Uçan Türkiye olmadı ama kendileri ve yakınları her şeyleriyle uçtu!..
2008 YILINDAN ANIMSADIKLARIMIZ
Suay Karaman
Atatürkçü Düşünce Derneği
Genel Sekreteri
Tüm Öğretim Elemanları Derneği
(TÜMÖD) Genel Sekreteri
2008 yılından geriye kalanlara baktığımız zaman hafızamızda hiç de olumlu ve güzel olayların olmadığını anımsayacağız. Sayın başbakan, valilerin ve kaymakamların kamyonun şoför mahalline oturarak kömür dağıtmasını istemişti. Bu dağıtımın sonucunda da Türkiye'nin uçacağını söylemişti. Uçan Türkiye olmadı ama kendileri ve yakınları her şeyleriyle uçtu...
Sık sık yaptığı yurt dışı gezilerinden birinde türban için "velev ki siyasi simge" demişti ve ülkeye dönünce ilk işi türbanla ilgili anayasa değişikliği yapmak olmuştu. Ancak yaptıkları bu düzenleme Anayasa Mahkemesi'nden geri döndü. Yapılan yeni rektör atamalarıyla, üniversiteler siyasallaştırılarak, karartılmaya başlandı.
İktidar partisinin çıkarılmasını sağladığı Vakıflar Yasası, devletin değiştirilemeyecek temel niteliklerinden olan laikliğe aykırıdır, adeta vatanı satma yasasıdır. İktidar partisinin IMF'ye verdiği sözler üzerine çıkarttığı Sosyal Güvenlik Yasası ile, sosyal devlet yok edilmek istenmektedir.
Ergenekon adı verilen soruşturmada, insanların ne ile suçlandıklarını bilmeden tutuklandığı, kimisinin hayatını, kimisinin sağlığını kaybettiği ve binlerce sayfadan oluşan çelişkili iddianame ile topluma göz dağı verilmektedir, psikolojik baskı yapılmaktadır.
Yıllardır iktidar partisi, laiklik karşıtı eylemlere göz yummaktadır. Dört yüzden fazla radyo ve televizyon kanalında şeriatçı yayınlar yapılmaktadır. Yerel ve ulusal yaklaşık elli gazete Hizbullah çizgisinde yayın yapmaktadır. Tarikat, cemaat okulları ve Kuran kurslarıyla, Öğrenim Birliği yasası çiğnenmektedir. İçki içenlere, şortla dolaşanlara karşı tepkiler yaygınlaşmıştır. Ülkemizde artık irtica tehdit olmaktan çıkmış, yaşam biçimi olmaya başlamıştır. İktidar partisi, Anayasa Mahkemesi tarafından "laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu" gerekçesiyle para cezasına çarptırılmıştır.
İktidar partisinin Genel Başkan Yardımcıları, yaptıkları yolsuzluklar yüzünden görevlerinden istifa etmek zorunda kalmışlardır. Almanya'da görülen ve bazı kişilerin tutuklanmasıyla sonuçlanan "Deniz Feneri" dolandırıcılık davasının ucu iktidar partisine kadar uzanmıştır. Deniz Feneri davasında adı geçen RTÜK Başkanı, halen görevinin başındadır.
PKK terörü hemen hemen her gün hain saldırılarına devam ederek, gencecik insanlarımızın öldürülmesine ve yaralanmasına neden olmaktadır. Kıbrıs'ı elden çıkartmak için seferberlik başlatılmıştır. Gelir adaletsizliği, işsizlik, yoksulluk, yolsuzluk, 40 milyar doları aşan dış ticaret açığı, emperyalist saldırılar karşısında sessiz kalan siyasi iktidar pembe tablolar çizmeye devam etmektedir. Dünya ekonomik krizi konuşurken, başbakan teğet edebiyatı yapmaya devam etmektedir.
"Ermenilerden özür diliyoruz" kampanyasına imza vererek destek olanlar, ülkenin geleceğinin ve topraklarının yok edileceğini bilerek, emperyalizme hizmet etmektedirler. Siyasi iktidarın 1912 yılında Balkan Savaşı'nda yerlerini terk eden Bulgar vatandaşlarına, mallarının iade edilmesi konusundaki kararı, çok olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Hükümet yetkilileri, yarattıkları bu yeni skandal ile ülkemizi çok talihsiz bir sürece soktuğunun farkında değildir.
Mart ayında yapılacak yerel seçimler için iktidar partisi hem seçmen sayısıyla, hem de belediye sayısıyla oynamıştır. Siyasi iktidar, her seferinde hukuktan dönen uygulamaları karşısında pişkinliğine devam etmektedir.
Krizin ortasında kalan ülkemizde yatırımlar durmuş, işten çıkarmalar başlamışken, iktidar on bine yakın yeni araç alımı için bütçeye kaynak aktarmıştır. Kulaklarından rahatsız olan AKP'liye, 52 milyon dolara özel tip jet alınmaktadır. İşçiden, memurdan, emekliden esirgedikleri paralarla saltanat sürmeye devam etmektedirler.
2008 yılı içinde ülkemizde yaşanan bazı olumsuz gelişmeler böyleyken, umut olması gerekenler de çarşafa dolanarak bilinmeze doğru yol almaktadırlar.
Ancak bütün bu olumsuz gelişmeler umudumuzu kırmamalıdır. Atatürk'ün kurduğu çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin yolu her zaman aydınlığa doğrudur. Örgütlenerek, bilinçlenen toplum, emperyalizme karşı tam bağımsızlık yolunda 2009 yılında da mücadelesini sürdürecek ve sonunda hak ettiği zafere ulaşacaktır.