SEÇİM SONUÇLARI ÜZERİNE
*
DERS ALMAYANLARA UYARILAR!
*
Suay Karaman
Atatürkçü Düşünce Derneği
Genel Sekreteri
*
Aydınlık ile ortaçağ karanlığı arasında bir dönüm noktası konumundaki 29 Mart 2009 yerel seçimleri, öncesiyle ve sonrasıyla çok konuşulacak bir süreç ortaya çıkartmıştır. Yapılan bu yerel seçimler, iktidar partisi tarafından bir genel seçime, bir referanduma benzetilmiştir. Başbakan yaptığı mitinglerde öfkeli ve saldırgan bir tavır izlemiş, ülkenin sorunlarını teğet geçmiştir. Seçimin kaybedeni iktidar partisidir. Kazananı ise belli değildir. Ülkemizin içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik krize karşılık oylarını birkaç puan arttıran partilerin kazançlı olduklarını söylemek zordur.
*
Seçim sırasında ve sonrasında yaşanan şiddet, yaralama ve ölümler, bu seçimin çok güç koşullarda yapıldığını göstermektedir. Oy sayımı sırasında AKP’nin geride kaldığı illerdeki olağan dışı elektrik kesilmeleri, YSK Bilgisayar sisteminin çökmesi, çalınan sandıklar, yakılan oy pusulaları ve günlerdir yapılan haklı itirazlar seçimin güvenilirliğine gölge düşürmüştür. Belki de en şaibeli seçimlerden biri olma özelliğini taşımaktadır. 2007 genel seçim sonuçları birkaç saat içinde açıklanırken, bu yerel seçimde sonuçların açıklanması çok uzun sürmüştür. Bu da üzerinde önemle durulması gereken bir konudur.
*
Seçim sonuçları analiz edildiğinde Türkiye’de %68 oranında dinci ve ırkçı siyaset yapan partilerin, %27 oranında sol partilerin ve %5 oranında merkez sağ partilerin oy aldığı görülmektedir. CHP gibi sol partiler çarşafa dolanıp, sağ ve sığ politikaları benimsedikçe, yanlış adaylarla seçime girdikçe kendilerine oy veren kitlelerden uzaklaştı. Halbuki tam bağımsızlıktan ve anti emperyalizmden yana tavır koyarak, Kemalist Devrimleri ve o eşsiz altı oku benimseyerek politika üretebilseler, oy oranlarını çok daha yükseklere çıkarabilirler. Atatürk’ün partisinin, Atatürkçü parti olduğu zaman iktidara geleceği kesindir.
*
İktidar partisi AKP, yaklaşık %8 oy kaybederek inişe geçmiştir ve bu sonuç ülkemiz için bir dönüm noktasıdır. Aslında yedi yıllık AKP iktidarının laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu belgelenmiştir; ekonomik krize, yolsuzluğa, korku, baskı ve sindirmeye karşı sadece %8 oy kaybetmesi düşündürücüdür. Özellikle CHP’nin bu süreci çok iyi değerlendirmesi gerekmektedir. AKP elinde bulunan bazı önemli belediyeleri kaybetmiştir. CHP, İstanbul ve özellikle İzmir’de çok önemli belediyeler kazanmıştır. Kıyı kentlerindeki belediyelerin neredeyse tamamı CHP’nin eline geçmiştir.
*
Başbakan seçim sürecinde 28 kez gittiği Antalya’da, partisinin belediye başkanlığını kaybetmesini çok anormal bulmakla yetindi. Ancak asıl anormalliği görmek istememektedir.
Başbakanın “Üniversiteyi yönetemeyen, belediyeyi yönetemez” sözüne, Antalya halkı gereken yanıtı vermiştir. Prof. Dr. Mustafa Akaydın, Akdeniz Üniversitesi Rektörü ve Üniversiteler Arası Kurul Başkanı olarak, yaptığı değerli hizmetlerle kendisini kanıtlamış, çağdaş bir bilim insanıdır. İkinci kez seçildiği rektörlük görevine, Temmuz 2008 tarihinde Abdullah Gül tarafından atanmamıştır. Yaklaşık sekiz ay sonra Antalya Anakent Belediye Başkanlığına halkın büyük desteği ile seçilmiştir. Böylece Antalya halkı, Abdullah Gül’e de gereken yanıtı vermiştir.
**
Bu seçimlerde, CHP’nin İstanbul adayı Kemal Kılıçdaroğlu, alçak gönüllü kişiliği, bilgisi ve yolsuzluklara karşı mücadeleciliğiyle, tüm toplumda sevilmiş, benimsenmiş ve tanınmıştır. Bu seçimlerden gelecek için CHP’nin çıkaracağı dersler vardır. Cumhuriyet Halk Partisi, Deniz’den çıkıp, Kemal’e erdiği zaman, nitelikli bir yönetime kavuşacak ve Türkiye’nin aydınlık bir ortama ulaşmasına katkı sağlayacaktır.
*