"Gereksindiğin güç, damarlarındaki soylu kanda vardır."

ULUSAL EGEMENLİK


Suay Karaman
Atatürkçü Düşünce Derneği
Genel Sekreteri

Bildiğimiz üzere, 23 Nisan 1920 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi açılmıştır. TBMM’nin açılışı birinci yılından itibaren Ulusal Egemenlik (Hakimiyet-i Milliye) Bayramı olarak kutlanmaya başlanmıştır. Çocuk Esirgeme Kurumu (Himaye-i Etfal Cemiyeti), 1929 yılından itibaren 23 ile 30 Nisan arasını Çocuk Haftası ve bu haftanın ilk günü olan 23 Nisan tarihini de Çocuk Bayramı olarak kutlamaya başlamıştır. Daha sonra bu iki bayram 1935 yılından itibaren 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı adı altında birleştirilerek, kutlanmaya başlamıştır.

Ulusal Egemenlik Bayramı’nın amacı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu gerçekleştiren TBMM'nin açılışını kutlamaktır. Çocuk Bayramı’nın amacı ise Kurtuluş Savaşı sırasında yetim ve öksüz kalan çocukları şenlik ortamında sevindirmektir.

89 yıl önce açılan TBMM’nin kökeni, Ulusal Kurtuluş Savaşı’na dayanmaktadır. Mustafa Kemal’in önderliğinde, dünyada ilk kez emperyalist devletlere karşı zafer kazanılmıştır. Bu meclis, hem ülkemizin kurtuluşuna, hem de yeni bir devletin kuruluşuna öncülük eden tarihi bir olguya sahiptir. Çürümüş ve yozlaşmış bir imparatorluktan yepyeni bir Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması, demokratik ve laik bir yönetim biçiminin gerçekleşmesi, çağdaş ve aydınlık bir yaşam biçiminin belirlenmesi ve bunun için yapılan tüm yenilikler, 23 Nisan 1920 tarihinde Mustafa Kemal’in liderlik ettiği TBMM’nin attığı adımlarla gerçekleşmişti.

Devletimizin başlıca iki temel niteliği vardır; ulusal egemenlik ve tam bağımsızlık. Ulusal egemenlik, ulusun kendi kendisini yönetmesidir. Tam bağımsızlık, başka bir devletin yönetimi altına girmemektir. Egemenliğin ülke içinde kullanımı ulusal egemenlik, ülke dışında kullanımı ise tam bağımsızlıktır. Bu iki temel nitelik, emperyalizmin yeni yüzü küreselleşme ile yok edilmek istenmektedir. Yurt dışı emperyalist güçlerin ve yurt içindeki işbirlikçilerin yoğun çabalarına karşılık, bu iki temel nitelik, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesine bağlı olarak, hep var olacaktır.

Uzun yıllardır Kemalist Devrimlerin getirdiği ve yarattığı ilkelere karşı olan siyasi iktidarlar döneminde hiçbir ulusal bayram gereği gibi kutlanamamaktadır. 23 Nisan’da da, ulusal egemenlik kavramı unutturularak, sadece çocuk bayramına vurgu yapılmaktadır. 89 yıl sonra ülkemizde ulusal egemenlik ve tam bağımsızlık kavramları unutturulmak istenmektedir. Küreselleşmenin sonucu olarak ortaya çıkan ekonomideki çok ulusluluk kavramının dayatmasıyla, özelleştirme talanı ile ulusal egemenlikten vazgeçilmeye başlanmıştır. ABD ve AB’nin her istediği yapılarak, tam bağımsızlık feda edilmeye başlanmıştır.

Ülkemiz, tarihinde eşi görülmemiş ekonomik ve siyasi bunalımla karşı karşıyadır. İşsizlik, yoksulluk, açlık ekonomik krizle daha da artmıştır; yolsuzluk ve hukuk dışı uygulamalar insanlarda olumsuz etkiler yaratmaktadır. Kendilerine muhalif olan herkese öfke saçan ve saldırgan tavırlarda bulunan siyasi iktidar, islamofaşist bir gidişe doğru hızla yol almaktadır. Atatürk’ün Aydınlanma Devrimini ortadan kaldırmak için var gücüyle çalışan siyasi iktidar, ortaçağın karanlığına dönülmesi için büyük çaba harcamaktadır. Ama başaramayacaklar, çünkü ırmaklar geriye doğru akmaz.

Ulu önder Atatürk’ün 20 Ekim 1927 tarihindeki “Gençliğe Hitabe”sini yeniden okumanın zamanı gelmiştir. Bu sıkıntılı ve bunalımlı günlerden nasıl kurtulacağımızı da eşsiz lider Atatürk, “Gençliğe Hitabe”sinde söylemiştir: “İşte bu ortam ve koşullarda bile ödevin, Türk bağımsızlığını ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Gereksindiğin güç, damarlarındaki soylu kanda vardır."
*
➽ Paylaş:
“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..