Bu açılım safsataları için söylenecek sadece beş kelime vardır, Sinoplu Diyojen’in dediği gibi; “gölge etme başka ihsan istemem..”


AÇILAMAYAN AÇILIM




Suay Karaman
Atatürkçü Düşünce Derneği
Genel Sekreteri


Ülkemiz yaklaşık 60 yıldır çok sıkıntılı bir süreçten geçmektedir. AKP iktidarı ile bu sıkıntılı süreç daha da artmıştır. Ulusal Kurtuluş Savaşı sonucunda Kemalist ilke ve devrimlerle kurulan Cumhuriyetimiz, tarihinin en kuşatılmış dönemini yaşamaktadır. Siyasi iktidar, tam anlamıyla şeriatçı bir sivil darbe için, önündeki engelleri tek tek kaldırmaktadır.

Ülkeyi ortaçağ karanlığına sokmak için, Atatürk’ten miras ne varsa, hepsi birer birer yok edilmektedir. Yoksulluk ve yolsuzluk sarmalındaki ülkemizde, ekonomik kriz işsizliği çok yüksek boyutlara çıkarmıştır. Demokrasi ve insan hakları sürekli yara almaktadır. Hukuksuzluk diz boyudur, AB ve ABD’nin istekleri koşulsuz yerine getirilmektedir. Türkiye, AB’nin talimatlarıyla çıkarılan bir Yasa ve Kanun Hükmünde Kararnamelerle “Bölge Kalkınma Ajansları” adı altında bölünmektedir. Kıbrıs ve Ermenistan açılımlarının içi boş olduğu görülmüştür. Şimdi de siyasi iktidar içeriği belli olmayan yeni bir açılım yapmak için çırpınmaktadır.

Emperyalist ABD, bizim bölgemizde yapacağı işgale Büyük Ortadoğu Projesi adı vermiş, Türkiye, Irak, İran ve Suriye’den toprak alarak sözde Kürdistan projesini hayata geçirmek arzusundadır. Emperyalistlerin bu arzusunu yerine getirmek için, yerli işbirlikçileri de kollarını sıvamıştır. Kürt sorununun çözümü için İmralı’daki terörist başını muhatap almak isteyenlerin, birdenbire Tillo, Menzil, Hizan, Norşin gibi adlardan söz edenlerin, ülkemizin ulusal birliğini ve ulus devlet niteliğini ortadan kaldıracak uygulamalarda bulunanların tarih önünde sorumlulukları vardır ve bu sorumluluk, onları Yüce Divan önünde sorgulayacaktır.

Türkiye’yi bölme niyetli bu açılım safsataları, siyasi iktidar ve yandaşlarından başka destek bulamamıştır. Açılım sevdalıları gözlerini 15 Ağustos 2009 tarihinde İmralı’dakinin yapacağı açıklamaya çevirmişlerdir. 15 Ağustos 1984 tarihinde, PKK Türkiye Cumhuriyeti’ne savaş açmış ve Eruh ile Şemdinli’de ilk baskınları düzenlemişti. Bu kanlı baskınların 25. yılında açıklama yapmak, hangi anlama gelmektedir? Bu açıklamadan çare dilenmek, bu çareye göre açılım yapmak, vatan hainliğine eşdeğerdir.

Sağlık ve sosyal güvenlik sektörü, eğitimi, sanayisi, tarımı, hayvancılığı, ulaşımı, imarı başta olmak üzere tüm sektörleri çökertilmiş bir toplumda demokrasiden, laiklikten söz edilemez. Demokrasi ve laikliğin olmadığı toplumlar, emperyalist ülkelerin oyuncağı olurlar, içeriği belirsiz açılımlara sürüklenirler.

Ancak bu topraklardan Mustafa Kemal Atatürk geçmiştir. Bütün bu olumsuzlukları nasıl bitirebileceğimizi biliyoruz. Çözüm yolu sadece Kemalizm’in Altı Okudur. 1923 ile 1938 yılları arasında kalkınan, gelişen genç Türkiye Cumhuriyeti, Kemalist ilke ve devrimlerle bunu başarmıştı. Bizde bu güce sahibiz ve yeniden başaracağız.

Laikliğe karşı eylemlerin odağı olduğu Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla tescillenen bir siyasi iktidarın ve emperyalist bir devletin büyük işgal planının eş başkanı olmakla övünen bir başbakanın, ülkenin çıkarları için yapacağı hiçbir şey yoktur, olsa da inandırıcı değildir. Bu açılım safsataları için söylenecek sadece beş kelime vardır, Sinoplu Diyojen’in dediği gibi; “gölge etme başka ihsan istemem..”

*
➽ Paylaş:

➽ Gözden Kaçırmayın... ➽ Bunları Okudunuz mu?..

“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..