Asker konusunda yukarıdaki ve aşağıdakinin aynı görüşü, düşünceyi paylaşmadıkları iddia edilebilir mi?
Minareye Kılıf Uydurma Operasyonu
Cüneyt Arcayürek
Çankaya’daki AKP’li, Yüksek Mahkeme’nin anayasaya aykırı bulduğu üniversitelerde türban serbestisini sağlayacak anayasa değişikliğini onaylarken hükümetin “kimi endişeleri giderecek düzenlemeler yapmasını” istedi. Hukukçuların anayasaya aykırı olduğunu ifade ettikleri askere sivil yargı yolunu açan yasayı onaylarken de aynı sözcüklerle aynı vurgulamayı yapıyor. “Muhtemel tereddütleri giderecek yasal düzenlemeler yapılmasında fayda görüyor.”
İki gerekçe birbirinin kopyası!
Çankaya dışındaki hukukçular ilgili maddenin anayasaya aykırı olduğunda birleşirken Çankaya’daki AKP’linin etrafında toplanan kimi hukukçular ise “hayır anayasaya aykırı değildir” diyorlar.
Çankaya’nın sızdırdığı son haberlere bakılırsa yasayı onaylarken bir not ekleme yöntemini önceki cumhurbaşkanları Demirel ve Sezer’den örnek almış.
***
İşit de inanma: Zira Çankaya’daki tıpkı “kardeşi” RTE gibi nalıncı keseri. İşine geldiği için geçmiş uygulamaları örnek alıyor.
Ama adı geçen eski cumhurbaşkanlarının anayasaya aykırı buldukları yasaları onaylamadıklarını… onaylamak zorunda kalsalar derhal Anayasa Mahkemesi’nde iptal davası açtıklarını… hükümetten gelen her kararnameye gözü kapalı imza atmadıklarını… Demirel ve Sezer’in Çankaya’daki AKP’li gibi siyasal simge türbanı savunanları üniversitelerde rektörlüğe atamadığını…. örnek almıyor.
11’inciye gelinceye kadar Çankaya Köşkü’ne konuk olan hanımefendiler; Atatürk’ün Türk kadınına armağan ettiği çağdaş kılık kıyafet başta her devrimi içtenlikle benimsediler, uyguladılar.
Ya bugün? Ortaokul eğitiminden geçenler Köşk’te mimarlara özgü düzenlemeler yapıyor, üstelik alkışlanıyorlar.
Çankaya’da türbanlı… Anadolu’da caddelerde kara çarşaflı kadınlar.
“Reformist” AKP’nin gerçek yüzü.
***
Çankaya’daki, noterlik görevini yerine getirdi.
Uzun incelemelerden sonra yasayı onaylamış… Oysa minareye kılıf uydurma operasyonu tam on gün kamuoyunu meşgul etti. Acaba ne yapacak, onaylayacak mı, onaylamayacak mı diye peşinden koşturdu.
Yukarıdakinin ne yapacağını aşağıdaki on gün önceden biliyordu.
Asker konusunda yukarıdaki ile aşağıdakinin aynı görüşü, düşünceyi paylaşmadıkları iddia edilebilir mi?
Şimdi dinciler, yandaş yalakalar, dönmeler… Genelkurmay’ın son yasal düzenlemeye karşı çıkışını “Halkın TSK’ye olan güveni giderek azalıyor” diye yorumlamaya başladılar.
Askere uygun gördükleri görev, sınırları beklemek, terörle savaşmak!
Askerden o denli rahatsız, o denli korkuyorlar ki… laik rejimi gerici kafaların veya bunların öncülerine teslim edecek -anayasaya aykırı da olsa- her yöntemi uygulayacak olanlara yalakalık yapıyorlar.
***
Asker bu gözlere ne zaman şirin görünecek diye soracak olursanız; kışladan çıkarken üniformayı dolaba asacak, resmi kıyafette sokakta görünmeyecek… ülkenin sorunları ile ilgilenmeyecek… laik Atatürk cumhuriyetini korumayı kollamayı aklının ucundan geçirmeyen asker arıyorlar.
Hasretini çektikleri olası sonuç ise: Müsteşarlığa dönüşen sıradan bir Genelkurmay!
Askerle ilgili “yeni açılımları” planlıyorlar. Ya da bu konuda zaten hazır olan planı uygulamaya koyma zamanını bekliyorlar.
Başarabilirler mi? Seçmenin kafası değişmedikçe olmaz demeyin, olur!
***
Şeytanın avukatlığı falan da değil. Düpedüz akla gelen bir sorunun yanıtıdır:
Askeri (darbe yapmaya girişenleri) sivil mahkemelere gönderecek madde değişikliğini bir gece yarısı baskın basanındır diyerek Meclis’ten geçiren hükümetin niyeti acaba ve sadece -bugün savunduğu gibi- AB’ye uyum sağlamak mı?
Ergenekon savcılarını elini kolunu bağlayan yasal zorluktan kurtarmak mıydı amaç?
Yoksa gizlenen amaç; falan filan adlarla anılan darbe girişimlerinde (eski Deniz Kuvvetleri komutanının güncel notlarında) adları geçen komutanları asker oldukları için sorguya çekemeyen, tutuklanmalarını isteyemeyen Ergenekon savcılarına yasal özgürlük tanımak mıydı?
Bu hükümet askeri sivil yargıya gönderdikten sonra… son hamlesini tamamlayacak, askeri bağlayacak yeni yasal düzenlemeler yaparsa şaşırmamak gerek.
Her şey demokrasi için! Yaşasın Avrupa Birliği, ama yaşamasın bizden olmayan asker!
*