"Hile Mubahtır" diyen Fethullah'ın hassasiyet (!) raporu!
Fethullah Gülen ve yalancı tanıklık -

Fethullah Gülen yalan konusunda çok hassasmış!
O kadar hassasmış ki!..
Mesela “Saat kaç” diye sorulduğunda yuvarlayarak “Saat 3” denilirse “Yalan söylüyorsun, saat üçe iki var” diye tepki gösteriyormuş.
“Yalancı tanıklık” konusunda da çok hassasmış Fethullah Gülen!
Ahmet Kurucan’dan aktarıyorum:
Hocaefendi’nin en önem verdiği hadis şuymuş: “Size büyük günahlardan haber vereyim mi? Allah’a şirk koşmak, anne-babaya asi olmak ve yalancı şahitlik. Dikkat edin! Yalancı şahitlik. Dikkat edin! Yalancı şahitlik”.
Ne güzel değil mi?
* * *
Sanırım bu durumda “Üstadımız Fethullah Gülen’dir” diyenlerin, “yalan haber” ve “yalancı şahitlik” konusunda hepimizden çok daha iddialı olmalarını beklemek hakkımızdır.
Fakat heyhat!
“Gülen’in talebeleri” ile “imal edilmiş belgeler” arasında son zamanlarda kurulan sarsılmaz bağlantıları nereye koyacağız?
Yoksa, yoksa...
Fethullah Gülen kendisine layık talebeler yetiştirme konusunda bir parça başarısız mı?
Bu notlarda, 06.08.2008'de Cumhuriyet Gazetesinde yayınlanmış, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü'nce hazırlanan, Ergenekon iddianamesine yansımış “gizli” ibareli rapordan:
‘Fethullah Gülen’e Göre, "Hile Mubah"mış!
Akfırat’a ait belgeler arasında çıkan emniyet raporu'dan:

Ankara İl Emniyet Müdürlüğü'nün hazırlayıp, dönemin Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiği “Işık Tarikatı İllegal Örgütlenmesi” adlı “gizli” ibareli raporda Gülen hareketinin teokratik devlet kurma amacı ve örgütlenme biçimi ilginç ifadelerle Ergenekon iddianamesinde genişçe yansıtıldı. Ergenekon iddianamesinin ek belgelerinde şüpheli Adnan Akfırat'a ait belgeler arasında çıkan ve Gülen cemaatinin gerçek amacını gözler önüne seren raporda Gülen portresi ve “takıyye anlayışı” özetle şöyle çiziliyor:
“Gülen, alışılmış bir 'din adamı' profilinden uzak, din adına farklı söylemleri bulunan, kimi zaman 'sfenks' kadar sessiz, kimi zaman Atatürk'ü övmeye gerek duyan, kimi zaman 8 yıllık eğitime destek verecek kadar reformcu, rejim yandaşı ve aydın bir düşünür; kimi zamanda farklı dinlerin temsilcilerine dünya barışı adına çağrılar yapacak hatta Papa ile fikir teatisinde bulunabilecek kadar da enternasyonal yanı güçlü biri olarak görüntüler vermektedir. Tarikat mensupları da başimam Fethullah Gülen'den aldıkları fetvalar doğrultusunda davranışları ile kendi düşüncelerinin zıtazıt olanlara karşı 'hile mübahtır' yöntemi ile tedbirler geliştirmektedirler.”
GENÇLER HEDEFTE...

Gülen hareketinin gelecekteki amaçlarını gerçekleştirmek için “gençleri hedef aldığı” vurgulanan emniyet raporunda, “... Türkiye sathını mücadele alanı olarak değerlendiren ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yıkma, parçalama en hafifinden Cumhuriyetin temel niteliklerini değiştirme veya kendine göre yön verme ya da devlet içinde hakim güç olma sevdasındaki bu gibi organize suç yapılanmalarını dünlerde olduğu gibi bugünlerde de etkileyip kullanmada ön planda tuttuğu, hedef kitlenin başında aktiviteleri, heyecanları, coşkuları ile gençlerimizin gelmesi son derece düşündürücüdür” ifadeleri dikkat çekiyor.
Raporda, 28 Şubat sürecinin ardından cemaatin savunmaya geçtiği vurgulanarak, “Şer'i esaslara dayalı devlet kurmayı hedeflediği değerlendirilen Gülen ve yandaşları, 28 Şubat kararlarının alınmasının ardından, özellikle soruşturma ile ilgili yazışmaların başlamasıyla, birçok örgüt evini boşaltmış, faaliyetlerini mevzi koruma kurallarına uyarlamıştır. Şu anda birçok örgüt mensubu, aile evlerinde örgütsel faaliyetlerini sürdürmektedir. Gülen'in örgütlenmesinin ekonomik boyutu da göz önüne alındığında, gelecekte ülkemizi bekleyen tehlikenin büyüklüğü endişe verici boyuttadır” deniliyor.
İSTİHBARAT BİRİMLERİ
Raporda, Gülen'in sürekli askeri terminolojide kullanılan kışla, er, cephe, ordu, mevzi, nefer gibi kelimeleri kitaplarında “özenle” seçerek “sıkça” kullanmasının da dikkat çekici olduğu belirtilerek, kitaplarında “ışık evleri, ışık kışlaları veya ışık süvarileri , ışık erleri” gibi tabirleri sık sık kullanmasının bir örgütsel yapılanma içerisinde olduğuna kuvvet kazandırdığı vurgulanıyor. Gülen'in “Bir yandan düşman cepheyi mükemmel işleyen haber alma teşkilatıyla içinden tanırken, öte yandan hasım cephenin aynı faaliyetleri kendi içimizde sürdürmesine müsadee edilmemeli...” mantalitesi ile de emniyet ve istihbarat birimlerini ele geçirme teşebbüsündeki niyeti açıkça ortaya çıktığına dikkat çekiliyor.
06.08.2008 / Cumhuriyet'den
*