Halkın dilini küfürden ibaret sanan düzen siyasetçileri!
Lumpenliği halkçılık diye yutturuyorlar
“Biz adamı ana rahmine kadar kovalarız sırasında tamam mı”Seçim sürecinde düzen partilerinin temsilcilerinin iyiden iyiye ağızlarını bozmasına alıştık. Ancak Kürşat Tüzmen’in dün STV'deki sözleri artık bu kadarına da pes dedirtecek türden…
AKP Mersin Milletvekili Kürşat Tüzmen bir kez daha, Kemal Kılıçdaroğlu’nun AKP’li eski bakanların kendisine gelip “benim dürüst olduğumu söyle diye bana yalvarıyorlar” sözleri üzerine konuştu. Seçim dönemlerinde düzen siyasetçilerinin kullandıkları dilin bel hizasının altına inmesi sık rastlanan bir durum olsa da, Tüzmen’in sarf ettiği sözler pes dedirtti. Tüzmen önceki gece cemaatçi STV Haber’e bağlanarak Kılıçdaroğlu için, “Biz adamı ana rahmine kadar kovalarız sırasında tamam mı” şeklinde konuştu.
Meşum kamuoyu araştırma şirketleri “seçim sürecinde en ağır küfrü kim etti” konulu bir anket düzenlese, herhalde Tüzmen’in bu sözleri açık ara birinci çıkar.
"Biz adamı ana rahmine kadar kovalarız"
Tüzmen geçmişte çeşitli taşıt araçları ve kostümlerle yaptığı medya şovlarına atıfta bulunarak şu şekilde konuştu: “Haydi bakalım Türkiye’nin huzurunda o bana anlatsın, ben ona anlatayım. Kim haklı çıkacak görelim. Varsa yiğitliği buyursun. Tamam mı? Açık çek. Şunu da söyleyeyim. O lafı attı ben onu unutmadım. Lafı attı gitti, öyle yok. Ben insanın karşısına havadan gelebilirim, uçakla veya paraşütle. Karadan gelebilirim, motosikletle veya arabayla. Denizden gelebilirim sualtı kıyafetimle. Kaçacak yer yok. Biz adamı ana rahmine kadar kovalarız sırasında tamam mı? Bu kadar.”
Bu cümleleri işitenler, haliyle “cemaatin televizyon kanalında sarhoşlar mı konuşuyor” diye düşünmüş olabilirler.
Sarhoştu ya da değildi, orası meçhul. Ancak sokağa seçimden seçime adım atan düzen siyasetçilerinin, seçim dönemlerinde mütemadiyen argo tabirler kullanmalarına buldukları kulbun ne olduğu malum: “Halk böyle konuşuyor.”
Halkın dilini küfürden ibaret sanan düzen siyasetçileri, lumpenlikle halkçılığı aynı şey zannediyor. Sistematik bir biçimde toplumu yozlaştıran politikaların lumpenliğin de yayılmasına neden olduğunu bildiklerinden, “halka ne kadar yakın olduklarını” küfrederek gösterdiklerini sanıyorlar. Sokağa dört yılda bir çıkınca durum bu olsa gerek.
Halkın dağarcığında bu türden kişiler için kullanılan ve tiksinti ifade eden bir söz de var; bunu unutuyorlar:
Dili ensesinden çekilsin.