İslamcı teröristlerden Gülbeddin Hikmetyar’ın dizinin dibinde çekilmiş fotoğrafı bulunan kişi, bugün siyasi iktidarın başındadır.


DEVRİM YASALARINDAN GÜNÜMÜZE


Suay Karaman
Atatürkçü Düşünce Derneği
Genel Sekreteri

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 3 Mart 1924 tarihinde üç önemli yasa çıkarılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde “Üç Devrim Yasası” adı verilen bu yasalar şunlardır; 429 sayılı Din İşleri ve Vakıflar Bakanlığının kaldırılmasına İlişkin Yasa, 430 sayılı Öğretimin Birleştirilmesi Yasası, 431 Sayılı Halifeliğin Kaldırılması ve Osmanlı Hanedanının Türkiye Cumhuriyeti Toprakları Dışına Çıkartılmasına İlişkin Yasa.

Her üç yasanın da temel amacı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni laik bir yapı içinde yepyeni bir devlet ve yepyeni bir toplum olarak şekillendirmektir. Bu yasalarla, Türkiye`de eğitimin demokratikleşmesinin ve ulusallaşmasının önündeki engeller kaldırılmış, ulusal kültürün temelleri atılarak doğabilecek kültür çatışmaları engellenmiş, ülke ve ulus ortaçağ kalıntısı kurumlardan arındırılmış, yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli “Laik cumhuriyet” tanımlamasıyla güçlendirilmiştir.

Bu aydınlanma devriminin 85. yıldönümünde, bu büyük devrimi ve dönüşümü gerçekleştiren başta Yüce önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere emeği geçen tüm büyük insanları bir kez daha saygıyla anıyoruz. Türkiye’nin bugün elde ettiği bu noktaya nereden ve nasıl geldiğini unutmamalıyız. Türkiye’nin bugününe yönelik tehlikeleri, tehditleri doğru algılayabilmemiz gerekmektedir.

Afganistan’da Hizb-i İslami adı verilen bir hareketin lideri İslamcı teröristlerinden Gülbeddin Hikmetyar’ın dizinin dibinde çekilmiş fotoğrafı bulunan kişi, bugün siyasi iktidarın başındadır. Bu fotoğraf, Atatürk’ü reddetmektir, laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ne meydan okumaktır, Devrim Yasalarını hiçe saymaktır.

Ülkemizde beş yüze yakın radyo ve televizyon kanalında şeriatçı yayınlar yapılmaktadır. Yerel ve ulusal kırka yakın gazete, Hizbullah çizgisinde yayın yapmaktadır. Üniversiteli gençlere ücretsiz dağıtılan iki yüzden fazla şeriatçı dergi bulunmaktadır. İki binden fazla ‘Işık Evi’ denen medreselerde, on binlerce üniversite öğrencisine şeriat eğitimi verilmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın denetiminde olan binlerce camide, El Kaideciler ve Hizbullahçılar cirit atmaktadır. 2008 yılında beş binin üzerinde açılan kuran kursunda, iki yüz bine yakın çocuk eğitim almıştır. Çocukların beyninin yıkandığı kaçak kursların sayısı ise yaklaşık elli bindir. Tarikat, cemaat okulları ve Kuran kurslarıyla, Öğrenim Birliği yasası çiğnenmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın okul kitaplarında açıkça şeriat propagandası yapılmakta, tarikatlara övgüler yağdırılmaktadır.

Devlet kurumları ve bakanlıklar F tipi adı verilen Fettullahçıların, şeriatçıların ellerindedir. Ülkenin her yerinde siyasi simge olan türbanlı, sarıklı, takkeli, cüppeli ve kara çarşaflı kişilerin sayısı artmaktadır. 4 Mart 2009 tarihinde Manisa’da yapılan bir törende, eski TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın yanına protokole ortaçağ kıyafetiyle bir şeyhin oturması, hafife alınacak bir olay değildir. Aynı gün İstanbul’da AKP’nin yaptığı mitingde şöyle bir pankart açılmıştı: “Son Osmanlı Padişahı 1. Recep Tayyip Erdoğan.” AKP’nin başbakanı “devlet bizim iktidarımızda meşruiyet (yasallık) kazandı” sözüyle, 1923 yılından kendi iktidarlarına kadar olan tüm hükümetleri yasa dışı ilan etmektedir.

Atatürk’ün Aydınlanma Devrimini ortadan kaldırmak için var gücüyle çalışan siyasi iktidar, ortaçağın karanlığına dönülmesi için büyük çaba harcamaktadır. 29 Mart yerel seçimlerine gidilirken, ülkemizin durumu her yönüyle çok kötüdür. Ancak umutsuz değildir. Umudumuzun başarılı olmasını istiyorsak, 29 Mart 2009 tarihinde yapılacak yerel seçimlerde oyumuzu çok dikkatli kullanmalıyız.

Siyasi iktidarın yaptığı bütün yasadışı girişimlere karşın, yerel seçimde oyumuza ve özellikle seçim sandıklarımıza sahip çıkmalıyız. Oyumuzu doğru ve bilinçli kullanarak, rejimimize de sahip çıkacağımız çok açıktır. Yerel seçimler Türkiye için bir dönüm noktasıdır: ya ortaçağ karanlığına teslim olunacak, ya da çağdaşlaşma yolunda aydınlık günlere ulaşılacak.

Artık kızgınlıkları, kırılganlıkları ve vurdumduymazlıkları bırakarak, ülkemize, rejimimize, Kemalist Devrim ve ilkelerimize sahip çıkmalıyız. Laik ve demokratik sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti için oyumuzu kullanmalıyız ve padişah özleminde olanların yapacakları tüm oyunlara karşı seçim sandıklarımızı korumalıyız...
*
➽ Paylaş:
“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..