Hiçbir güç, Türkiye Cumhuriyeti’nin tam bağımsızlığının ve aydınlığının karşısında duramayacaktır.
DURDURAMAYACAKLAR
Suay Karaman
Tüm Öğretim Elemanları Derneği
(TÜMÖD) Genel Sekreteri
Emperyalist güçlerin isteği üzerine açılım aldatmacalarıyla, ülkemizi bölmek isteyen güçler, etnik ayrımcılığın iç savaşa dönüştürülmek istendiği günümüzde, yeni yeni senaryolar üretmektedirler. Üretilen tüm senaryoların ortak bir noktası bulunmaktadır: Mustafa Kemal Atatürk’ün emperyalizme karşı büyük bir utku elde ederek kurduğu demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin parçalanmasıdır.
Bu amaçla özellikle 2002 yılında iktidara gelen AKP hükümeti ile büyük yol alınmıştır. Eğitim sistemi, dinselleştirilmektedir. Hukuk sistemi siyasallaştırılarak, yargı bağımsızlığı yok edilmektedir. Siyasi iktidara karşı olanlar, etkisizleştirilmektedir. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı, psikolojik eylemler sürdürülmektedir. Özelleştirme talanıyla ulusal varlıklarımız, yer altı ve yer üstü zenginliklerimiz, topraklarımız yağmalanmakta, pazarlanmakta ve yok edilmektedir. Sanayimiz, tarım ve hayvancılığımız bitirilmek istenmektedir. Yazılı ve görsel basın korkutulmakta, sindirilmekte ve hızla dinci sermayenin eline geçmektedir. Parasal güç, siyasal iktidarın ve yandaşlarının elinde toplanmaktadır. Yolsuzluklar, vurgunlar, talanlar yapanın yanına kar kalmaktadır. Ekonomi büyük bir çöküşe girmiş, işsizlik, açlık, yoksulluk çok büyük boyutlara ulaşmıştır. Sosyal devlet bitirilmektedir. Terör bütün hızıyla devam etmektedir; sadece açılım safsatalarının başladığı beş aylık süreçte yaklaşık otuz şehit verilmiştir. Terör örgütü PKK ile pazarlık sürecine girilmiş, İmralı’daki sayından direktif alınmaya başlanmıştır. Ulusal bağımsızlık mücadelemizin üzerinden 90 yıl geçmiştir, ancak bugün ABD ve AB emperyalist güçleri tarafından bize yeniden Sevr haritası dayatılmaktadır.
Bugün ülkemizin içinde bulunduğu durum, Atatürk’ün 20 Ekim 1927 tarihinde Gençliğe Hitabesi’nde söylediği durumla örtüşmektedir. Ancak ne umutsuzluğa ne de başarısızlığa yer yoktur. Emperyalistlerin ülkemize karşı olan saldırı emellerine ve yerli işbirlikçilerinin oyunlarına karşı çok dikkatli, bilinçli ve kararlı olmak zorundayız. Arkasına emperyalist ABD ile AB’nin desteğini alan siyasi iktidara karşı, demokrasinin bütün olanaklarını kullanmalıyız. Demokrasinin olanaklarını kullanmak için, tam bağımsızlıktan yana olan ve anti emperyalist tavır benimseyen tüm güçlerin bir araya gelmesi gerekmektedir. Bir araya gelen bu örgütlü güç, ortak bir demokratik eylem planıyla yeniden aydınlık günlere dönülmesinin öncülüğünü yapacaktır.
Hiçbir güç, Türkiye Cumhuriyeti’nin tam bağımsızlığının ve aydınlığının karşısında duramayacaktır. Hiçbir güç, Atatürk ilkelerine ve devrimlerine inanan halkın direncini durduramayacaktır.
Yeni yılın ülkemize ve tüm dünyaya barış ve sağlık getirmesi dileğiyle, yılın son yazısını, emperyalist güçler ile yerli işbirlikçilerin suratlarında balyoz gibi patlayan, Bertolth Brecht’in “Durduramayacaklar“ adlı şiiri ile tamamlayalım;
“Gardiyanları ve yargıçları ve savcıları
hepsi halka karşıdır.
Kanunları, yönetmelikleri, bütün kararları
hepsi halka karşıdır.
Dergileri, gazeteleri, bütün yayınları
hepsi halka karşıdır.
Bunların hiçbiri onları kurtaramayacak,
durduramayacaklar halkın coşkun akan selini..
Panzerleri, kelepçeleri, bütün silahları
Panzerleri, kelepçeleri, bütün silahları
hepsi halka karşıdır.
Zindanları, tutuk evleri, işkence evleri
hepsi halka karşıdır.
Borsaları ve şirketleri ve iktidarları
hepsi halka karşıdır.
Bunların hiçbiri onları kurtaramayacak,
durduramayacaklar halkın coşkun akan selini...“
*