Ve Emek Hareketinin Tarihine KARA BİR NOT!
Dün (21 Mayıs) bir araya gelen sendika konfederasyonu başkanları yaptıkları ortak açıklamayla 26 Mayıs eylemini fiilen iptal ederek, toplumsal muhalefetin konfederasyon merkezlerine olan güvensizliğini bir kez daha haklı çıkardı ve emekçileri hayal kırıklığına uğrattı.

.
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!
DİSK, KESK, Türk-İş ve Kamu-Sen üç ay önce karar verdikleri 26 Mayıs genel eylemine beş gün kala ortak bir açıklama yaptılar. Yaklaşık bir hafta önce yapılan toplantıda rengini belli eden konfederasyonları her konfederasyonun eylemin şekline kendi karar vereceğini açıklayarak ortak ve genel eylem doğrultusunda kendi aldıkları kararı çiğnediler. Konfederasyonların kararı sürpriz olmazken, işçilerde ve toplumsal muhalefette tepki ile karşılandı.
Dün (21 Mayıs) bir araya gelen sendika konfederasyonu başkanları yaptıkları ortak açıklamayla 26 Mayıs eylemini fiilen iptal ederek, toplumsal muhalefetin konfederasyon merkezlerine olan güvensizliğini bir kez daha haklı çıkardı ve emekçileri hayal kırıklığına uğrattı. Böylece konfederasyonların Tekel direnişinin en coşkulu olduğu dönemde aldığı 26 Mayıs'a bir günlük grev kararı, greve beş gün kala yine sendikaların yaptığı açıklamayla çiğnenmiş oldu.
Böylece 22 Şubat toplantısının ardından dile getirilen kuşkular da haklı çıkarak, konfederasyonların işçiler ve sol nezdinde oluşan 'güvenilmez' imajı daha da pekişti.
Dört konfederasyon başkanının altına imza attığı açıklamada 22 Şubat'ta belirtilen 4-C'nin kaldırılması, iş güvencesinin sağlanması, örgütlenme önündeki engellerin kaldırılması, kamu çalışanlarına grevli, toplu iş sözleşmeli sendika hakkı verilmesi gibi taleplerin gerçekleşmemesi durumunda 26 Mayıs'ta üretimden gelen gücün kullanılarak genel eylem gerçekleştirme kararı alındığı hatırlatıldı. Kendi verdikleri karara çeşitli bahanelerle uymayan konfederasyonlar emekçilerle ve dalga geçercesine 26 Mayıs gününü de emek karşıtı politikalara karşı mücadele günü olarak ilan ettiler ve buna göre 26 Mayıs'ta neler yapılacakları açıkladılar.
Toplantıdan çıkan kararda 26 Mayıs 2010 Çarşamba günü, "Konfederasyonların üretimden gelen güçlerinin kullanılmasının nasıl gerçekleştirileceği konusunu kendilerinin belirlemesine ve saat 13.00'te örgütlü bulunulan tüm işyerleri önünde Konfederasyonlar tarafından hazırlanan ortak metnin okunmasına karar verilmiştir." denildi. İşyerlerinde, bölgelerde, illerde, gerek ortak bir irade ile gerekse işyerlerinin, bölgelerin, illerin kendi özgül koşullarına uygun şekilde yapılacak kitlesel eylemlerin mücadelenin daha da güçlenmesini sağlayacağı belirtilen açıklamada alınan kararlar doğrultusunda çalışmaların hızlanacağı öne sürüldü.
Tekel işçilerinin siyasal iktidarı köşeye sıkıştırdığı dönemde, konfederasyonların etkili bir eylem için harekete geçmesi yönünde bir beklenti oluşmuştu. Bunun üzerine konfederasyon merkezleri 22 Şubat'ta yaptığı toplanmış ve o dönem için de hayal kırıklığı yaratan bir ertelenmiş eylem kararı çıkmıştı.
Her şeye rağmen emek ve halk güçleri, alınmış karara yönelik hazırlıklar yapılması yönünde çabalarını sürdürdü. Tekel işçilerinin çadırlar söküldükten sonra illere yaydığı mücadele ve 1 Mayıs coşkusu muhalefet açısından cesaret verici bir ortam oluşturdu. Konfederasyonların, gerçekleştirilmemesi durumunda eyleme gidileceğini ilan ettiği taleplerin hiçbiri karşılık bulmadığı için eylemin ilan edilen koşulları da oluşmuştu. Ancak konfederasyonlar bu olumlu havayı 26 Mayıs eylemine güç katmak için değerlendirmediler.
Yalnızca KESK görünür bir hazırlığa girişirken, işçi konfederasyonları açısından kimi üye sendikaların ve taban dinamiklerinin sınırlı çabaları dışında 26 Mayıs'ı örgütlemeye değil iptal etmeye dönük bir çaba sergilendi. Ve emek hareketinin tarihine, yine kolay kolay unutulamayacak kara bir not düşüldü.
Dün (21 Mayıs) bir araya gelen sendika konfederasyonu başkanları yaptıkları ortak açıklamayla 26 Mayıs eylemini fiilen iptal ederek, toplumsal muhalefetin konfederasyon merkezlerine olan güvensizliğini bir kez daha haklı çıkardı ve emekçileri hayal kırıklığına uğrattı. Böylece konfederasyonların Tekel direnişinin en coşkulu olduğu dönemde aldığı 26 Mayıs'a bir günlük grev kararı, greve beş gün kala yine sendikaların yaptığı açıklamayla çiğnenmiş oldu.
Böylece 22 Şubat toplantısının ardından dile getirilen kuşkular da haklı çıkarak, konfederasyonların işçiler ve sol nezdinde oluşan 'güvenilmez' imajı daha da pekişti.
Dört konfederasyon başkanının altına imza attığı açıklamada 22 Şubat'ta belirtilen 4-C'nin kaldırılması, iş güvencesinin sağlanması, örgütlenme önündeki engellerin kaldırılması, kamu çalışanlarına grevli, toplu iş sözleşmeli sendika hakkı verilmesi gibi taleplerin gerçekleşmemesi durumunda 26 Mayıs'ta üretimden gelen gücün kullanılarak genel eylem gerçekleştirme kararı alındığı hatırlatıldı. Kendi verdikleri karara çeşitli bahanelerle uymayan konfederasyonlar emekçilerle ve dalga geçercesine 26 Mayıs gününü de emek karşıtı politikalara karşı mücadele günü olarak ilan ettiler ve buna göre 26 Mayıs'ta neler yapılacakları açıkladılar.
Toplantıdan çıkan kararda 26 Mayıs 2010 Çarşamba günü, "Konfederasyonların üretimden gelen güçlerinin kullanılmasının nasıl gerçekleştirileceği konusunu kendilerinin belirlemesine ve saat 13.00'te örgütlü bulunulan tüm işyerleri önünde Konfederasyonlar tarafından hazırlanan ortak metnin okunmasına karar verilmiştir." denildi. İşyerlerinde, bölgelerde, illerde, gerek ortak bir irade ile gerekse işyerlerinin, bölgelerin, illerin kendi özgül koşullarına uygun şekilde yapılacak kitlesel eylemlerin mücadelenin daha da güçlenmesini sağlayacağı belirtilen açıklamada alınan kararlar doğrultusunda çalışmaların hızlanacağı öne sürüldü.
Tekel işçilerinin siyasal iktidarı köşeye sıkıştırdığı dönemde, konfederasyonların etkili bir eylem için harekete geçmesi yönünde bir beklenti oluşmuştu. Bunun üzerine konfederasyon merkezleri 22 Şubat'ta yaptığı toplanmış ve o dönem için de hayal kırıklığı yaratan bir ertelenmiş eylem kararı çıkmıştı.
Her şeye rağmen emek ve halk güçleri, alınmış karara yönelik hazırlıklar yapılması yönünde çabalarını sürdürdü. Tekel işçilerinin çadırlar söküldükten sonra illere yaydığı mücadele ve 1 Mayıs coşkusu muhalefet açısından cesaret verici bir ortam oluşturdu. Konfederasyonların, gerçekleştirilmemesi durumunda eyleme gidileceğini ilan ettiği taleplerin hiçbiri karşılık bulmadığı için eylemin ilan edilen koşulları da oluşmuştu. Ancak konfederasyonlar bu olumlu havayı 26 Mayıs eylemine güç katmak için değerlendirmediler.
Yalnızca KESK görünür bir hazırlığa girişirken, işçi konfederasyonları açısından kimi üye sendikaların ve taban dinamiklerinin sınırlı çabaları dışında 26 Mayıs'ı örgütlemeye değil iptal etmeye dönük bir çaba sergilendi. Ve emek hareketinin tarihine, yine kolay kolay unutulamayacak kara bir not düşüldü.
*