İşte emperyalizm kullandığı iki maşayı, ortak noktada buluşturdu ve bunu da “açılım” olarak yutturmaya çalışıyorlar.
AÇILIM, SAÇILIM
Suay Karaman
Atatürkçü Düşünce Derneği
Genel Sekreteri
Hükümet kararını başbakan “Kürt açılımı” olarak açıkladı. Sonra İçişleri Bakanı yapmak istediğimiz Kürt açılımı değil, “demokratik açılımdır” dedi. Kim tutar başbakanı hiç altta kalır mı, açılımın adını değiştirdi “barış ve kardeşlik” dedi. Daha sonra başbakan “anaların gözyaşı dinecek” dedi…
Henüz içeriği açıklanamayan açılım, günlerce tartışılıyor, hükümet her kesimden destek istiyor, görüşmek için can atıyor. Ama ne için, neye destek istiyor belli değil? “Sayın” dedikleri İmralı’dakini sürece dahil etmek istiyorlar, onun sözlerinden çare bekliyorlar. İmralı’daki terörist, Kürt açılımına nasıl bir çözüm bulacak diye bekliyorlar. İmralı’daki terörist avukatları aracılığıyla çözüme katkı sağlamaya başladı:” ben Fettullah hocayı takip ediyorum, okuyorum. Olumsuz değerlendirmiyorum. Kürdistan’da okulları, cemaatleri var, örgütlüler. Demokratik temelde karşılıklı yaklaşımlar olabilir.”
İşte emperyalizm kullandığı iki maşayı, ortak noktada buluşturdu ve bunu da “açılım” olarak yutturmaya çalışıyorlar. Siyasi iktidar, teröristten gelecek destekle, açılım diye ülkeyi bölünme sürecine götüreceklerini bile bile, ateşle oynamaktadır. Ancak bu ateş önce kendilerini yakacaktır ama farkında değiller…
Bitlis’in Tatvan ilçesinde geçtiğimiz Temmuz ayında düzenlenen 41. Tatvan Doğu Anadolu Fuarı’nın açılışı olaylı geçti. PKK için yapılan saygı duruşunda DTP milletvekilleri, belediye başkanı ve partililer ayaktayken, kaymakam ve bazı demokratik kitle örgütü temsilcileri oturuyorlardı. Tatvan Kaymakamı, yaşanan bu olaylar ve basında yer alan haberler üzerine savcılığın soruşturma başlattığını bildirdi. AKP iktidarı, devlet otoritesinin zayıflaması karşısında çaresizdir. Çareyi, İmralı’dakinin katılımıyla açılım yapmakta bulmuştur. Bu açılım ve saçılım Yüce Divan’da son bulacaktır.
ABD Adalet ve Dışişleri bakanları, terör örgütü olarak ilan ettikleri PKK ve Tamil Kaplanları gibi terör örgütlerine eğitim ve danışmanlık hizmeti verilip verilemeyeceği konusunda Yüksek Mahkeme’ye başvuruda bulunarak, bu konuları yasaklayan maddenin, anayasada açık olup olmadığını sormuşlardır. AKP’nin öncülük ettiği içeriği belirsiz açılım sırasında, ABD’nin PKK için destek girişimlerinde bulunması hem düşündürücüdür, hem de ürkütücüdür.
Türkiye, emperyalist güçlerin dayatması ve siyasi iktidarın desteğiyle açılımlarla, saçılımlarla oyalandırılmaktadır. Teğet geçen ekonomik kriz tüm sektörleri vurmuştur. Üretim düşmüş, yatırımlar durmuş, işsizlik büyük boyutlara ulaşmıştır. Birçok insanımız yoksulluğun pençesinde kıvranırken, bazıları yolsuzluk sayesinde yollarını bulmaktadır. Başbakan; “demokratik açılım gerçekleştirildiğinde Türkiye ekonomisinin de sıçrama yapacağını” söyleyerek, içi boş açılımla sıçramak istemektedir.
Yüzyılın soygunu adı verilen Deniz Feneri davası, unutturulmaya çalışılmaktadır. Davada adı geçen başbakan, açılımlarla açılıp saçılırken, deniz fenerinden dokunulmazlık zırhıyla sıyrılmak niyetindedir. Akfırat Belediyesi’ndeki rüşvet olayında, birçok yolsuzluğun yanında TBMM’nin yeni başkanına villa verildiği açıklanmıştır. İki aydan fazla zaman geçmesine karşın, “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” adı verilen fetokulli belgenin doğruluğu henüz kanıtlanamamıştır. İsmailağa cemaatine yönelik soruşturmayı başlatan Erzincan Başsavcısı hakkında soruşturma başlatılmıştır. Laiklik mitinginde konuşan ve Cumhuriyet mitinglerine katılan YARSAV Başkanı hakkında, tarafsızlığını yitirdiği iddiasıyla soruşturma açılmıştır. Adalet Bakanlığı’nın duyurusuyla, yargıç ve savcı adaylığına başvuranlar hakkında hukuka aykırı biçimde arşiv araştırması adı altında fişleme uygulaması yapılmaktadır. Hukukun yok sayıldığı Ergenekon adı verilen soruşturma ile birçok ulusalcı ve Kemalist aydınlar baskı altına alınmış, açıkça zulüm görmektedirler. Devletin işi yerine, insanların çişi ile uğraşan valilerin pisuarlara açtığı savaş, şeriat yolunda ilerlemenin adımlarındandır.
Ülkemize Sevr haritasının dayandırıldığı bu sıkıntılı günleri, tüm ulusalcı güçlerin örgütlü olması ve bilinçli çabaları ile aşacağız. Mustafa Kemal Atatürk’ün çocukları bütün bu güçlükleri yenecek kararlılıkta ve azimdedir..
*