'AKP'ye oy vermezseniz böyle sel basar, işte!' demeye getirmek!
Bak Allah’ın İşine!
“AKP’ye oy vermezseniz hizmet alamazsınız !” lafları da gerçeğe dönüşmüş durumda.
8 Eylül 2009 Tekirdağ ve İstanbul’daki sel felaketleri ile ilgili olarak AKP’nin ve Kadir Topbaş’ın açıklamaları insanlarımızı suçlar bir şekilde.
Çünkü sel bölgelerinde AKP’ye değil de başka partilere oy verilmiş.
Çatalca, Silivri, Selimpaşa sel felaketlerinin sorumlusu olarak AKP’li olmayan belediyeler gösteriliyor.
( “AKP’ye oy vermezseniz hizmet alamazsınız !” lafları da gerçeğe dönüşmüş durumda.
Çatalca’da
“ Belediyemizin imkanları yetmiyor. Belediye Başkanımız bizimle beraber çamurlara batarak çocuğumuzun cesedini arıyor ama iş makinesi olmadan bulmamız imkansız. Çocuğumun cesedini bulmak için iş makinesi gönderin. Emine Erdoğan, ben senin yerinde olsam kocamı o mevkide helalinden oturtmazdım, Ey Tayyip Erdoğan, sen o başbakanlık koltuğunda helalinden oturmuyorsun. Biz fakiriz diye mi bizi umursamıyorsunuz? ” diye günlerce bağıran genç kadının çığlıkları ancak 6. gün duyuldu.
Bu zaman zarfında, o çok küfür ettikleri Türk ordusu, neredeyse 300’e yakın – son rakam 274 – insanın hayatını kurtardı. )
( 9 Eylül 2009, sel felaketi İstanbul’un İkitelli, Küçükçekmece, Halkalı, Bağcılar, Basın Ekspres Yolu gibi AKP’li belediyelerin olduğu yerleri de vurduğunda; cesetler, kaybolan insanlar, yağmalar, maddi-manevi kayıplar birbirine karıştığında,
İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve Başbakan Tayyip Erdoğan, bir gün önce AKP’li olmayan belediyeleri ve insanları suçlarlarken, bir gün sonra, bu felaket için “ Allah’ın işi ! Yüzyılda bile rastlanmayacak bir felaket ! ” diyerek tv kanallarına açıklamalarda bulunmaya başladılar !!!
Böyle bir felaket ancak yüzyılda bir hatta daha uzun sürelerde bir olurmuş !
Bu felaket yüzyılın felaketiymiş !
Yüzyılın felaketi “Marmara Depremi” değil miydi? (!)
Bir gün önce, AKP’Lİ olmayan belediyeler ve insanlar suçlu !
Bir gün sonra olay “ALLAH’ın işi ! Yüzyılda bile rastlanmayacak felaket ! ).
Sorumluluğun içinden çıkmak ne kadar da kolay.
7 Eylül 2009 günü, tv kanallarındaki haberlerde Bülent Arınç’ın konuşması var,
“ Kürdüm diyen biri, Kürt olduğunu söyledikten sonra ayrıca Türk’üm demek istemiyorsa demez. Buna hakkı var. ”
Demesin be Arınçgil bey amca, demesin.
Türk’üm demeyi kendilerine yakıştıramayanlar içinde niceleri gururla,
“ Amerikan’ım, Fransız’ım, İngiliz’im ….” diyebiliyorlar.
Bazı kişilere Türk’üm demek nasıl ki bir hakaret gibi geliyorsa, öyle iğrenç ve öyle haysiyetsiz tipler var ki,
Onların Türk’üm demeleri asıl biz Türkler için bir zuldür.
O derece aşağılık tiplerin Türk’üm demeleri Türk milletine hakarettir ve Türk milletinin adının kötüye çıkmasına sebeptir.
Arınç’ın söylemeye cesaret edemediği şu: