Atatürk’ün CHP’sinde tutarsızlık ve düşünce yetersizliği!
LENİN’DEN, ORHAN PAMUK’TAN ÖRNEK GÖSTERMEDEKİ
TUTARSIZLIK VE DÜŞÜNCE YETERSİZLİĞİ!
PROF. DR. ÖZER OZANKAYA
TOPLUMBİLİMCİ
CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun partili gençlere seslenirken yaptığı konuşma, Mustafa Kemal’le, Atatürk ilkeleri ile dopdolu olmasına karşın, Lenin’e ve Orhan Pamuk’a yaptığı kısacık yollamalar, hiç beklemeyeceğiniz gazetelerde, dahası CHP’ye çok yakın olmakla bilinen Halk TV haberlerinde bile ön plana alınarak vurgulanmış, sanki CHP Genel Başkanı gençlere Lenin ve Orhan Pamuk’u örnek olarak göstermiş gibi sunulmuştur.Gerçi Sayın Kılıçdaroğlu’nun örgütlü toplumun önemini vurgulamak için, insanlığa büyük acılar yaşattığı gerçeğe-saygılı her kişinin kabul ettiği Lenin’den alıntı yapmaya kanımca hiç gereksinimi yoktur.
Çünkü gerçek etkin ve başarılı örgütlenmenin düşünce ve eylem olarak örneğini, ulusunu iç savaşa sürükleyerek yönetim-düzeni değiştiren Lenin’den değil; yorulmak nedir bilmeden gece-gündüz çalışarak ve elindeki tek iletişim aracı olan telgraf tellerini en verimli biçimde kullanarak, ulusuna İstanbul hükümetinin gayrımeşruluğunu 6 ay gibi kısa bir süre içinde kanıtlayan ve kendi eyleminin meşruluğunu “ulusal egemenlik” ilkesine dayandırarak tüm ulusuyla bütünleşen Mustafa Kemal’den vermesi gerekirdi.
“Gerçekliğe müdahale etme”nin önemini anlatmak için ise, kendisine Nobel bile verilmiş (!) olsa, Orhan Pamuk gibi “Türk ulusu Ermenilere soy kırımı uygulamıştır” iftirasını yapmaktan çekinmeyen bir kişi herhalde hiç mi hiç örnek olarak alınamaz.
Sayın Kılıçdaroğlu’nun yanlış olduğuna inandığım bu vurguları, Cumhuriyet Türkiyesi’nin toplumsal bütünlüğünü parçalamaya yönelik kalkışmalar birbiri ardından geldiği halde makro düzen olmadan mikro yaşamın sömürge derbederliği olacağı olgusuna gözünü kapayan, cemaat-mahalle gibi, tekke-zaviye gibi ortaçağcıllıkları demokratik örgütlenmeymiş gibi sunmaya çabalayan mikrososyolog post-modernist (!) danışmanlarının etkisinde biçimlendiği akla geliyor.
Oysa bu düşünce temeli, ancak iktidar olmak istemeyen, yani Türkiye Cumhuriyeti’ni tasfiye etmeğe girişmiş ABD/AB destekli AKP politika uygulamalarına karşı mücadele etmeyi göz alamayan bir CHP yönetimi için öngörülebilir.
Eğer Sayın Kılıçdaroğlu da, Sayın Baykal gibi, iktidar olmamayı, ABD/AB denetimine sokulmuş bir Türkiye’nin “ana-muhalefeti” olmakla yetinmeyi yeğliyor ise, kitle iletişim araçlarında Atatürk’e yaptığı yollamalar yerine, Lenin ve Pamuk’a yaptığı yollamaların ön plana çıkarılması, kuşkusuz gerçeğe de, kendi muradına da daha uygun düşmüş olur.
*