'Durmak Yok.... Oy İçin Rüşvete Devam.'
YOLSUZLUK KISKACINDA SEÇİM
Suay Karaman
Atatürkçü Düşünce Derneği
Genel Sekreteri
Yaklaşık kırk gün sonra, ülkemizin geleceği için çok önemli olan yerel seçimler yapılacaktır. İktidar partisi bu seçimler için var gücüyle ve her türlü devlet olanağını kullanarak çalışmaktadır. Seçim yasakları, etik kurallar gibi değerlere hiç aldırış etmeden, birbiri ardına çıkan yolsuzluk söylentilerini her zaman olduğu gibi vurdumduymazlıkla geçiştirmeye çalışıyor.
Başbakan, tanımadığını söylediği Ekrem Tosun için; "ne kanımda, ne nesebimde hiç tanıdığım, bildiğim birisi değildir" dedi. Daha sonra Atasay Grubu şirketlerinin mali müşaviri Ekrem Tosun'un açıklamalarından, başbakanın oğlunun ve gelininin, Atasay Grubunun sahibinin çocuklarıyla birlikte Atagold şirketinin ortakları olduğu anlaşıldı. Ekrem Tosun, şirketin genel kurul toplantılarında başbakanın oğlu ve gelini adına oy kullandığını açıkladı…
Atagold şirketinin Atatürk Havalimanındaki mağazasının 2006, 2007 ve 2008 yıllarındaki toplam cirosu, verimli ve başarılı çalışmalar sonucunda yaklaşık 5 milyon euro olmuştur. Ancak başbakanın oğlunun ve gelininin şirkete kaç para koyarak, ortak oldukları belirsizliğini korumaktadır.
Başbakanın oğlunun düğününde takılan 30 kilo altını paraya çeviren kişi olarak bilinen Atasay Grubunun sahibi Cihan Kamer, pırlantada KDV kaldırıldıktan sonra "Atasay Kıymetli Madenler Anonim Şirketi" ni kurdu. Buradaki ortağı, 2007 yılında AKP'den Şanlıurfa milletvekili seçildi. Cihan Kamer, enerji sektörüne de el attı ve kurduğu şirket İran'dan elektrik ithalatı izni aldı. Sonra BOTAŞ'ın imtiyaz devrinde Rusya'nın Gazprom şirketinden onay alan dört şirketten biri oldu. Daha sonra Dubai prensi ile konut işine girdi ve İstanbul Büyükçekmece'de 700 bin dönümlük arazi üzerinde Toskana Vadisi Evleri Projesini bitirdi…
Ankara Anakent Belediye Başkanının malvarlığında göstermediği villa ve arsaları olduğu ortaya çıkarıldı. Önce villayı sattığını söyleyen, sonra çelişkili beyanlarıyla zorlanan belediye başkanı, en sonunda villada oğlunun oturduğunu söyleyerek, her zamanki pişkinliğine bir yenisini ekledi. Belediyenin bürokratlarının, otuz bin metrekarelik belediye arazisini, yandaşlarının kurduğu kooperatife çok ucuz bedelle sattığı da ortaya çıktı. İstanbul Anakent Belediye Başkanının, Rumelihisarı'nda sadece onarım ruhsatıyla 50 metrekarelik kulübeden, 150 metrekarelik lüks binaya dönüştürülen arazinin %70'ine kardeşleriyle birlikte ortak olduğu anlaşıldı.
İktidar partisi, daha önce seçim rüşveti olarak kömür ve yiyecek maddeleri dağıtıyordu. Tunceli'de kırsal alanda elektrik ve su olmayan yerleşim yerlerine, iktidar partisince dağıtılan buzdolabı, çamaşır makinesi gibi beyaz eşyalar ve mobilyalar, "durmak yok dağıtmaya devam" anlamına gelen yeni bir seçim rüşvetidir. Yüksek Seçim Kurulu'nun, bu yapılanların seçmen oylarını etkilemeye yönelik ve anayasadaki seçimlerin eşitlik ilkesine aykırı olduğunu belirtmesine karşın, dağıtım işleri devletin valisiyle devam etmektedir. Üstelik bütün bu olanlara karşılık başbakan, valiye övgüler düzmektedir. Bu gelişmeler üzerine Yüksek Seçim Kurulu, suç duyurusunda bulunma kararı alarak, savcıların harekete geçmesini önerdi.
Ülkemizde üretim durmuş, işyerleri hızla kapanmaya başlamış, işsizlik büyük boyutlara ulaşmış, hayvansal ve tarımsal üretim bitirilmiş, özelleştirme sonucunda hemen hemen her şey elden çıkarılmış, sosyal güvenlik, sağlık, eğitim ve yargı sistemi tıkanmış, tüm kurumlarda özellikle iktidar partisi tarafından sistemli bir şekilde talan ve yolsuzluk yaygınlaşmıştır. Ne yazık ki toplum yoksulluk içinde hayatını sürdürmeye çalışmaktadır. Bu şartlar altında yapılacak yerel seçimlerin sağlıklı olması mümkün değildir. Seçmen kütükleriyle ilgili olarak ortaya çıkan yasa dışılık ve sahtekarlık ile, siyasi iktidarın dağıttığı seçim rüşvetleri, yapılacak yerel seçimlere gölge düşürmektedir.
Seçime 40 günden daha az bir zaman kalmışken, gerçek sorunlarımızı bilmeye ve bunların çözümü için çalışmaya gereksinim vardır. Bilgimizi ve gücümüzü bilinçli, örgütlü mücadeleye aktarmalıyız. Demokraside var olan en önemli ve tek silahımız olan oyumuzu, doğru kullanmalı, bilinçli tercih yapmalı, sorunlarımıza gerçek çözüm önerileri getirenleri seçmeliyiz. Laik ve demokratik sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti için çalışan adaylara oy vermeliyiz. Siyasi iktidarın yolsuzluktan seçim rüşvetine kadar olan bütün bu olumsuz şartlarına karşın, oyumuza ve sandığımıza sahip çıkarak, ülkemizin geleceğini güvence altına almalıyız. Ancak böyle yaparak karanlıklardan aydınlığa çıkabiliriz.
.Atatürkçü Düşünce Derneği
Genel Sekreteri
Yaklaşık kırk gün sonra, ülkemizin geleceği için çok önemli olan yerel seçimler yapılacaktır. İktidar partisi bu seçimler için var gücüyle ve her türlü devlet olanağını kullanarak çalışmaktadır. Seçim yasakları, etik kurallar gibi değerlere hiç aldırış etmeden, birbiri ardına çıkan yolsuzluk söylentilerini her zaman olduğu gibi vurdumduymazlıkla geçiştirmeye çalışıyor.
Başbakan, tanımadığını söylediği Ekrem Tosun için; "ne kanımda, ne nesebimde hiç tanıdığım, bildiğim birisi değildir" dedi. Daha sonra Atasay Grubu şirketlerinin mali müşaviri Ekrem Tosun'un açıklamalarından, başbakanın oğlunun ve gelininin, Atasay Grubunun sahibinin çocuklarıyla birlikte Atagold şirketinin ortakları olduğu anlaşıldı. Ekrem Tosun, şirketin genel kurul toplantılarında başbakanın oğlu ve gelini adına oy kullandığını açıkladı…
Atagold şirketinin Atatürk Havalimanındaki mağazasının 2006, 2007 ve 2008 yıllarındaki toplam cirosu, verimli ve başarılı çalışmalar sonucunda yaklaşık 5 milyon euro olmuştur. Ancak başbakanın oğlunun ve gelininin şirkete kaç para koyarak, ortak oldukları belirsizliğini korumaktadır.
Başbakanın oğlunun düğününde takılan 30 kilo altını paraya çeviren kişi olarak bilinen Atasay Grubunun sahibi Cihan Kamer, pırlantada KDV kaldırıldıktan sonra "Atasay Kıymetli Madenler Anonim Şirketi" ni kurdu. Buradaki ortağı, 2007 yılında AKP'den Şanlıurfa milletvekili seçildi. Cihan Kamer, enerji sektörüne de el attı ve kurduğu şirket İran'dan elektrik ithalatı izni aldı. Sonra BOTAŞ'ın imtiyaz devrinde Rusya'nın Gazprom şirketinden onay alan dört şirketten biri oldu. Daha sonra Dubai prensi ile konut işine girdi ve İstanbul Büyükçekmece'de 700 bin dönümlük arazi üzerinde Toskana Vadisi Evleri Projesini bitirdi…
Ankara Anakent Belediye Başkanının malvarlığında göstermediği villa ve arsaları olduğu ortaya çıkarıldı. Önce villayı sattığını söyleyen, sonra çelişkili beyanlarıyla zorlanan belediye başkanı, en sonunda villada oğlunun oturduğunu söyleyerek, her zamanki pişkinliğine bir yenisini ekledi. Belediyenin bürokratlarının, otuz bin metrekarelik belediye arazisini, yandaşlarının kurduğu kooperatife çok ucuz bedelle sattığı da ortaya çıktı. İstanbul Anakent Belediye Başkanının, Rumelihisarı'nda sadece onarım ruhsatıyla 50 metrekarelik kulübeden, 150 metrekarelik lüks binaya dönüştürülen arazinin %70'ine kardeşleriyle birlikte ortak olduğu anlaşıldı.
İktidar partisi, daha önce seçim rüşveti olarak kömür ve yiyecek maddeleri dağıtıyordu. Tunceli'de kırsal alanda elektrik ve su olmayan yerleşim yerlerine, iktidar partisince dağıtılan buzdolabı, çamaşır makinesi gibi beyaz eşyalar ve mobilyalar, "durmak yok dağıtmaya devam" anlamına gelen yeni bir seçim rüşvetidir. Yüksek Seçim Kurulu'nun, bu yapılanların seçmen oylarını etkilemeye yönelik ve anayasadaki seçimlerin eşitlik ilkesine aykırı olduğunu belirtmesine karşın, dağıtım işleri devletin valisiyle devam etmektedir. Üstelik bütün bu olanlara karşılık başbakan, valiye övgüler düzmektedir. Bu gelişmeler üzerine Yüksek Seçim Kurulu, suç duyurusunda bulunma kararı alarak, savcıların harekete geçmesini önerdi.
Ülkemizde üretim durmuş, işyerleri hızla kapanmaya başlamış, işsizlik büyük boyutlara ulaşmış, hayvansal ve tarımsal üretim bitirilmiş, özelleştirme sonucunda hemen hemen her şey elden çıkarılmış, sosyal güvenlik, sağlık, eğitim ve yargı sistemi tıkanmış, tüm kurumlarda özellikle iktidar partisi tarafından sistemli bir şekilde talan ve yolsuzluk yaygınlaşmıştır. Ne yazık ki toplum yoksulluk içinde hayatını sürdürmeye çalışmaktadır. Bu şartlar altında yapılacak yerel seçimlerin sağlıklı olması mümkün değildir. Seçmen kütükleriyle ilgili olarak ortaya çıkan yasa dışılık ve sahtekarlık ile, siyasi iktidarın dağıttığı seçim rüşvetleri, yapılacak yerel seçimlere gölge düşürmektedir.
Seçime 40 günden daha az bir zaman kalmışken, gerçek sorunlarımızı bilmeye ve bunların çözümü için çalışmaya gereksinim vardır. Bilgimizi ve gücümüzü bilinçli, örgütlü mücadeleye aktarmalıyız. Demokraside var olan en önemli ve tek silahımız olan oyumuzu, doğru kullanmalı, bilinçli tercih yapmalı, sorunlarımıza gerçek çözüm önerileri getirenleri seçmeliyiz. Laik ve demokratik sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti için çalışan adaylara oy vermeliyiz. Siyasi iktidarın yolsuzluktan seçim rüşvetine kadar olan bütün bu olumsuz şartlarına karşın, oyumuza ve sandığımıza sahip çıkarak, ülkemizin geleceğini güvence altına almalıyız. Ancak böyle yaparak karanlıklardan aydınlığa çıkabiliriz.