Düşman; Pentagon’dur, ABD’dir, AB’dir. Emperyalizmdir


2010 YILINDAN KALANLAR





SUAY KARAMAN

Tüm Öğretim Elemanları Derneği-
(TÜMÖD) Genel SekreteriSivriSinekCaz

2010 yılı arzuladığımız güzellikleri ve aydınlığı getiremeden, umutlarımızı yeşertemeden son buluyor. Artık tüm umutlar 2011 yılına, yeni yıla kalacak. Önceki yıllarda olduğu gibi, ülkemiz 2010 yılında da çok zor günlerden geçmiştir. Bu zor günlerden kurtulabilmek için zamana ve bilinçli birlik oluşturmaya gereksinimimizin olduğu çok açık görülmektedir.

2010 yılında ülkenin gündemine kabus gibi çöken ekonomik kriz, tüm işletmeleri ve insanlarımızı vurmuştur; işsizlik, açlık, yoksulluk büyük boyutlara ulaşmıştır. Yatırımlar durmuş, sanayi can çekişmektedir, atölye ve fabrikalar kapanmaktadır. Tarım ve hayvancılık yok edilmiş, çiftçi emeğinin karşılığını alamaz olmuştur. Özelleştirme talanıyla ulusal varlıklarımız ve üretim tesislerimiz tek tek satılmaktadır. Emperyalist güçlerin isteğiyle yapılan açılımlar sorun oluşturmuş ve terör her geçen gün can almaya devam etmektedir. İnsan hakları hiçe sayılarak, baskı ve yıldırma politikaları sürdürülmektedir. Yolsuzluk büyük boyutlara ulaşmış, siyasi iktidara bulaşan deniz feneri davası, yıllardır bir türlü çözümlenememiştir. İleri demokrasi ve özgürlük söylemlerinin ardında, büyük hukuksuzluk yapılmaktadır. Siyasi kriz derinleştirilmiş, iktidara karşı olanlar baskı altına alınmış ve yurtsever insanlar hapislere atılmaktadır. Ülkeyi yöneten siyasi iktidar, kendi ülkesinin ordusuna düşman ise, yargısının verdiği kararlara tepkili ise, hangi koşulda olursa olsun her istediğini yapmak için uğraşıyorsa, o ülkede sivil darbe yapılıyordur. Sivil darbe, hukuk dışı yasalar çıkartılarak, tüm devlet kurumlarını ele geçirmek için sistemli bir şekilde kadrolaşmak ve kendilerine karşı olanları bir şekilde yargılayıp, susturmaktır.

Ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti ile hesaplaşan siyasi iktidarın yaptığı sivil darbe sonucunda yurtsever insanların, toplumsal muhalefetin hapsedildiği bir ülkede, demokrasinin varlığından ve özgürlükten söz edilmesi mümkün değildir.

2010 yılını, TEKEL işçilerinin büyük direnişiyle karşıladık. TEKEL’e bağlı birçok işyerinin özelleştirilmek suretiyle kapatılmış ve 12 bin işçi geçici statüye geçirilmiştir. Bu olayı protesto etmek için, yurdun dört bir yanından Ankara’ya gelen emekçiler soğuğa, yorgunluğa ve baskıya karşın büyük bir dayanışma örneği göstererek, örgütlü olarak iş ve aş mücadelelerini sürdürmüşlerdir.

İsmailağa cemaati ile Fethullah Gülen grubuna yönelik soruşturmalar nedeniyle iktidarın hedefi olan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner hakkında, Adalet Bakanlığı’nca üç ayrı soruşturma başlatılmıştır. Bazı AKP’li bakanlar ile işadamlarının da adının karıştığı cemaate yönelik soruşturmanın hemen ardından, Başsavcı İlhan Cihaner’in telefonları Adalet müfettişlerinin istemiyle dinlenmiştir. Başsavcı Cihaner tutuklanarak, cezaevine gönderilmiştir. Herkese olduğu gibi hukuk insanlarına karşı yapılan haksız ve yersiz uygulamalar da, ileri demokrasi adına güdümlü yargı yaratmanın yollarını oluşturmuştur.

12 Şubat 2010 tarihinde hakkında açılan bir dava nedeniyle eski milletvekili Hatip Dicle, hakim karşısına çıkmış ve mahkemede şunları söylemiştir: “DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ı ziyaret etti. İçişleri Bakanı, PKK üyelerinin dönüşüyle ilgili ‘konuyla ilgileniyorum, müsteşarımı Diyarbakır’a gönderdim, hakim ve savcılar ayarlandı, geldikleri gibi geçecekler’ dedi.”

Almanya’da yüzyılın soygun davası Deniz Feneri e.V.’nin önemli ismi ve Kanal 7’nin muhasebecisi Firdevsi Ermiş, soruşturmanın Türkiye ayağını yürüten Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na gizlice ifade vermeye gelmiştir. Türkiye’ye gelmeden önce, tutuklanmayacağına dair güvence istemiş ve bunun üzerine soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı tarafından “Türkiye’ye geldiğin gibi, özgür biri olarak Almanya’ya geri döneceksin” güvencesi verilmiştir. Bağımlı yargı yaratmanın en önemli örneklerinden olan bu olayların üzerinde, yandaş medya yeterince durmamıştır.

AKP Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan, “kırk yıldır onlar bizi fişledi, şimdi de biz onları fişliyoruz” diyerek, partisinin gerçek niyetini ortaya çıkartmış ve korkunç bir itirafta bulunmuştur. Üstelik fişlediklerine zulüm yapabilmek için on yıl daha iktidarda kalmaları gerektiğini de sözlerine eklemiştir. AKP Çorum Merkez İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen Danışma Meclisi Toplantısı’nda konuşan AKP Çorum Milletvekili Ahmet Aydoğmuş şunları söylemiştir: ”AKP iktidarına karşı çıkanların kanını tahlile yollamak gerekir. Bu kanı bozuklar gizli sözleşmeler yaparak, ihanet etmişlerdir.
23 Nisan kutlamalarında geleneksel olarak, başbakanın yerine geçen ilköğretim dördüncü sınıf öğrencisine, başbakan şunları söylemiştir: “Yetki artık senin. İster asarsın, ister kesersin. Her şey sende..” Emperyalist devletlerin Büyük Ortadoğu Projesi adını verdikleri işgal planının eş başkanı olmakla övünen ve laikliğe karşı eylemlerin odağı olduğu Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla kesinleşen bir partinin genel başkanının, diktatör heveslisi söylemlerini ve kışkırtıcılığını bayram günü çocuklara da söylemesi, ülke yönetimi adına dehşet verici bir olaydır.

Zonguldak’taki maden kazasında hayatlarını kaybeden işçiler için siyasi iktidar temsilcilerinin söyledikleri “güzel ölüm” gibi saçma sözler, herkesi hayrete düşürmüştür. Henüz iki işçinin cesetlerinin çıkarılamamasının yarattığı üzüntü ve şaşkınlık için, söylenecek söz bulunamamaktadır.

Haziran 2010 tarihinde F-tipi Abant Platformu’na katılan siyasi iktidarın valisi, CHP ve İsmet İnönü için yakışıksız ve seviyesiz söylemlerde bulunmuştur. Bulunduğu kentte devlet adamı niteliğinde, tarafsız, saygın bir kişiliği temsil etmek zorunda olan vali, haddini aşan sözler söylüyorsa ve uygulamalarda bulunuyorsa, o vali açık açık iktidarın valisi olur ve artık devletin valisi sayılamaz.

ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Eric Edelman, Ankara’da görev yaptığı zaman AKP iktidarı yanlısı ve ABD ile sıcak ilişkiler içinde olan bazı isimlerin kendisine önemli belgeler getirdiğini söylemiştir. Getirilen bu belgelere göre, ordunun darbe için hazırlık planları yaptığı iddia edilmiştir. Edelman bu belgeleri alarak ABD’li uzmanlara inceletmiş ve yapılan teknik çalışmalar sonucunda belgelerin sahte, ihbarların asılsız olduğu anlaşılmıştır. Edelman, bu isimlerin sahte belgeler ile orduda bir darbe hazırlığı izlenimine ABD’yi inandırmaya çalıştığını da söylemiştir. 30 Haziran 2010 tarihinde ABD’nin en büyük radyo kanalı Ulusal Halk Radyosu’ndaki bir programda konuşan Taraf Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yardımcısı Yasemin Çongar, “Balyoz Darbe Planı iddialarıyla ilgili belgelerin yayımlanması için Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Taraf Gazetesi’ni bizzat teşvik ettiğini” söylemiştir. Bunun yanında gazetenin başbakan ve devlet istihbaratının başındakiler tarafından desteklendiğini ve cesaretlendirildiğini açıklamıştır. Ne yazık ki bu söylemlerin de üzerinde durulmamış ve yurtsever insanların hapislerde yatmasına aldırış edilmemiştir.

Başbakan, halk oylaması sürecinde Çorum’da yaptığı konuşmada, Çorum’luların İskilipli Atıf Hoca’yla gurur duyduğunu söylemiştir. İstiklal savaşında Mustafa Kemal için isyankardır, katli vaciptir diyen İskilipli Atıf Hoca; “Yunan askerleri, padişahımız efendimizin daveti üzerine gelmişlerdir, onlara saygılı olalım” diye yazılar yazan bir vatan hainidir. Kurtuluş Savaşı’ndan sonra İstiklal Mahkemeleri’nde yargılanarak, asılan bu vatan hainiyle gurur duyanların amacı, Mustafa Kemal Atatürk’ten ve cumhuriyetten intikam almaktır.

12 Eylül tarihinde yapılan halk oylamasında, siyasi iktidarın isteği doğrultusunda bağımlı yargı yaratılmasının önü açılmış ve %58 oyla kabul edilen anayasa değişiklikleriyle, ülkemizi sıkıntılı, karanlık ve zor bir süreç bekleyecektir.

2010 yılı Avrupa Kültür Başkenti İstanbul’da, sergi açılışı yapılan dört sanat galerisine, demir çubukla saldıran, biber gazı sıkarak, çevreye dehşet saçan ve birçok ziyaretçinin yaralanmasına yol açan yaklaşık 50 kişilik bir grubun örgütlü saldırısı, insanlarımızı dehşete düşürmüştür. Siyasi iktidar döneminde içki satışı yapılan ve içilen yerlerin yağmalama ve saldırılara uğraması, gelinen durumu özetlemektedir.

YÖK Başkanı, İstanbul Üniversitesi’ne gönderdiği yazı ile, Danıştay, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararlarına açıkça karşı gelerek, Anayasa’nın değiştirilemez ilkelerine aykırı davranarak, türban denen bez parçasının serbest bırakılmasını istemiştir. Bazı üniversite dernekleri dışında, Cumhuriyet Savcıları da dahil, herkes olaya seyirci kalmış ve kalmaya devam etmektedir.

18 Kasım 2010 tarihinde Lizbon’da NATO zirvesi yapılmıştır. NATO’nun gelecek 15 yılını belirleyecek olan içerik, üye 28 ülke tarafından kabul edilmiş ve Türkiye’ye konacak füze kalkanı konusunda anlaşma sağlanmıştır. Teknik ayrıntıları gizlenen ve ülkemizin çıkarlarına uygun olmayan füze kalkanının görevi, NATO ülkelerini nükleer saldırıdan korumak olarak açıklanmıştır. Bu proje sonucunda komşularıyla sorunu olmayan Türkiye’nin, komşular arası güveni sarsılacak ve komşuluk ilişkilerinin bozulması gündeme gelecektir.

Siyasi iktidarın sayılarla oynayarak kalkındığımız masalına karşılık, Dünya Ekonomik Forumu 2010 raporuna göre Türkiye’nin, belirlenen bazı kriterler sonucunda genel sıralamada 134 ülke arasında 125. sırada olduğu açıklanmıştır.

27 Aralık tarihinde Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 91. yılı kutlama etkinlikleri kapsamında yer alan “seğmen alayı yürüyüşü” yasaklanmıştır. Ankara Valiliği’nin yayınladığı genelgede, milli ve mahalli kutlamalar sırasında halkın günlük yaşamında mağduriyet yaratılmaması, genel hayatın olumsuz etkilenmemesi gerekçe olarak gösterilmiştir. 29 Mayıs tarihinde, İstanbul’un fethi kutlamalarında nasıl bir tutum izlenecek, hep birlikte göreceğiz..

2010 yılında yaşanan bu sıkıntıların, artık geride kalması en büyük dileğimizdir. Ülkemizin düşmanı Pentagon’dur, ABD’dir, AB’dir, kısaca emperyalizmdir. Bunu iyi bilmek ve ona göre tavır almak zorundayız. Emperyalizm, Türkiye Cumhuriyeti’nin tam bağımsızlığının ve aydınlığının karşısında duramayacaktır. Emperyalizm, Atatürk ilkelerine ve devrimlerine inanan halkın direncini kıramayacaktır. 2011 yılı için yurtsever güçlerin örgütlenerek, hukukun üstünlüğü ilkesinde, ülkemizin hak ettiği aydınlık seviyeye ulaşması en büyük isteğimiz olmalıdır. Yeni yılın ülkemize ve tüm dünyaya sevgi, dostluk, barış, sağlık ve mutluluk getirmesi dileğiyle..


İlk Kurşun


*
➽ Paylaş:

➽ Gözden Kaçırmayın... ➽ Bunları Okudunuz mu?..

“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..