AKP rüşvetle oy istiyordu, şimdi buna tehditle de oy eklendi. İktidar partisi yerel seçimlerden zaferle çıkmak için her türlü yolu denemektedir.

TEHDİTLE OY

Suay Karaman
Atatürkçü Düşünce Derneği
Genel Sekreteri

Adalet Bakanı Avukat Mehmet Ali Şahin, Antalya’da AKP’nin seçim bürosunun açılışına katılmış ve ilginç söylemlerde bulunmuştur: “Hükümetimizle zıtlaşan yerel yönetimler her projelerini Ankara’dan geçiremiyor. Hükümetiyle barışık yerel yöneticiler işbaşında olursa, sorunlar çözülür.”

Demokratik bir hukuk devletinde söylenen bu sözler için, söyleyenin Yüce Divan’da yargılanması gerekir. Önce imam sonra avukat olan bu bakanın konuşmaları, hep hukuk dışında.. Şimdiye kadar devlet olanaklarının iktidar partisinin hizmetine bu kadar fazla sunulduğu, hukukun ve siyasi etiğin bu kadar çok çiğnendiği bir seçim süreci yaşanmamıştı.

AKP rüşvetle oy istiyordu, şimdi buna tehditle de oy eklendi. İktidar partisi yerel seçimlerden zaferle çıkmak için her türlü yolu denemektedir. Bu konuda Yüksek Seçim Kurulu kararları, yargı kararları, seçim yasaları, etik kurallar yok sayılmaktadır.

Adalet Bakanı deniz feneri soygunu için şunları söylemişti: “Falan ülkede, falan dernek yöneticileri suiistimal yapmış. Bunun sorumlusu da sizsiniz' diyorlar. Bana ne ya. Bana ne. Almanya'daki bir derneğin yöneticileri yanlış yapmışlarsa, yargılanmışlarsa, benim iktidarımdan buna ne? Başkalarının kişisel hatalarını bize yamıyorlar güya bizim yolsuzluklara göz yumduğumuzu ifade ediyorlar. Biz göz yummuyoruz. Gözlerimiz fal taşı gibi açık.” Ancak gözleri fal taşı gibi açık olanların, deniz feneri soruşturması sürerken Alman Büyükelçisine gidip, soruşturmayla ve tutuklu sanıklarla ilgili sorular sorması tuhaf değil mi?

Hükümetin Almanya’dan istediği ama yaklaşık altı aydır gelmeyen deniz feneri dosyası, CHP Merkez Yönetim Kurulu üyesi Ali Kılıç tarafından Türkiye’ye getirildi. Bunun üzerine gözleri fal taşı gibi açık olan Adalet Bakanı, bu dosya ile CHP’yi eleştirmiş ve siyasi malzeme yapmakla suçlamıştı. Hatta hızını alamayıp, “bu dosya ilgili olmayan kişilerin eline nasıl geçmiş, bunu da Alman makamlarına soracağız.” demişti. Alman makamlarının bakana verdiği yanıt şöyleydi; “bizde Adalet Bakanları dosyalara karışmaz, bilmezler, görmezler bile..”

Almanya’daki deniz feneri davasında mahkeme haberlerini gazete ve televizyonlarına yansıtan Doğan Grubu, siyasi iktidarın kara listesine alındı. Doğan Grubuna kesilen büyük vergi cezasının nedeninin, deniz feneri davasında aldığı tutumdan kaynaklandığı bilinmektedir. Siyasi iktidar medyayı da susturmak için elinden geleni yapmaktadır. Dikensiz gül bahçesi istemektedir.

29 Mart yerel seçimlerine gidilirken, ülkemizin durumu hiç iyi değildir. İşsizlik, yoksulluk, açlık ekonomik krizle daha da artmış; yolsuzluk, etik ve hukuk dışı uygulamalar insanlarda olumsuz etkiler yaratmıştır. Kendisine muhalif olan herkese öfkeli ve saldırgan tavırları olan başbakan ve siyasi iktidarı, dinci politikadan faşist bir siyasete doğru hızla yol almaktadırlar. Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti ve devletin temel ilkeleriyle kavgalıdırlar. Atatürk Cumhuriyetiyle hesaplaşmaktadırlar.

Bu şartlar altında 29 Mart 2009 tarihinde yapılacak yerel seçimler, ülkemiz için dönüm noktası olacaktır. Seçmen kütükleriyle ilgili yapılan bütün yasadışı işlem ve uygulamalara karşın, bu seçimde oyumuza ve özellikle seçim sandıklarımıza sahip çıkmalıyız. Böylelikle rejimimize de sahip çıkacağımız çok açıktır.

Siyasi iktidarın islamofaşist emellerine örgütlü toplum olarak karşı çıkabiliriz. Ancak örgütlenerek, hep birlikte başarıya doğru yol alabiliriz. Yerel seçimlerde vereceğimiz oyumuzu, doğru kullanmalı ve bilinçli tercih yapmalıyız. Kemalizm’in ilkeleri için, laik ve demokratik sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti için oyumuza ve seçim sandıklarımıza sahip çıkmalıyız..
➽ Paylaş:
“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..