Öldürmemek, çalmamak, yalan söylememek insanı, insan yapan erdemlerin başında gelir.
ÇALMAYACAKSIN
Suay Karaman
Tüm Öğretim Üyeleri Derneği
(TÜMÖD) Genel Sekreteri
Büyük Ortadoğu Projesi adı verilen işgal planının “eş başkanıyım” diyen bir başbakanın, o projenin “as başkanı” olan İsrail’in, Filistin politikasına karşı çıkışındaki samimiyeti inandırıcı değildir. Yahudilerin ABD’deki JİNSA örgütü tarafından “Yahudi Üstün Hizmet ve Cesaret Madalyası” ile ödüllendirilen ve “Musevilerin ebedi dostu“ olarak ilan edilen bir başbakanın, İktidarının olurunu ABD’nin Beyaz Saray’ından ve etkin Yahudi lobisinden alması, o çevrelere karşı bağımsız ve ulusal bir politika izlemesi mümkün değildir.
Önceki yıl Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanına “sen öldürmeyi çok iyi bilirsin” diyen başbakan, İsrail’in Mavi Marmara gemisine yaptığı baskın sonrasında Konya’da konuştu ve Tevrat’tan alıntı yaptı. On Emir’in 6. maddesini İsrail yetkililerine anımsattı: Öldürmeyeceksin…
Başbakan ABD’nin Irak’a yaptığı saldırılarda silahsız, savunmasız Irak’lı kadın, erkek ve çocuklar başta olmak üzere, iki milyona yakın insan öldürülürken sesini çıkarmamıştı. Telafer’de, Bağdat’da, Basra’da, ABD askerleri Irak halkına soykırım uygularken, lojistik destek bile vermişti. İsrail’in istediği zaman Filistin’i ve Lübnan’ı bombalaması karşısında da başbakan sessizdi ve Birleşmiş Milletler tarafından teröre destek vermekle suçlanan Yasin El Kadı’ya kefil bile olmuştu.
Başbakanın Konya’da yaptığı her zamanki bilinen bu şovlarını, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu şöyle yanıtladı: “Doğrudur, 6. madde öldürmeyeceksin diyor. Ama bir de 8. madde var; çalmayacaksın diyor, 9. madde de yalan söylemeyeceksin diye emrediyor.” Başbakan bu yanıta öfkelendi ve ne diyeceğini şaşırdı, CHP Genel Başkanını İsrail’in sözcülüğünü yapmakla suçladı. “Çalmayacaksın, yalan söylemeyeceksin” maddelerinin başbakanı neden öfkelendirdiği anlaşılamamaktadır.
Başbakan hakkında İstanbul Anakent Belediye Başkanlığı yaptığı döneme ilişkin TBMM Başkanlığı’na ulaşan ve dokunulmazlık zırhının kaldırılması istenen fezlekelerde “görevi ihmal, zimmet, kamu taşıma biletlerinde kalpazanlık, resmi evrakta ve kayıtlarında sahtecilik ile cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak” suçlamaları yer almaktadır. Başbakan hakkında 1994 yılında İstanbul Anakent Belediye Başkanı olmasından, milletvekili seçildiği 2003 yılına kadar geçen sekiz yılda 84 suçlama kayıtlara alınmıştır, bunlardan yalnızca birinden beraat etmiş, hakkındaki 20 suçlamadan “Rahşan Ecevit’in affı” ile kurtulmuş ve diğer 63 suçlamadan ise dokunulmazlık sayesinde şimdilik kurtulmuştur. Bunlarla ilgili kısa bir özet bilgi şöyledir:
* Belediyeye ait gayrimenkullerin çeşitli vakıflara, Fiziksel Engelliler Vakfı’na Devlet İhale Kanunu’na aykırı olarak kiraya verilmesi. (Dosya zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırıldı),
* İSKİ’nin mülkiyetinde olan bazı taşınmazların İSKİ ihale yönetmeliğine aykırı olarak Su Vakfı’na kiraya verilmesi. (Rahşan affı olarak bilinen 4616 sayılı yasa kapsamında ertelendi).
* Aya Nikola Rum Ortodoks Ayazma Kilisesi’nin belediye görevlileri tarafından yıkılması konusunun yasal işleme tabi tutulmaması. (Afla ertelendi),
* Belediye yönetiminin kendi görüşüne paralel bazı dernek veya vakıflar yolu ile bağış toplaması. (Afla ertelendi),
* Belediyece öğrencilere verilen burslar. (Yargılama kararı zamanaşımı ve afla ortadan kalktı).
* Akaryakıt istasyonunun çalışma ruhsatı olmadan faaliyetine izin verilmesi. (Dokunulmazlık nedeniyle dosya Adalet Bakanlığı’na gönderildi),
* 1997-2001 yılları arasında imar, trafik, çevre ve gayri sıhhi müesseseler mevzuatına aykırı olarak akaryakıt satış ve servis istasyonlarına çalışma ruhsatı verilmesi. (Başbakan’ın dokunulmazlığı nedeniyle dosya Adalet Bakanlığı’na gönderildi),
* Usulsüz ve keyfi personel ataması yapıldığı, akıllı bilet makinelerinin belediye başkanının tanıdığı firmalardan alındığı, belediyenin zarara uğratıldığı, İETT ihalelerine fesat karıştırıldığı, İkarus otobüslerinin tamir-bakım ve yedek parça alım ve kullanımında usulsüzlük yapıldığı. (AKP iktidarı döneminde 20 Mart 2003 tarihinde işleme konulmama onayı alındı),
Bütün bunların apaçık ortaya dökülmesi başbakanı öfkelendirebilir belki, ama aydın ve bilgili görünmek için söylediklerinin arkasında olmasını bilmek bir erdemdir. Yoksa her istediğini, aklına her geleni söylemekle iyi yönetilen bir ülke görülmemiştir.
Öldürmemek, çalmamak, yalan söylememek insanı, insan yapan erdemlerin başında gelir. Ancak tartışmalı mal varlıklarının, iki milyar doları aşan kişisel servetlerin hesabının da verilmesi gerekir. Yolsuzluktan beslenenler zamanı gelince bunun hesabını yargı önünde vereceklerdir. Halk oyuna sunulan anayasa değişikliğiyle bile, yolsuzlukların gizlenemeyeceğinin bilinmesi gerekir..