Her taşın altından çıkan CIA ajanından tehdit kokan ‘mesajlar’
Türkiye’yle ilgili Barkey, “Bölgenin ‘Küçük Amerika’sı oldu” dediği Türkiye’ye Libya, Suriye ve Kürtlerle ilgili tehdit kokan ‘mesajlar’ verdi.
‘Küçük ABD’ye rota çizdi!
Türkiye’yle ilgili her taşın altından çıkan CIA ajanı Barkey, “Bölgenin ‘Küçük Amerika’sı oldu” dediği Türkiye’ye Libya, Suriye ve Kürtlerle ilgili tehdit kokan ‘mesajlar’ verdi.
Barkey yine tehdit etti
PKK açılımının mimarı ABD’li Henri Barkey, Türkiye’yi Orta Doğu’da ABD’yle birlikte hareket etmeye çağırdı: Libya partisine geç katılan Ankara için Suriye bir test. Tarihin yanlış tarafında yer alabileceğini hesap etmeli
AKP iktidarının uyguladığı Kürt açılımının yol haritasını veren isim olarak bilinen ABD’deki düşünce kuruluşu Carnegie Endowment for International Peace uzmanlarından Henri Barkey, Orta Doğu’daki gelişmeler konusunda ABD’yle aynı safta bulunmaması halinde Türkiye’nin tarihin yanlış tarafında yer alacağını söyledi. Barkey ile Türkiye hakkında kurum içi yapılan röportaj, kuruluşun internet sitesinde yayımlandı.
Türkiye için baş ağrısı
“Türkiye’nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki isyanlara nasıl yanıt verdiği” sorusunu yanıtlayan Barkey, Türk dış politikasının, Orta Doğu’ya da daha fazla ticaret, vizesiz geçiş ve ikili anlaşmalarla çok iyi entegre olduğu ve bu nedenle Türkiye’nin bölgedeki birçok rejimle güçlü bağlarının bulunduğunu söyleyerek, “Paradoksal olarak bu bağlantı Türkiye’yi, çarpıcı değişiklikleri görmeye isteksiz statükocu güç yapıyor. Sürpriz olmayan bir şekilde önce Libya, şimdi de Suriye, Türkiye için önemli baş ağrısı yaratıyor” yorumunda bulundu.
Şam’ın yanında yer alamaz
Türkiye’nin Libya’daki isyancılara destek konusunda önce direndiğini belirten Barkey, Erdoğan’ın Libya’ya yönelik üç adımlı planından bahsederek, “Türkiye ’partiye’ geç kalmış olmasına rağmen, üç aşamalı plan hala üzerinde düşünmeye değer, ilginç ve ciddi bir fikir” yorumunda bulundu. Türkiye’nin komşularıyla iyi ilişkiler kurma arzusunun sorun yarattığını savunan Barkey, “Türkiye, Arap Baharı’nın bazı durumlarında tarihin yanlış tarafından yer alabileceğini hesap etmeli. Suriye bu hususta en önemli test olacak” dedi. Barkey, “Eğer Türkiye, Libya olayından ders almışsa, Suriye’de rejimin yanında yer alıyor izlenimi veremez. Türk hükümetinin, toplum ve siyaset üzerindeki acımasız denetimini azaltmaya ikna etmek için Esad ile temas kurmaya çalışmasının nedeni de bu. Bu aşamada, Türkiye için Suriye’de iyi bir netice görünmüyor” dedi.
Saatli bombanız Kürt meselesi
Henri Barkey, geçmişte ABD’nin Türkiye’yi Orta Doğu ülkelerine model ülke olarak gösterdiğini belirterek, “Ancak Türkiye’deki ’baskıcı ordu’nedeniyle bu telkinler etkili olmadı. AKP, orduyu kışlasına geri göndermede başarılı oldu ve bunun sonucunda Türkiye bölgede etkili söz sahibi haline geldi. AKP’nin başarısı Türkiye’ye, bölgede saygınlık ve nüfuz kazandırdı. Türkiye Orta Doğu’da ’Küçük Amerika’haline geldi” dedi. Barkey, seçimlerden sonrası için de Ankara’ya tehdit savurdu. Türkiye’nin yüz yüze olduğu en önemli problemin Kürt sorunu olduğunu, seçimlerden sonra bu konunun “kriz noktası” na ulaşabileceğini ifade eden Barkey, Türkiye’nin “patlamayı bekleyen kendi saatli bombasının Kürt meselesi” olduğunu söyledi. Barkey, “Kürtlerin, Tahrir Meydanı’ndaki şiddet içermeyen gösterilere ve sivil itaatsizliğe özenebileceğini” belirtti. Türkiye’nin bölgeyi Batı’dan daha iyi tanıdığını söylediğini, ama isyanlara Batı’dan çok daha iyi cevap veremediğini öne süren Barkey, “Türkiye’nin Batı ile aynı gemide olduğunu kabul etmesi gerektiğini, Arap isyanlarının Türkiye ile Batı arasında daha güçlü işbirliği için fırsat sağladığını” kaydetti. Barkey, bu bağlamda özellikle bölgedeki güç dengesi açısından önemli noktada olan Suriye’deki olayları izlemek, bilgi değişiminde bulunmak ve olasılık planları yapmak için Türk-Amerikan Kriz grubu oluşturulması önerisinde bulundu.
PKK açılımının mimarı
1997 yılında, CIA ajanı Graham Fuller’le birlikte hazırladığı raporu, AKP’nin PKK açılımına yol haritası olan Henri Barkey raporunda “Kürtler hem geleneksel partiler, hem de kendi partileri aracılığıyla TBMM’de seslerini duyurma çabalarında başarılı olamıyor. Türkiye Cumhuriyeti yasaları ’bölücülük’ damgası vurarak tüm girişimleri engelliyor. Devlet kendini reformlarla yenileyerek Kürt sorununu çözebilir. Sivil politik liderler çok zayıf. Türkiye’de bu sorunu askeri olmayan yöntemle çözme cesaretini gösterecek lider yok. Çoğu çevrede ileri sürüldüğünün aksine, sorunun çözümünü asker engellemiyor. Çözüm, sorumluluk almak istemeyen siyasilerin tutumundan dolayı gecikiyor. ’Önce terör bitsin, sonra reform’ yaklaşımı hatalı. Kürtler TBMM’de temsil edilmeli ve ’ekonomik, sosyal, kültürel, siyasi’ önlemler alınmalı” ifadelerini kullanmıştı.
Coşku kayboldu
Geçen yıl eylül ayında ABD’ye giden BDP liderleriyle görüşen ve onların Türkiye hakkındaki şikayetlerini dinleyen Barkey, bu görüşmenin hemen ardından bir müfettiş edasıyla hazırladığı “Türkiye’nin Irak’taki Yeni Siyaseti” raporunda AKP iktidarını ’coşkuyu kaybettiniz’ diye uyarmıştı. Barkey, bu coşku kaybının Türkiye’de PKK terörünü azdıracağını ima etmişti. Barkey, Irak’ın kuzeyindeki Peşmergeler ve içerideki bölücülere yönelik açılımlar sayesinde Türkiye’nin ABD gözünde güvenilir bir müttefik haline geldiğini ifade ederek, “Açılımın hız kesmeden devamı Ankara’nın menfaatine” demişti.
Yeniçağ
*