Ulusal kurtuluş için...
CHP’nin 18 Aralık 2010 günü yapacağı Olağanüstü Kurultayı’nın, partiyi iktidara taşıyarak ulusça uğradığımız iç ve dış yıkıcı saldırıları yenilgiye
uğratacak bir ulusal direnişi gözünü kırpmadan yürütecek bir parti yönetimi çıkarması, hem kendisi için hem de tümüyle Türkiye Cumhuriyeti için bir var olma ya da yok olma sorunu sayılacak önemdedir.
Çünkü Türk ulusunu yeniden Sevr yıkımına sürüklemek amacındaki iç ve dış kaynaklı büyük saldırıya karşı, ulusal direnci başarıyla
örgütleyip saldırganları caydırabilecek tek siyasal kurumumuz, Cumhuriyeti kurmuş olan Atatürk’ün partisidir!
CHP Kurultayının böyle bir parti yönetimi çıkarabilmesi, her şeyden önce ve
her şeyden daha önemli olarak:
I) Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğine dünyalık yapmak ardında olanların değil, ulusun ve ülkenin bugününü ve yarınını, tıpkı MÜDAFAA-İ
HUKUK CEMİYETİ gibi her özveriyi göze alarak savunacak insanların gelebilmesini,
II) Kitle iletişim araçlarının, tıpkı Kurtuluş Savaşının ANADOLU AJANSI gibi ulusa ait gerçeklerin ulustan saklanmasını önleyecek bir yapıya
kavuşturulmasını sağlayacak aşağıdaki önlemleri ulusa açıkça söz vermesine bağlıdır:
I) Milletvekilliği ile ilgili olarak:
a) Milletvekilliği adaylığının, ancak ve yalnız hiçbir
yüz kızartıcı suçtan hüküm giymemiş -aftan yararlanmış olsa bile- olan
kişilere açık olacağı;
b) Milletvekilliği maaş ve ödeneklerinin, bugünkü ‘dünyalık’ yapacak, maddiyat düşkünlerinin iştahını kabartacak ölçünün
altına indirileceği, bunun için yıllık maaş tutarının birey başına düşen ortalama yıllık ulusal gelirin üç katını aşmayacağı, milletvekili
emekliliğine (kıyak emekliliğe) son verileceği, milletvekilliği yanında başka bir meslekle uğraşmaya müsaade edilmeyeceği;
c) Milletvekili dokunulmazlığının yalnızca milletvekilliği göreviyle ilgili etkinlikleri kapsayacağı;
d) Milletvekili adaylarının en az %90′ının , her seçim bölgesinde tüm parti üyelerinin katılacağı önseçimle saptanacağı; parti
üyeliğinin de kesinlikle demokratik ölçülere dayandırılacağı, parti içi disiplinin demokratik kurallara bağlanıp kesinlikle uygulanacağı;
e) Bayan milletvekili adayların % 50 oranına dek yükseltilmesi için her türlü özendirmenin yapılacağı;
f) Siyasal Partilere yapılan hazine yardımının, yurttaş istencini saptırmayacak ve seçim adaletini bozmayacak ölçülere indirileceği
söz verilmelidir
II) Basın ve yayın organlarıyla ilgili olarak:
a) Kitle iletişim araçlarının sahibi, genel yayın koordinatörü … vb.
konumunda olanların, yayıncılık dışında kazanç getirecek ekonomik ve mali
etkinliklerde bulunmalarının önleneceği;
b) Yayın organlarının sahipleri, genel yayın koordinatörleri, baş-yazarları, köşe yazarları, …’nın:
* aftan yararlanış bile olsalar yüz kızartıcı bir suçtan hüküm giymemiş kişiler olmalarının,
* düzenli olarak mal ve gelir bildiriminde bulunmalarınınsağlanacağı
ulusa ve dünyaya ilân edilmelidir.
ÇÜNKÜ:
Bugün “ULUSAL GÜÇLERİN ETKEN, ULUSAL İSTENCİN EGEMEN OLMASI”nın önündeki en büyük engeller, miletvekilliğinin ve iletişim araçları sahipliğinin yasal statüleridir.
Bu yukarıda belirtilen sözleri veren bir CHP, siyaseti dünyalık edinmek için yapan asalaklardan kurtulacak, Anadolu-Rumeli Ulusal Hakları Savunma
Derneği’ndeki gibi, gerçekten ulusun hizmetinde, onun bağımsızlığı,özgürlüğü ve gönenci için siyaset ve yöneticilik yapacak inançlı, heyecanlı, özverili ve çalışkan insanların yönettiği bir parti olacak, kitlelerce gerçekten tüm ulusun partisi olarak benimsenecektir.
Böyle bir CHP’nin varlığı, dış ve iç sömürgenlerin, bölücülerin yüreğine yılgınlık düşürecek, yukarda belirttiğimiz uğursuz niyetlerini uygulamaya
koymaktan korkup sinmelerini sağlayacaktır.
Böyle bir CHP, kitle iletişim araçlarının da Atatürk’ün uyardığı gibi “aşağılık insanların para ile yayın yaptırdığı, yabancı devletlerin örtülü ödeneğinin ve/ya da uluslar arası para dünyasının güdümündeki” araçlar olmaktan çıkarılmasını sağlayacaktır.
Böyle bir CHP, başka siyasal partilerin de kendilerini demokratikeştimek
zorunluğunu duymalarını sağlayacaktır.
Böyle bir CHP’nin varlığı, Türk bağımsız yargısına, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne, özerk üniversitesine, sendikalarına, gerçek düşün ve sanat adamlarına ve örgütlerine yapılan saldırılara da bıçak gibi bir son verebilecektir.
Atatürk Cumhuriyetine gönülden bağlı milyonlar ve milyonlarca yurttaş, CHP
yönetiminden bu yenileşme ve güçlenmeyi ve bu ulusal kurtuluş devinimini
üstlenip ilan etmesini beklemektedir.
İlk Kurşun
*