Hukuk ayaklar altına alınınca, skandallar birbirini izliyor.


SKANDAL



Suay Karaman
Tüm Öğretim Elemanları Derneği
(TÜMÖD) Genel Sekreteri

Hukuk ayaklar altına alınınca, skandallar birbirini izliyor. Hukukun bir gün kendilerine de gerekeceğini unutanlar ve hukuku kendilerine bağımlı duruma getirmeye çalışanlar, ülkemizi dönüşü zor bir karanlık yola doğru sürüklemektedirler.

Nakşibendi tarikatına bağlı İsmailağa cemaatinin adı, 3 Eylül 2006 tarihinde Fatih Camisi’nde yaşanan linç olayıyla birçok kişi tarafından duyuldu. Emniyet İstihbarat Dairesi’nin hazırladığı rapora göre bu cemaatin, İBDA-C terör örgütü ile de ilişki içinde olduğu belirlendi. Bu arada bazı siyasilerle ve işadamlarıyla da yakın ilişki içinde oldukları belirlenmiştir.

Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığı, 2 Kasım 2007 tarihinde İsmailağa cemaatinin okul öncesi çocuklara eğitim verdiği ihbarı üzerine harekete geçmiş, başta İstanbul olmak üzere 16 ilde operasyon için hazırlığa başlamıştır. Aralarında İstanbul Anakent Belediye Başkanı, Yeni Şafak Gazetesi sahibi ve cemaatin başkanının da bulunduğu 235 şüpheliye yönelik olarak gerçekleştirilmesi planlanan operasyon, cemaate bilgi sızdırıldığı için gerçekleştirilemedi. Sadece Erzincan’da operasyon yapıldı ve cemaat üyesi dokuz kişi gözaltına alındı.

Ancak Erzincan’daki bu cemaat operasyonuna katılanlar, siyasi iktidar tarafından paylarına düşen cezaları aldılar. Önce Erzincan Jandarma İstihbarat Şube Başkanı Binbaşı Nedim Sever ve yardımcıları Üsteğmen Ersin Ergut ile Astsubay Orhan Esirger, ardından Erzincan Milli İstihbarat Teşkilatı – MİT Bölge Müdürü Şinasi Demir ve yardımcıları Kıvılcım Üstel ve Sadri Barkın İnce gözaltına alınıp tutuklandı. Daha sonra o dönemde Erzincan’da görev yapan Eskişehir Jandarma Alay Komutanı Kıdemli Albay Recep Gençoğlu da, Ergenekon terör örgütü üyesi olmakla suçlanarak tutuklandı. Şimdi sıra o bölgenin en üst rütbeli subayına geldi: 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk, şüpheli sıfatıyla on gün içerisinde ifade vermeye çağırıldı.

Bu olaylar yaşanırken, İsmailağa cemaati ile Fethullah Gülen grubuna yönelik soruşturmaları yürüten Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’e de baskı uygulandı ve daha sonra da tutuklandı. Cemaat soruşturmasının ilk operasyonunda dokuz kişinin gözaltına aldığı gün, zamanın adalet bakanı, şimdi Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Başsavcı İlhan Cihaner’i telefonla aramış ve gözaltındaki kişileri bırakmasını istemiştir. Başsavcı Cihaner, bu konuda Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na (HSYK) verdiği savunmasında, Cemil Çiçek’in bu isteğine cezaevlerinin doluluğunu ve 29 Mart 2009 yerel seçimleri öncesi hükümetin siyaseten zor duruma düşeceğini gerekçe olarak gösterdiğini söylemiştir. Adalet Bakanlığı’nın suç duyurusu üzerine; operasyonu gerçekleştiren Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner hakkında, Tunceli Ağır Ceza Mahkemesi’nde 26 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmış ve Başsavcı Cihaner, Ergenekon terör örgütünün üyesi olmakla suçlanmıştır.

İlhan Cihaner’in yaptığı bu cemaat soruşturması, imzasız bir ihbar mektubuna dayandırılarak, Cihaner’den alınmış ve Erzurum Özel Yetkili Savcısı Osman Şanal’a verilmiştir. Olayın son aşamasında Osman Şanal tarafından, İlhan Cihaner’in makamı ve oturduğu ev aranmış, sorgulanmış ve tutuklanmıştır. Yaşanan bu olay Türkiye’de bir ilktir ve kesinlikle kural dışıdır. Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı’na yapılan bu işlem, Anayasa, Hakimler ve Savcılar Yasası ve Ceza Yargılama Yasası'nda öngörülen yargıç güvencesine aykırıdır. Ceza Yargılama Yasasının 250/3 maddesinde özel yetkili mahkemelerin görev alanı düzenlenirken, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay'ın yargılayacağı yargıçlar hariç bırakılmıştır. Bu hüküm ve Anayasa hükümleri görmezden gelinmiş, yasalar çerçevesinde laik ve demokratik hukuk devletini korumaya kalkışan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı’na yapılanlarla yargı üzerinde ciddi baskılar yaratılmıştır. Yargıtay tarafından yargılanacak bir Cumhuriyet Başsavcısının soruşturma yetkisi olmayan kişilerce aranarak, gözaltına alınması ağır bir hukuk ihlalidir.

Yapılan bu ağır hukuk ihlali HSYK tarafından durdurulmuş, “görev ve yetki aşımı” gerekçesiyle Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı’ndaki savcıların yetkileri kaldırmıştır. Yargıtay ve Danıştay, HSYK’nin kararına tam destek verirken, yandaş yargı yaratma çabasındaki siyasi iktidar, bu karardan hoşlanmamıştır. Siyasi iktidarın, HSYK gibi bir anayasal kurumu suç işler gibi göstermesi, yargı bağımsızlığına vurulan büyük bir darbedir ve mevcut hukuk sistemini ortadan kaldırmaya yönelik ciddi bir saldırıdır. Bu durum karşısında Anayasanın 68. ve 69. maddelerinin iyi özümsenmesi gerekmektedir.

Eski milletvekili Hatip Dicle, hakkında açılan bir dava nedeniyle 12 Şubat 2010 Perşembe günü hakim karşısına çıkmış ve mahkemede şunları söylemiştir: “DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ı ziyaret etti. İçişleri Bakanı, PKK üyelerinin dönüşüyle ilgili 'konuyla ilgileniyorum, müsteşarımı Diyarbakır'a gönderdim, hakim ve savcılar ayarlandı, geldikleri gibi geçecekler' dedi.”

Siyasi iktidarın kendilerine bağımlı hukuk yaratma çabası içinde olduğu günümüzde, hukuk adına skandallar birbirini izlemektedir. Bu olaylar içinde adı geçen bakanların hemen istifa etmeleri gerekmektedir. Muhalefet partilerinin bu bakanlar için gecikmeden gensoru vermeleri gerekmektedir.

Yasadışı bölücü örgüt üyelerinin birkaç saat içinde serbest bırakılması için yargıç ve Cumhuriyet Savcısı ayarlayanlar, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı için, Adalet Bakanlığı'nın emriyle açıkça hukuka aykırı bu uygulama başlatmışlardır. İşlerine gelmeyen durumlarda hukuk dışına çıkan siyasi iktidar, demokrasi dışı tutum ve davranışlarıyla büyük skandallara imza atmaktadır. Adı üzerinde Cumhuriyet Savcıları, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nden yana taraftırlar, irticaya karşı savaşımda taraftırlar, Atatürk ilke ve devrimlerinden yana taraftırlar, cumhuriyetten yana taraftırlar. Bunu siyasi iktidarın çok iyi bilmesi gerekir. Toplumun bilinçli ve karalı bir şekilde örgütlenmesiyle, demokrasi içinde bu hukuksuzluklara son verilecek ve aydınlık günlere doğru gidişin müjdesi sunulacaktır..

*
➽ Paylaş: