğan da Hürriyet’te şunları soruyordu:

Bazı gazeteciler muhbir vatandaş rolünde mi? Kimin, ne zaman gözaltına alınacağını nereden biliyorlar?

Örneğin Fehmi Koru temmuzda İlhan Selçukun adını yazıyor, üç gün sonra İlhan Selçuk gözaltına alınıyor. Şimdi, yine muhbir vatandaş ya da polisçilik oynayan gazeteciler, meslek ahlak ilkelerini çiğnemiyor mu? Bu malum gazetecilerle siyasal iktidar ve polis arasında ne gibi ilişkiler var?

Postmodern jurnalleme, nasıl oluyor da yüzde yüz isabet kaydediyor?

Postmodern darbenin yerini şimdi postmodern jurnalleme mi alıyor?

Jurnalde bulunan, sözüm ona, gazeteciler hiç mi utanmıyor? Utanmazlığın karşılığında bu sefiller siyasi iktidardan ne sağlıyor? İdeolojik kaynaşma daha mı pekişiyor, ucu açık çıkar zinciri mi? Yoksa ikisi birden mi?

***

Eğin de Doğan da aynı konuya eğilmiş:

Kirlenmiş bir medya ve kirlenmiş yazarlar…

Hepimiz için utanç verici bir durum!

➽ Paylaş:
“AKP zihniyetinin erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormusunuz?..”
Okurlara..