Bu protokolün İsviçre’de imzalanması tam anlamıyla skandaldır.
ERMENİSTAN AÇILIMI
Suay Karaman
Tüm Öğretim Elemanları Derneği
(TÜMÖD) Genel Sekreteri
Türkiye’nin toprak bütünlüğüne göz koyan Ermenistan’ın, bizim topraklarımızda hak iddia ettiği, kendi anayasalarında yazılıdır. Bunun yanında Ermenistan’ın resmi armasının ortasındaki turuncu kalkanın içinde bizim Ağrı Dağı’mız bulunmaktadır. Bize soykırımı dayatan ve ülkemizi tehdit eden Ermenistan ile “açılım yapıyoruz” diyerek dostluk ilişkilerini gerçekleştirmek uygun olabilir mi? Azerbaycan’a saldırıp, topraklarının %20’sini zalim yöntemlerle işgal ederek, insanların ölmesine, yaralanmasına ve göç etmesine yol açan Ermenistan ile, bu şartlarda açılım adı altında iyi ilişkiler geliştirilebilir mi?
Emperyalist ABD’nin Nobel Barış Ödüllü Başkanı Barack Obama, geçtiğimiz Nisan ayında ülkemizi ziyaretinde, Türkiye’nin Ermeni sorunu ve soykırım iddiaları konusunda tarihiyle yüzleşmesini ve sınır kapılarını açmasını istemiştir. Bu ziyarette Obama’nın sömürge valisi edasıyla yaptığı tüm öneriler, Türkiye'nin ulusal bütünlüğüne karşıdır ve bizlere Sevr Antlaşmasını çağrıştırmaktadır.
Her ne olursa olsun emperyalist güçlerin isteklerini yerine getirmekte kararlı olan siyasi iktidar, ABD ve AB’den gerekli direktifleri alarak, 10 Ekim 2009 tarihinde İsviçre’de Ermenistan ile açılım protokolü imzalamıştır. Siyasi iktidar bu protokolle ilgili olarak kimseyi hiçbir şekilde bilgilendirmemiş, protokol öncesi Ermenistan`la yaptığı tüm görüşmeleri de halktan saklamıştır.
Bu protokolün İsviçre’de imzalanması tam anlamıyla skandaldır. “Ermeni soykırımı yoktur” diyenlere karşı yasalar çıkartarak, ceza veren ve parlamentosunda Ermeni iddialarını destekleyen İsviçre’de bu protokolü imzalamayı kabul edenler, tarih önünde sorumluluktan kurtulamayacaklardır. İmza törenine AB dış politika şefi Javier Solana, Avrupa Konseyi`ne başkanlık eden Slovenya Dışişleri Bakanı Samuel Zbogar, İsviçre Dışişleri Bakanı Micheline Calmy-Rey, Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov katıldı. Bu katılım bile, çıkarların paylaşımının ne kadar büyük olduğunu göstermektedir. Bize Sevr’i dayatan bu protokol, belleklerde çok iyi tutulmalıdır çünkü bu Lozan`da imzalananların kaybedilmeye başladığının protokolüdür.
Ermenistan devlet başkanı Serj Sarkisyan, Türkiye ile ilişkilerin önkoşulsuz olarak kurulmasının mümkün olmadığını ifade ederek; “Türkiye ile ilişkiler Ermeni soykırımı gerçekliği üzerinde soru işareti uyandıramaz” demiştir. Ermenistan, yıllardır dile getirdiği soykırım suçlamasıyla, Türkiye’ye katil demektedir. Halbuki Asala terör örgütünü kurarak, birçok devlet görevlisini öldürmüştür. Bu yüzden Ermenistan’ın, terörü destekleyen bir devlet olarak, yargılanması gerekmektedir. 15 Temmuz 1983 tarihinde Paris Orly Havaalanı’nda Türk Hava Yolları bürosunu bombalayıp, katliam yapan Ermeni terörist Varujan Garbisyan (Partikyan) ulusal kahraman ilan edilmiştir. Bu terörist, 6 Eylül 2008 tarihinde Erivan’da, AKP’nin gülünün de izlediği Ermenistan - Türkiye futbol maçı için protokol tribününe davet edilmişti.
İmzalanan bu protokol TBMM’ye geldiğinde, milletvekillerine tarihi bir sorumluluk düşmektedir ve tıpkı 2003 tezkeresinde olduğu gibi yüce meclisten hak ettiği yanıtı almalıdır. Emperyalist devletlerin baskısı sonucunda, açılım aldatmacasıyla Ermenistan sınırının açılmasına öncülük edenler, günü gelince Vahdettin gibi bu ülkeden kaçacaklarını düşünmüşler midir? “Biz tarih yapıyoruz” diyen bu açılım zavallıları, tarihe karşı ulusal sorumluluklarının bilincindeler mi? Vatana ihanet ettiklerinin farkındalar mı? Zaten emperyalist ABD’nin Ortadoğu’yu işgal projesinde eş başkanlık göreviyle öğünenlerden, ulusal duruş ve ülkemize hizmet beklemek anlamsız olur.
*