Ya ortaçağ karanlığı, ya da aydınlık günler için bir ışık

HUKUK DEVLETİ Mİ ?

Suay Karaman
Atatürkçü Düşünce Derneği
Genel Sekreteri

Tüm Öğretim Elemanları Derneği
(TÜMÖD) Genel Sekreteri

Yaklaşık iki yıldır süren Ergenekon soruşturması adı verilen siyasal tertip, hukuk devleti kavramıyla hiç uyuşmamaktadır. Bu siyasal tertipte polis baskını, gözaltı, korkutma, sindirme, yasa dışı dinleme, yandaş medyanın ahlaksızca ve onursuzca saldırıları, sonu belli olmayan, açık bir süreç yaşanmaktadır. Bu soruşturma kapsamındaki tutuklulardan kimileri ölmüş, kimileri de ağır hastalık geçirdikleri için tahliye olmuşlardır. Hapiste yatan ve suçlu olup olmadıkları bilinmeyen sanıklar tam anlamıyla zulüm altındadırlar.

Soruşturmanın başlangıcından on dört ay sonra ilk iddianame hazırlanmıştır. Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mustafa Balbay, soruşturma kapsamında 1 Temmuz 2008 tarihinde evinde yapılan arama sonrasında gözaltına alınmıştır. Savcılığın tutuklama talebiyle, yargıç karşısına çıkarılmış ve serbest bırakılmıştır. Aradan sekiz ay geçtikten sonra Mustafa Balbay, yeni bir delil olmadan ve eziyete dönüşen 23 saatlik sorgunun ardından tutuklanmıştır.

Bu olayın hemen ardından 10 Mart 2009 tarihinde ikinci iddianame hazırlanmıştır ve AKP hükümetinin Cumhuriyet Mitingleri ile yasa dışı yöntemlerle düşürülmeye çalışıldığı iddia edilmektedir. Cumhuriyet mitingleri, yasal ve demokratik bir hak kullanımıdır. AKP’ye karşı bir uyarı ve iktidardan demokratik yöntemlerle kurtulmak amacıyla yapılan güçlü bir eylemdir. Bu iddianamede, 11 Mart 1995 tarihinde çıkan ve 17 kişinin öldüğü İstanbul Gazi Mahallesindeki olaylar ile 2 Temmuz 1993 tarihinde yapılan ve 37 kişinin ölümüyle sonuçlanan Sivas Madımak Oteli olaylarının Ergenekon örgütü tarafından yapıldığı savunulmaktadır.

Bu iddialarla milyonlarca insan suçlu olarak gösterilmeye çalışılmaktadır. Çünkü üç büyük ilde yapılan Cumhuriyet mitinglerine milyonlarca insan katılmıştı. Şimdi bu milyonlar, Ergenekoncu denilerek, karalanmak istenmektedir. Buradaki amaç, bundan böyle hükümet karşıtı gösterilere katılacak olanları potansiyel suçlu ilan etmektir. “Demokratik bir mitinge katılmak suçtur” diye bir suç uydurmak ise, Anayasanın 38. maddesindeki suç ve cezalara ilişkin esaslara aykırıdır.

Ergenekon adı verilen siyasal tertibin esas amacı, ulusalcıların şahsında, Mustafa Kemal Atatürk'e karşı açılmıştır; Cumhuriyetin değerleri ile Kemalist İlke ve Devrimlerle hesaplaşmaya dayanan akıl dışı bir noktaya ulaşmıştır.
Bu iddianamenin ekonomik krizin ülkemizi derinden sarstığı bir dönemde ve yerel seçimlere çok az bir süre kala mahkemeye sunulması dikkat çekicidir. Anımsanacağı üzere ilk iddianame de, AKP hakkındaki kapatma davasının açıklanmasına çok az bir süre kala mahkemeye sunulmuştu. Bir kez daha kanıtlanmıştır ki Ergenekon adı verilen siyasal tertip, AKP için çok önemli ve iktidarı çok fazla rahatsız edecek olayların peşinde gitmektedir..

Bu olağanüstü koşullar altında yapılacak yerel seçimler, ülkemiz açısından çok önem taşımaktadır. Ya ortaçağ karanlığına gömüleceğiz, ya da aydınlık günler için bir ışık bulacağız. Bu ışığı bulmak için yerel seçimlerde oyumuzu laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni savunan adaylar için kullanmalıyız. Siyasi iktidarın her türlü oyunlarına karşı, oylarımıza ve seçim sandıklarımıza sahip çıkmalıyız.

7 Mayıs 1966 tarihinde Süleyman Demirel’in başbakan olduğu dönemde, cumhuriyet tarihinde ilk kez sivil polisler, muhalefet partilerinin TBMM’deki grup odalarına girip arama yapmışlardı. Bu olay üzerine CHP Genel Başkanı İsmet İnönü: “Eşkıyanın bu gece ne yapacağı bilinmez!” diyerek tepki göstermişti. Yapılacak bu yerel seçimlerde kesinlikle oylarımıza ve seçim sandıklarımıza sahip çıkmalıyız çünkü eşkıyanın ne yapacağı belli olmaz…
*
➽ Paylaş:
“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..
.com/img/a/