Kemalist ilke ve devrimlere inanmayanlar, nasıl ve hangi yüzle oy isteyecek?
ADAY LİSTELERİ
Suay Karaman
Tüm Öğretim Elemanları Derneği
(TÜMÖD) Genel Sekreteri -
12 Haziran 2011 tarihinde yapılacak genel seçimlere katılacak partiler, milletvekili aday listelerini Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) verdi. AKP listelerindeki yenilenme, parti içindeki egemenlik savaşı ile anayasayı değiştirme ve cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki olası çatışmalar düşünülerek hazırlanmış. Başbakan, kendisini başkan yapmak için, listeleri kendine göre düzenlemiş. MHP listeleri ise, merkez sağdan adaylar alarak, oy oranını yükseltme ve radikalizmden sıyrılıp, merkez sağa oturmak amacıyla hazırlanmış. MHP, kritik durumlarda AKP’ye payanda görevini bırakırsa ve laikliği tam olarak kavrayabilirse, merkez sağ oyları alma konusunda başarılı olabilir.
29 ilde önseçimle, diğer illerde merkez yoklamasıyla adaylarını belirleyen CHP, kendi çizgisinden gelen adaylar yerine partinin ilkelerinden haberi olmayan sağdan devşirme adaylarla seçimlere hazırlanmaktadır. CHP listelerinde seçilecek yerlerde olan adayların büyük çoğunluğu, partiye bir yıldan daha az süredir üyedirler. Bu adayların yaklaşık kırk tanesi sağdan gelip, listelere alınmışlardır. Tabii bunların yanında Habur’dan giriş yapan PKK teröristlerinin avukatı olan Sezgin Tanrıkulu ile diğer bazı CHP üst yöneticileri için de “her tarafı sol olsa ne olur” demek yanlış sayılmaz.
Sosyal demokrasiyle uzaktan yakından hiçbir ilişkisi olmayan patron Mehmet Haberal’ı, bir işçi kenti olan Zonguldak’ta liste başına koymak ile sosyal demokrasinin yanından bile geçmemiş Sinan Aygün’ü Ankara’da seçilecek sıraya koymak nasıl bir stratejik dehanın ürünüdür? Ankara’dan aday gösterilen, yaşamını hep sağ partilerde yöneticilik yaparak geçiren Bülent Kuşoğlu, Zaman Gazetesi’ndeki röportajında “tekke ve zaviyelerin yeniden açılması gerekir” diyerek, Kemalist Devrimleri yok saymaya çalışmıştır. Ankara’daki adaylardan kaç tanesi, daha önce CHP’ye oy vermiştir? İzmir’den aday gösterilen Tansu Çiller’in Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Aytun Çıray’dan, sol adına nasıl bir hizmet beklenebilir? Dersim konusunda dersler veren Onur Öymen’i Bursa’da listeye almayıp, hep sağ partilerde siyaset yapan, bakanlık yapan Turhan Tayan’ı listenin ikinci sırasına koyan mantık için ne denebilir?
CHP listelerinde demokratik kitle örgütlerinden çok az temsilciye yer verildiği ve örgütten gelenlerin seçilemeyecek sıralara atıldığı görülmektedir. 43 il ve 76 ilçe başkanı aday adayı olmuş, sadece dört tanesi seçilebilir sıradan aday gösterilmiştir. Bu genel merkezin örgütü çok önemsemediğinin ya da örgütü beğenmediğinin göstergesidir.
Fethullah Gülen tarikatını öven Muhammed Çakmak, Humeyni’nin takipçisi olmakla övünen Türkiye’deki Şiilerin lideri Selahattin Özgündüz’ün yeğeni Ali Özgündüz’ün CHP’nin İstanbul listelerinde olması kabul edilir bir durum değildir.
George Soros kuruluşlarının Türkiye’de öne çıkmış en önemli simalarından biri ve aynı zamanda CHP parti meclisi üyesi olan Binnaz Toprak, parti meclisi toplantısında aday listeleri kesinleşirken Mustafa Balbay’a itiraz etmiş ve aday gösterilmemesini istemiştir. “Heybeliada Ruhban okulu açılmalı, Ekümenlik tanınmalı, iki dile sıcak bakıyorum, AKP ekonomiyi iyi yönetti, gelir ve zenginlik arttı” diyen Binnaz Toprak ve benzerlerinin CHP’de ne işleri var? CHP yöneticileri, kendi seçmenlerinden bunun gibi adaylara, Soros’tan beslenenlere, bölücülere, ırkçılara, Fettullah Gülen’e övgü düzenlere, numaracı cumhuriyetçilere, sağcılara, Kemalist ilke ve devrimlere inanmayanlara nasıl ve hangi yüzle oy isteyecek?
Parti politikasıyla uyuşmayan merkez sağdan, hatta onun da sağından isimleri aday listelerine koyanlar, sağ seçmenden oy almak gibi bir amaç taşıdıklarını söylerken, partinin asıl tabanı sol seçmenden oy yitirdiklerinin farkında değillerdir. Yeni CHP de, daha önceki CHP de, hep aynı hatayı yaparak, seçmenini küstürdü ve %20 seviyesindeki oy oranlarıyla başarılı olduklarını söylediler. CHP için başarı, sadece iktidar olmaktır. Önceki dönemlerde CHP’den milletvekili olanlardan 17 kişi, diğer sağ partilere geçmişti. Sağdan devşirilen adayların CHP’ye hiçbir katkısının olamayacağını çok iyi bilmek gerekir. Çünkü bu siyasetçiler yıllardır savundukları yanlış politikalar yüzünden, kendi partilerini yok olmaktan kurtaramamışlardır. Hayatları boyunca solu düşman olarak gören bu sağdan devşirme adayların, CHP’yi başarıya taşıyacaklarına inanmak gerçekten çok zor.
“Liste devrimi yaptık” söyleminde bulunan CHP Genel Başkanı, listelerin örgütte huzursuzluğa neden olduğunu göz ardı ederek, listeleri örgütün de, vatandaşın da olumlu karşıladığını açıklamıştır. CHP’nin yeni yöneticileri partiyi sağa açarken, eski yöneticiler de aynısını yapıyordu. Eskiden Kemal Derviş gibi ABD memuru bile milletvekili yapılmıştı, şimdi de aynı ekolün temsilcileri listelerde yer almaktadır. Örgütten kopuk listelerin oluşturulduğu illerde CHP’nin, hangi örgütle ve nasıl seçim çalışması yapacağı merak konusudur.
CHP’nin yeni yönetimi, kontenjan kullanacaklarını açıklamalarına karşın, bunu yerine getirmeyince, YSK’nin uyarısıyla karşılaşmıştır.
YSK’nin uyarısı sonucu Denizli’de kontenjanı, örgütten gelen tepkiler üzerine İlhan Cihaner için kullanmak zorunda kalarak, seçmenlerini biraz da olsa sevindirmişlerdir. Tarikat ve cemaat liderlerine övgü düzenler listelerde yer bulurken, cumhuriyet değerlerine bağlı bir Cumhuriyet Savcısının, tarikat ve cemaatlere karşı mücadele eden ve bu nedenle tutuklanan İlhan Cihaner’in son anda listelere alınması, olumlu olduğu kadar, düşündürücüdür de..
Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Şartı’na konulan çekincelerin kaldırılmasını savunan yeni CHP yöneticileri, NATO’nun sadık bekçisi olduklarını, AB’ye girmek için çalışacaklarını, laikliğin tehdit altında olmadığını, cemaat ve tarikatlara saygılı olduklarını, türbana üniversite ve diğer kamusal alanlarda onay verdiklerini ve genel af çıkaracaklarını açıklamışlardır. Türk Silahlı Kuvvetlerini profesyonel orduya dönüştürmek ve Turgut Özal’ı örnek aldıklarını söyleyerek ulusallıktan ve Atatürkçülükten uzaklaşan CHP’nin seçimde ne yapacağını hep birlikte göreceğiz.
CHP, ülkemizi sömüren ABD ve AB emperyalizmine karşı dik durduğunda, ulusal sanayimizi yok eden özelleştirme vurgunlarına karşı olduğunda, eğitimin her aşamasının bedelsiz olmasını sağladığında, sağlıkta sosyalizasyon programına yeniden sarıldığında, eşit bir sosyal güvenlik sistemi getirdiğinde, dengeli ve adaletli bir gelir bölüşümü uyguladığında, asgari ücretten vergi alınmamasını sağladığında, planlı kalkınmaya özenle sarıldığında, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da aşiret düzeni ve feodal ilişkilere son verip, toprak reformunu uygulamaya koyduğunda, Kemalizm’in Altı Ok’una sarılıp, tam bağımsız Türkiye sloganı ile hareket ettiğinde seçmenden gerekli desteği bulacaktır.
Bu arada YSK, bağımsız adaylarla ilgili olarak oybirliğiyle toplumsal ve siyasal kargaşayı başlatan bir karar aldı. Bu karar üzerine bazı kentlerde BDP’nin öncülüğünde protesto gösterileri düzenlendi, Doğu ve Güneydoğu’daki bazı kentler savaş alanına döndürüldü, ölen ve yaralananlar oldu. YSK, iki gün sonra kararı yine oybirliğiyle kaldırdı ve yaşanan savaş hali son buldu. İstanbul’daki gösterilerde içerde kırk tane küçük çocuğun bulunduğu kreşe molotof kokteyli atanları kınayamayanlar, Türk bayrağının indirilerek, çiğnenmesine ses çıkaramayanlar, Diyarbakır’da Atatürk heykeline PKK terör örgütü öncüsünün posterini takanlara söz söyleyemeyenler; ülkenin bugünkü durumunun sorumluları arasındadır. Dersim olayları arşivlerinin açılması için ve Güneydoğu’daki kayıp olayları ile şüpheli ölümleri aydınlatmak için komisyon kurulmasını önerenlerin, yaşanan bu olaylar karşısında sessiz kalmaları da ihanetle eşdeğer düzeydedir. Ülkemizin bölünmesine bilerek ya da bilmeyerek destek olanları, olmaya çalışanları, tarih mutlaka yazacaktır.
Sonuçta CHP milletvekili aday listelerinin seçmene ne ölçüde yansıyacağı, partinin oylarını ne ölçüde etkileyeceği, 12 Haziran’da ortaya çıkacaktır. Kimileri bütün bu olumsuzlukları sineye çekip, CHP’yi desteklemeye devam edeceklerdir. Kimileri yapılanları yanlış bulacak diğer sol partilere ya da bağımsız adaylara destek vereceklerdir. Kimileri de ya sandığa gitmeyecek, ya da geçersiz oy vereceklerdir.
CHP dışındaki partilerin aday listeleri büyük gürültü koparmamıştır. Gürültü her zaman olduğu gibi demokrasinin gelişmesi için CHP’de olmaktadır. Ancak bu gürültüler partinin Kemalist ilke ve devrimler ışığında daha ilerlemesi için ve partinin önünün açılması için yapılmaktadır. Hangi listenin neler getirip, neler götüreceğini görmek için, 12 Haziran Pazar günü akşamını beklemek gerekecek.
İleri demokrasinin, ileri teknolojisi sayesinde, tıpkı 2007 seçimlerinde olduğu gibi, yine oy sayım işlemi sürerken sonuçların açıklandığını da görebiliriz…
İlk Kurşun
Tüm Öğretim Elemanları Derneği
(TÜMÖD) Genel Sekreteri -

29 ilde önseçimle, diğer illerde merkez yoklamasıyla adaylarını belirleyen CHP, kendi çizgisinden gelen adaylar yerine partinin ilkelerinden haberi olmayan sağdan devşirme adaylarla seçimlere hazırlanmaktadır. CHP listelerinde seçilecek yerlerde olan adayların büyük çoğunluğu, partiye bir yıldan daha az süredir üyedirler. Bu adayların yaklaşık kırk tanesi sağdan gelip, listelere alınmışlardır. Tabii bunların yanında Habur’dan giriş yapan PKK teröristlerinin avukatı olan Sezgin Tanrıkulu ile diğer bazı CHP üst yöneticileri için de “her tarafı sol olsa ne olur” demek yanlış sayılmaz.
Sosyal demokrasiyle uzaktan yakından hiçbir ilişkisi olmayan patron Mehmet Haberal’ı, bir işçi kenti olan Zonguldak’ta liste başına koymak ile sosyal demokrasinin yanından bile geçmemiş Sinan Aygün’ü Ankara’da seçilecek sıraya koymak nasıl bir stratejik dehanın ürünüdür? Ankara’dan aday gösterilen, yaşamını hep sağ partilerde yöneticilik yaparak geçiren Bülent Kuşoğlu, Zaman Gazetesi’ndeki röportajında “tekke ve zaviyelerin yeniden açılması gerekir” diyerek, Kemalist Devrimleri yok saymaya çalışmıştır. Ankara’daki adaylardan kaç tanesi, daha önce CHP’ye oy vermiştir? İzmir’den aday gösterilen Tansu Çiller’in Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Aytun Çıray’dan, sol adına nasıl bir hizmet beklenebilir? Dersim konusunda dersler veren Onur Öymen’i Bursa’da listeye almayıp, hep sağ partilerde siyaset yapan, bakanlık yapan Turhan Tayan’ı listenin ikinci sırasına koyan mantık için ne denebilir?
CHP listelerinde demokratik kitle örgütlerinden çok az temsilciye yer verildiği ve örgütten gelenlerin seçilemeyecek sıralara atıldığı görülmektedir. 43 il ve 76 ilçe başkanı aday adayı olmuş, sadece dört tanesi seçilebilir sıradan aday gösterilmiştir. Bu genel merkezin örgütü çok önemsemediğinin ya da örgütü beğenmediğinin göstergesidir.
Fethullah Gülen tarikatını öven Muhammed Çakmak, Humeyni’nin takipçisi olmakla övünen Türkiye’deki Şiilerin lideri Selahattin Özgündüz’ün yeğeni Ali Özgündüz’ün CHP’nin İstanbul listelerinde olması kabul edilir bir durum değildir.
George Soros kuruluşlarının Türkiye’de öne çıkmış en önemli simalarından biri ve aynı zamanda CHP parti meclisi üyesi olan Binnaz Toprak, parti meclisi toplantısında aday listeleri kesinleşirken Mustafa Balbay’a itiraz etmiş ve aday gösterilmemesini istemiştir. “Heybeliada Ruhban okulu açılmalı, Ekümenlik tanınmalı, iki dile sıcak bakıyorum, AKP ekonomiyi iyi yönetti, gelir ve zenginlik arttı” diyen Binnaz Toprak ve benzerlerinin CHP’de ne işleri var? CHP yöneticileri, kendi seçmenlerinden bunun gibi adaylara, Soros’tan beslenenlere, bölücülere, ırkçılara, Fettullah Gülen’e övgü düzenlere, numaracı cumhuriyetçilere, sağcılara, Kemalist ilke ve devrimlere inanmayanlara nasıl ve hangi yüzle oy isteyecek?
Parti politikasıyla uyuşmayan merkez sağdan, hatta onun da sağından isimleri aday listelerine koyanlar, sağ seçmenden oy almak gibi bir amaç taşıdıklarını söylerken, partinin asıl tabanı sol seçmenden oy yitirdiklerinin farkında değillerdir. Yeni CHP de, daha önceki CHP de, hep aynı hatayı yaparak, seçmenini küstürdü ve %20 seviyesindeki oy oranlarıyla başarılı olduklarını söylediler. CHP için başarı, sadece iktidar olmaktır. Önceki dönemlerde CHP’den milletvekili olanlardan 17 kişi, diğer sağ partilere geçmişti. Sağdan devşirilen adayların CHP’ye hiçbir katkısının olamayacağını çok iyi bilmek gerekir. Çünkü bu siyasetçiler yıllardır savundukları yanlış politikalar yüzünden, kendi partilerini yok olmaktan kurtaramamışlardır. Hayatları boyunca solu düşman olarak gören bu sağdan devşirme adayların, CHP’yi başarıya taşıyacaklarına inanmak gerçekten çok zor.
“Liste devrimi yaptık” söyleminde bulunan CHP Genel Başkanı, listelerin örgütte huzursuzluğa neden olduğunu göz ardı ederek, listeleri örgütün de, vatandaşın da olumlu karşıladığını açıklamıştır. CHP’nin yeni yöneticileri partiyi sağa açarken, eski yöneticiler de aynısını yapıyordu. Eskiden Kemal Derviş gibi ABD memuru bile milletvekili yapılmıştı, şimdi de aynı ekolün temsilcileri listelerde yer almaktadır. Örgütten kopuk listelerin oluşturulduğu illerde CHP’nin, hangi örgütle ve nasıl seçim çalışması yapacağı merak konusudur.
CHP’nin yeni yönetimi, kontenjan kullanacaklarını açıklamalarına karşın, bunu yerine getirmeyince, YSK’nin uyarısıyla karşılaşmıştır.
YSK’nin uyarısı sonucu Denizli’de kontenjanı, örgütten gelen tepkiler üzerine İlhan Cihaner için kullanmak zorunda kalarak, seçmenlerini biraz da olsa sevindirmişlerdir. Tarikat ve cemaat liderlerine övgü düzenler listelerde yer bulurken, cumhuriyet değerlerine bağlı bir Cumhuriyet Savcısının, tarikat ve cemaatlere karşı mücadele eden ve bu nedenle tutuklanan İlhan Cihaner’in son anda listelere alınması, olumlu olduğu kadar, düşündürücüdür de..
Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Şartı’na konulan çekincelerin kaldırılmasını savunan yeni CHP yöneticileri, NATO’nun sadık bekçisi olduklarını, AB’ye girmek için çalışacaklarını, laikliğin tehdit altında olmadığını, cemaat ve tarikatlara saygılı olduklarını, türbana üniversite ve diğer kamusal alanlarda onay verdiklerini ve genel af çıkaracaklarını açıklamışlardır. Türk Silahlı Kuvvetlerini profesyonel orduya dönüştürmek ve Turgut Özal’ı örnek aldıklarını söyleyerek ulusallıktan ve Atatürkçülükten uzaklaşan CHP’nin seçimde ne yapacağını hep birlikte göreceğiz.
CHP, ülkemizi sömüren ABD ve AB emperyalizmine karşı dik durduğunda, ulusal sanayimizi yok eden özelleştirme vurgunlarına karşı olduğunda, eğitimin her aşamasının bedelsiz olmasını sağladığında, sağlıkta sosyalizasyon programına yeniden sarıldığında, eşit bir sosyal güvenlik sistemi getirdiğinde, dengeli ve adaletli bir gelir bölüşümü uyguladığında, asgari ücretten vergi alınmamasını sağladığında, planlı kalkınmaya özenle sarıldığında, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da aşiret düzeni ve feodal ilişkilere son verip, toprak reformunu uygulamaya koyduğunda, Kemalizm’in Altı Ok’una sarılıp, tam bağımsız Türkiye sloganı ile hareket ettiğinde seçmenden gerekli desteği bulacaktır.
Bu arada YSK, bağımsız adaylarla ilgili olarak oybirliğiyle toplumsal ve siyasal kargaşayı başlatan bir karar aldı. Bu karar üzerine bazı kentlerde BDP’nin öncülüğünde protesto gösterileri düzenlendi, Doğu ve Güneydoğu’daki bazı kentler savaş alanına döndürüldü, ölen ve yaralananlar oldu. YSK, iki gün sonra kararı yine oybirliğiyle kaldırdı ve yaşanan savaş hali son buldu. İstanbul’daki gösterilerde içerde kırk tane küçük çocuğun bulunduğu kreşe molotof kokteyli atanları kınayamayanlar, Türk bayrağının indirilerek, çiğnenmesine ses çıkaramayanlar, Diyarbakır’da Atatürk heykeline PKK terör örgütü öncüsünün posterini takanlara söz söyleyemeyenler; ülkenin bugünkü durumunun sorumluları arasındadır. Dersim olayları arşivlerinin açılması için ve Güneydoğu’daki kayıp olayları ile şüpheli ölümleri aydınlatmak için komisyon kurulmasını önerenlerin, yaşanan bu olaylar karşısında sessiz kalmaları da ihanetle eşdeğer düzeydedir. Ülkemizin bölünmesine bilerek ya da bilmeyerek destek olanları, olmaya çalışanları, tarih mutlaka yazacaktır.
Sonuçta CHP milletvekili aday listelerinin seçmene ne ölçüde yansıyacağı, partinin oylarını ne ölçüde etkileyeceği, 12 Haziran’da ortaya çıkacaktır. Kimileri bütün bu olumsuzlukları sineye çekip, CHP’yi desteklemeye devam edeceklerdir. Kimileri yapılanları yanlış bulacak diğer sol partilere ya da bağımsız adaylara destek vereceklerdir. Kimileri de ya sandığa gitmeyecek, ya da geçersiz oy vereceklerdir.
CHP dışındaki partilerin aday listeleri büyük gürültü koparmamıştır. Gürültü her zaman olduğu gibi demokrasinin gelişmesi için CHP’de olmaktadır. Ancak bu gürültüler partinin Kemalist ilke ve devrimler ışığında daha ilerlemesi için ve partinin önünün açılması için yapılmaktadır. Hangi listenin neler getirip, neler götüreceğini görmek için, 12 Haziran Pazar günü akşamını beklemek gerekecek.
İleri demokrasinin, ileri teknolojisi sayesinde, tıpkı 2007 seçimlerinde olduğu gibi, yine oy sayım işlemi sürerken sonuçların açıklandığını da görebiliriz…
İlk Kurşun
*