Atatürk’ün kurduğu CHP, Güçbirliğine neden öncülük etmez?

SEÇİME DOĞRU -




Suay Karaman

Tüm Öğretim Elemanları Derneği
(TÜMÖD) Genel Sekreteri
-


SivriSinekCazSekiz yıllık AKP iktidarı süresinde ekonomik kriz, işsizlik, yoksulluk, açlık, terör, yolsuzluk, hukuksuzluk, irtica gibi konular hep gündemde olmuştur. Siyasi iktidarın ileri demokrasi adını verdiği rejim sadece AKP iktidarının istedikleriyle sınırlıdır. Siyasi iktidarın isteğinin dışına çıkılınca, her türlü baskı söz konusu olmaktadır.

Bugün ülkemizde 6 milyon kişi asgari ücretle çalışmakta, yaklaşık 9 milyon kişi işsizlikle boğuşmaktadır. Çalışanların %70’i yoksulluk sınırının altında ücret almaktadır. 12 milyon kişi yeşil kartlıdır. Memurun, işçinin, emeklinin, esnafın, çiftçinin düşürüldüğü acıklı durum herkes tarafından görülmektedir. 8 yıllık AKP iktidarında dış borç 125 milyar dolardan, 282 milyar dolara çıkmıştır. İcralardaki dosya sayısı 10 milyondan, 17 milyona yükselmiştir. Bir litre benzin 1.66 TL iken, 4.16 TL olmuştur. Ekmeğin kilosu 1 TL iken, 2.12 TL olmuştur. Dana etinin kilosu 8 TL iken, 36 TL olmuştur. Yaptıkları bilinçli ve yanlış hesaplamalarla kişi başına geliri 15 bin doların üzerine çıkartanlar, mal varlıklarını arttırırken, çalışanların durumu içler acısıdır.

Dünya Ekonomik Forumu 2010 raporuna göre Türkiye’nin, 134 ülke arasında ekonomide 131, eğitim düzeyi sıralamasında 109, sağlık ve yaşam kriterleri açısından 61. sırada yer aldığı açıklanmıştır. Bütün kriterler sonucunda Türkiye’nin genel sıralamada ise 125. sırada olduğu bildirilmiştir. Dünyanın en büyük 16. ekonomisi olmakla gururlananların, Türkiye’nin, ülkelerin gelişmişlikleri açısından yapılan sıralamalarda üçüncü dünya ülkelerinin bile gerisinde yer alması karşısında söyleyecek sözleri yoktur. Bunların dışında insanların geleceğinin belirlendiği ÖSYM’nin yaptığı sınavlar bile kuşkulu ve güvenilir olmaktan uzaktır; şaibe her kurumu sarmıştır. Kısaca Türkiye son sekiz yıldır AKP iktidarı tarafından çok kötü yönetilmiş ve rejim bunalımına doğru sürüklenmektedir.

Bu şartlar altında 12 Haziran 2011 tarihinde yapılacak genel seçimler büyük önem taşımaktadır. AKP dışındaki sağdaki ve soldaki siyasi partilerin bu durumu çok iyi değerlendirmeleri gerekmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi dışındaki sağdaki partilerden Büyük Birlik Partisi, Demokrat Parti, Saadet Partisi ve Türkiye Partisi arasında seçime ortak adaylarla girme çalışmaları devam etmektedir. Aslında bu işin öncülüğünü MHP üstlense, merkez sağ bu seçimlerde çok farklı bir konuma gelerek, AKP’ye kaptırdıkları oyları geri alma şansını yakalayabilirdi.

Cumhuriyet Halk Partisi dışındaki soldaki partilerin de bir araya gelme çalışmaları bulunmaktadır. Eğer CHP, kendisi dışındaki tüm sol partileri toplayıp, bir araya getirse, bu ortak birliktelikten çok büyük bir güç doğar ve AKP iktidarına karşı ciddi bir seçenek oluşabilirdi. Ancak yeni CHP yönetimi de, eskisi gibi, bu tip oluşumlara uzak kalmaya özen göstermektedir.

Demokratik Sol Parti ile Bağımsız Cumhuriyet Partisi “Cumhuriyetçi Birlik” oluşturarak, seçime ortak adaylarla DSP listesinden girmeye karar verdiler. Diğer sol partilere yaptıkları çağrılara olumsuz yanıt aldıkları için, sadece iki parti birliktelik oluşturdu. Ayrıca bunun dışında başını İşçi Partisi’nin çektiği “Cumhuriyet İçin Güçbirliği” oluşturulmuştur ve seçimlere bağımsız adaylarla katılacaklardır. Cumhuriyet İçin Güçbirliği’ni oluşturanlar da diğer sol partilerle görüşmüşler, ancak olumsuz yanıt almışlardır. Ülkemizin çok sıkıntılı bir dönemden geçtiği bu günlerde, Cumhuriyetçi Birlik ile Cumhuriyet İçin Güçbirliği’ni oluşturanların, neden ortak bir bütünde buluşamadıkları sorusu, yurtsever insanların akıllarını kurcalamaktadır. Tabii neden bu tip oluşumlara CHP’nin öncülük etmediği de, akıllarda soru işareti bırakmaktadır.

Cumhuriyet Halk Partisi, Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızdan, onun Kuvayı Milliye’sinden, onun Müdafaa-i Hukuk’undan ve Halk Fırkası’ndan doğmuştur. CHP, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu ve ilkeleri Cumhuriyetçilik, Ulusçuluk, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik ve Devrimcilik olan Türkiye’nin en köklü partilerindendir. Kemalizm’in bu ilkeleri CHP içinde yerine oturduğu zaman, bu ilkeleri benimseyen kadrolar göreve geldiklerinde, CHP iktidar seçeneği olacak, ülkemiz aydınlık ve çağdaşlık yolunda büyük atılımlarda bulunacak ve yarım bırakılan Kemalist Devrim tamamlanacaktır.

Cumhuriyet Halk Partisi kadrolarının, CHP’nin solcu kimliğini, bütün toplumun anlayabileceği biçimde doğru ve inandırıcı olarak tanımlayabilmeleri gerekir. CHP kadrolarının ekip çalışması yapan, geliştirilen politikaları kamuoyuna yansıtabilen, demokratik kitle örgütleriyle ve halkla iyi ilişkiler kuran, demokratik bir yapıyı içine sindirebilmiş, anti emperyalist, tam bağımsızlıkçı, yurtsever ve Kemalist kişiliğe sahip olmaları gerekir.

Yeni genel başkan ile kısa sürede yakalanan oy sıçraması, yanlış söylem ve yanlış kişilerle kısa sürede yitirilmiştir. Partinin ilkelerinden uzak insanlarla ve hayatında hiç CHP’ye oy vermemiş insanlarla bir yere varılamayacağını görmek gerekir.

‘Türkiye’de laiklik sorunu yoktur’ söyleminde bulunan, genel af çıkartılmasını savunan, türban sorununu içinden çıkılmaz bir hale getiren, Dersim ve Kürt açılımında AKP ile yarışan, profesyonel ordu istemi için çare arayan, özelleştirmeleri savunan, sadaka ekonomisinden yana tutum alan, 10. Yıl Marşı’ndan ve Andımızdan rahatsız olan, Libya’ya yapılan haçlı saldırılarına destek olan, ABD ve AB’ye güven veren CHP, halkın umudu olma özelliğini yitirir. Bu söylem ve davranışlarda olan CHP, bugün yurtsever bir sol partiden beklenenleri karşılayamamaktadır. Yurtsever bir sol partinin programı, söylemleri, seçim bildirgesi, parti yöneticilerinin tutum ve davranışları tutarlı ve uyumlu olmalıdır. Yurtsever bir sol partinin her şeyden önce ekonomik ve siyasi tam bağımsızlığı savunması gerekir.

CHP, 29 ilde 125 milletvekilliği için aday yoklaması ve önseçim yapmıştır. Bunların 8 tanesi kontenjan olarak belirlenmiştir, böylelikle örgütün seçtiği milletvekili adayı sayısı 117’dir. Bu da genel toplamın %21’ini oluşturmaktadır. Yani her beş adayın bir tanesi örgüt tarafından seçilmiştir. Bu küçük önseçim bile, örgüte bir canlılık, insanlara bir rahatlık getirmiştir.

CHP, Atatürk düşmanlarını, numaracı cumhuriyetçileri, küreselleşme yanlılarını, tarikat destekçilerini, din tüccarlarını, bölücüleri, ırkçıları, mezhepçileri, sağcı söylemde bulunanları, çıkarcı, ilkesiz, düzeysiz ve tutarsız olanları içinde barındırmamalıdır. Bu özellikleri taşıyanların milletvekili adayı yapılması durumunda, CHP oy yitirecek; hem parti, hem de ülkemiz sıkıntılı bir döneme girecektir.

Seçimlerde %20-25 oranında oy kullanmayan seçmenlerin büyük çoğunluğunun, sol partilere oy vereceği bilinmektedir. Diğer sol partilerle yapılamayan güç birlikleri düşünüldüğünde, eğer CHP iktidar seçeneği olmak gibi bir düşüncede ise, ilkelerine uygun, bilinçli adaylarla seçime katılmalıdır. Henüz milletvekili aday listeleri açıklanmamışken, dileğimiz CHP’nin yeni yöneticilerinin Kemalist ve yurtsever birikimli adaylarla seçimlere katılması için hazırlıklar yapmasıdır..




İlk Kurşun



*

➽ Paylaş:
“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..