“Gerekirse bu zıkkımları da kapatalım” diyen YÖK Başkanı’nın, zıkkımın kökünden mi, yoksa zıkkımın yökününden mi söz ettiğini anlamak çok zordur…

ZIKKIM



Suay Karaman
Atatürkçü Düşünce Derneği
Genel Sekreteri

Bundan yaklaşık on üç ay önce YÖK Başkanı, TBMM Genel Kurulu’nda yeni kurulan üniversitelere rektör atanmasıyla ilgili tasarının görüşmeleri sırasında, muhalefet kulisinde CHP’li milletvekilleri ve gazetecilerle sohbet etti. YÖK Başkanı, katsayı tartışmalarıyla ilgili olarak “Yüzde 5 için yüzde 95’i yakmayalım. Herkes istediği bölümde okusun. Benim imam hatiple ilgim yok. Gerekirse bu zıkkımları da kapatalım, ama bu sorunu çözelim” diyerek, “ne alan kalsın, ne ağırlık” gibi özlü bir söz yaratmıştı.

Son YÖK Genel Kurulu’nda oyçokluğu ile alınan karara göre, üniversiteye girişte genel liselere ve meslek liselerine uygulanan katsayı eşitlenerek, siyasi iktidarın yıllardır istediği amaç gerçekleşmiş oldu. Bu kararın ardında imam hatip liselerinin bulunduğunu herkes bilmektedir. “Gerekirse bu zıkkımları da kapatalım” diyen YÖK Başkanı’nın, zıkkımın kökünden mi, yoksa zıkkımın yökününden mi söz ettiğini anlamak çok zordur…

YÖK Başkanının zıkkım adını verdiği bu liselerde okuyanların sayısı, ülkemizin imam ve hatip gereksiniminden çok fazladır. İmam ve hatip olmaları olanaksız olan kız öğrencilerin, bu zıkkımlara alınmasını açıklamak da çok zordur.

Bu zıkkımlardan mezun olanlara her türlü yüksek okulun kapısını açmakla, eğitimin yaygınlaştırılacağı söylenmektedir. Ancak bu içi boş bir iddiadır. Eğitimde eşitlik, herkese parasız eğitim olanakları sağlayarak yaygınlaşır.

Rektör atamaları ile YÖK üyesi atamalarında genellikle türban bildirisine imza koyan, ilahiyat kökenli olma ve siyasal yandaş olma ön plana çıkarılmaktadır. Bilimsel yeterlilik ve deneyim gibi kriterler göz önüne alınmamaktadır.

Üniversite, gençlere yalnızca bilgi veren değil, yaşamda doğru davranış yolunu bulmaya alıştıran, bu amaç için de düşünme alışkanlığı veren kuruluştur. Eğitimi, bilimsellikten uzaklaştırıp, dinsel bir şekle sokmaya çalışanlar, ülkemizi ortaçağ karanlığına götürmek isteyenlerdir.

Üniversite bütçelerinin yetersiz olması, akademik kadro açığının giderilememesi, plansız bir şekilde üniversite açılması, eğitim kalitesini arttırmadan kontenjanın arttırılması, mezunların işsiz kalması, harçlara yapılan zamlar gibi çok önemli konular dururken, sadece imam hatip liseleri, katsayı ve türban gibi işlerle uğraşan YÖK, üniversitelerin aydınlık ışığını karatmaktadır.

2008 yılında iktidar partisi AKP’nin, Anayasa Mahkemesi tarafından laikliğe karşı eylemlerin odağı olduğuna karar verilmişti. AKP hakkındaki bu kararın gerekçesinde, imam hatip liseleri ile ilgili katsayı farklılığını ortadan kaldırmaya yönelik yasa çıkarma, iş ve işlemlerde bulunma konusu da laik hukuk devleti ilkesine aykırı bir eylem olarak kabul edilmişti. Bu kararda katsayı ile ilgili işlem ve söylemleri nedeniyle parti genel başkanı ve Milli Eğitim Bakanı da sorumlu bulunmuştu.

Yaklaşık on üç ay sonra YÖK Başkanının söylediği “ne alan kalsın, ne ağırlık” özlü sözü gerçekleştirilmiş oldu. “Düşünüyorum, öyleyse varım”, düşünmüyorum öyleyse YÖKüm mantığının geçerli olduğu yerde, alan ve ağırlıktan başka, ne üniversite, ne de bilim kalacaktır. Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği “hayatta en gerçek yol gösterici, bilimdir” sözü, siyasi iktidar tarafından tekrar tekrar ve doğru okunmalıdır…
*
➽ Paylaş:
“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..