Emperyalizmin sempati maskesi!
SİYAH BAŞKANLA, BEYAZ SAYFA
Suay Karaman
Atatürkçü Düşünce Derneği
Genel Sekreteri
ABD Başkanı Barack Obama’nın Türkiye ziyaretini, emperyalist bir ülkenin başkanının gezisi olarak değerlendirmek gerekmektedir. Emperyalist bir devletin başkanı, öncelikle kendi ülkesindeki sömürü düzeninin devam etmesini savunarak, yeni sömürge alanları yaratmayı düşünür. Bu bağlamda Obama’dan bizim ülkemizin çıkarlarına uygun bir söylem ve eylem bekleyenler yanıldıklarını göreceklerdir. ABD’nin çıkarlarını tıkayan bazı sorunları aşmak için yapılan bu ziyaret öncesinden başlayarak, özellikle medyada Obama’ya büyük övgüler düzülmüştür. Bundaki amaç Türkiye’deki ABD karşıtlığına son verdirilerek, sempati toplamak hedeflenmiştir.
Obama Türkiye’ye gelmeden önce Avrupa’da yapılan NATO toplantısında ödün vermeye başladık. İslam dinine küfür edenleri kollayan ve Roj televizyonunun kendi ülkesinden yaptığı yayınla PKK terör örgütüne destek veren Danimarka Başbakanı Anders Fohg Rasmussen’in NATO Genel Sekreterliği’ne itiraz eden başbakan Erdoğan, Obama’nın araya girmesiyle itirazını geri çekerek, onay vermiştir. Bunun yanında sözde Ermeni soykırımını tanıyan Fransa'nın, NATO'nun askeri kanadına dönmesine de ses çıkarmamıştır.
Dünyayı bir baştan bir başa kan gölüne çeviren ABD, siyah başkanla, beyaz bir sayfa açmak için barış yanlısı gözükmektedir. Ancak bu söylemler ABD’deki ekonomik krizin etkilerini azaltmak ve tekrar güçlenmek için zaman kazanma çabalarıdır. ABD Başkanı ülkemizde pek çok yerde görüşlerini açıkladı. Söylediklerinden sadece tek doğru olanı ise, Atatürk'ün bıraktığı en büyük mirasın, Türkiye'nin laik demokrasisi olduğu gerçeğiydi.
Obama, Türkiye’ye Ermeni sorunu ve soykırım iddiaları konusunda tarihimizle yüzleşmemizi önermiştir. Ermenistan sınırını açmanızı istemiştir. Heybeliada'daki Ruhban Okulu'nu açmamızı önermiştir.Türkiye'nin, Kürt kökenli vatandaşlarına eğitim ve diğer olanakları sağlamasını istemiştir. PKK konusunun Irak’taki Kürt liderlerle anlaşarak çözümlenmesi, Afganistan’a destek vererek, asker göndermemizi, Filistin ile İsrail’in arasındaki sorunlarda, İsrail’in meşru müdafaa yaptığı benimsememizi, ABD’nin Ortadoğu politikalarını desteklemeye devam etmemizi, Kıbrıslı liderlerin tek devlet olarak birleşme çabalarını desteklememizi istemiştir.
Bunların tümü ABD’nin çıkarlarına ilişkin konulardır, Türkiye'nin ulusal bütünlüğüne karşıdır. Obama'nın Türkiye'den istekleri, Sevr Antlaşmasını çağrıştırmaktadır. Ne yazık ki bu sözler duvarlarında “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Ulusundur” yazan TBMM’de söylenmiştir. İktidar kendini ABD’ye adamıştır, ancak muhalefet partilerinin ve ulusalcı demokratik kitle örgütlerinin bu olaya tepki vermeleri gerekirdi.
ABD Başkanı, İstanbul'daki dini temsilcilerle ortak görüşme yapmış, ancak özel önem verdiği Fener Rum Patriği Bartholomeos'la başbaşa görüşmüştür. Gençlerle yaptığı görüşmede de; “Türkiye'deki Kürt azınlığın bu toplumda özgür bırakılmasını isteriz” diyerek, ulusal bütünlüğümüze saldırıda bulunmuştur. ABD Başkanı, ılımlı İslam yerine laiklik vurgusunu öne çıkarmıştır. Ancak Büyük Ortadoğu Projesini ortadan kaldırdıklarını söylememiştir. Zamanında askerimizin kafasına geçirilen çuvala tepki vermediğimiz için, şimdi yeniden çuval geçirilmesi için düğmeye basmış ve beklemektedir.
İkinci adının Hüseyin olması, Müslüman bir soydan gelmesi, sempatik hareketlerde bulunması ve Atatürk’ten alıntılar yapması yanlış anlaşılmamalıdır. Çünkü Obama, emperyalist bir devletin başkanıdır; aşırı iyimserliğe yer yoktur. Bu ziyaret, ülkemizin ulusal çıkarları açısından iyi değerlendirilmelidir ve olası sonuçları iyi izlenmelidir..