Skandallar şahı pişkinlikten vazgeçmiyor!

Her şeyin basının ve muhalefetin çarpıtmasından ibaret olduğunu iddia eden Demir, sorulara verdiği yanıtlarla yine pes dedirtti. Demir, "Ben olsaydım istifa ederdim" diyen YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan'a kırgın olduğunu da dile getirdi.



Ali Demir pişkinlikten vazgeçmiyor!




ÖSYM'nin imza attığı skandalları ve Ali Demir'in pişkin açıklamalarını haber yapmaktan biz artık utanmaya başladık, ama Demir haber olmaktan utanmadı.

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, CNN Türk'te yayınlanan Eğrisi Doğrusu adlı programa katılarak Taha Akyol'un sorularını yanıtladı. Her şeyin basının ve muhalefetin çarpıtmasından ibaret olduğunu iddia eden Demir, sorulara verdiği yanıtlarla yine pes dedirtti. Demir, "Ben olsaydım istifa ederdim" diyen YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan'a kırgın olduğunu da dile getirdi.

Çelişki yok, pişkinlik var!

''YGS'deki şifre iddialarıyla ilgili basın toplantısında 'şifre yok' dediniz. Adaylara gönderdiğiniz mektupta 'sehven şifre olduğu' ifadesini kullandınız. Neden çelişkili bir açıklama yaptınız?'' sorusunu Demir, ''Aslında çelişki diye bir şey söz konusu değil'' şeklinde yanıtladı. Uzmanların ve öğrencilerin tepkileri üzerine değiştirilen adaya özel kitapçık uygulamasını bile savunmaya devam eden Demir, ''Bütün bunlara rağmen tüm Türkiye çapında değişik yerlerde sınav yaptığımızdan dolayı toplu kopyayı, ikili kopyayı kısmen engelleyemiyorsunuz. Bunu engellemenin tek yolu, her adaya farklı soru kitapçığı oluşturmaktı'' diye konuştu.

'Samimi' yalanlar...

Ali Demir, soruların sınav öncesiden sızdırıldığının ortaya çıkması üzerine iptal edilen ve kopya çekenlerin bile soruları Gülen Cemaati tarafından kendilerine iletildiğini itiraf etmelerine rağmen açık biçimde yalan söyleyerek ''Şunu net bir şekilde söylüyorum, birinin bildiği ve bununla bir menfaat sağladığı anlamında bir şifre YGS'de, LYS'de ve KPSS'de asla söz konusu değildir. Bunu bütün samimiyetimle, bütün kalbimle söylüyorum'' dedi.

Mod-medyan iddiası çarpıtmaymış

''Sınav öncesinde mod-medyan formülünün yayılmasını neye bağlıyorsunuz?'' sorusu üzerine Demir, ''Bu da bence o dönemde basının bir miktar çarpıtmasıydı. Dikkatli bakıldığı zaman YGS'deki tartışmalar gündeme gelinceye kadar aranan bir şey değil. Dikkat edin o dönemde bir seçim atmosferi söz konusuydu. Bu konu da çok gereksiz bir şekilde o atmosferde kullanıldı'' dedi.

Şifre olduğunu adaylara gönderdiği mektupta itiraf eden, eksik kitapçık ve kitapçıkların kaybolması gibi sayısız skandalla anılan Demir'in, her şeyi seçim atmosferine bağladı.

İstifayı gerektirecek hiçbir olay sözkonusu değilmiş!

''YÖK Başkanı 'Ben olsaydım istifa ederdim' dedi. Bunu nasıl yorumladınız ve neden istifa etmediniz?'' sorusu üzerine Demir, ''Bütün bu süreçte istifamızı gerektiren en küçük bir şey olsaydı istifa ederdik. İstifamızı gerektirecek hiçbir olay söz konusu değil. Türkiye'de hak edenin, hak ettiği şekilde değerlendirileceği bir ÖSYM oluşturma yönündeki çalışmalarımıza devam ediyoruz'' diye konuştu.

''Bunu YÖK Başkanı'na anlattınız mı?'' sorusunu Demir, ''Kesinlikle'' diyerek yanıtladı. ''Neden istifa etmem gerektiğini düşünüyorsunuz diye sordunuz mu?'' sorusunu Demir, ''Sormadım'' diyerek yanıtladı. Demir, ''Sayın Başkan siz öyle diyorsunuz ama benim istifa etmemi gerektiren hiç bir sebep yok, diye bir şey deme gereğini duydunuz mu'' sorusu üzerine ''Doğrusu duymadım'' dedi.

"Metaksan ile devam edeceğiz"

''Aynı matbaa ile yola devam edecek misiniz?'' sorusuna Demir, ''Bu çok nitelikli bir matbaa. Türkiye'de bunu yapabilecek başka matbaa var mıdır bilmiyorum. 2012'de biz yine açık ihale yapacağız. Başka matbaalar 'Ben bu imkânı sağlayabilirim' derse onlarla çalışırız'' yanıtını verdi.

Güvenlik anlayışlarına uymayanları çıkarmışlar

''ÖSYM çalışanları ile iddialar gündeme geldi. ÖSYM'deki bir derin yapıdan söz edildi. ÖSYM'yi zor durumda bırakanın bu derin yapı olduğu söylendi ve sonra bazı çalışanlar YÖK'e gönderildi. ÖSYM içinde bir derin yapı olduğunu siz de düşünüyor musunuz?'' sorusuna Demir, şu yanıtı verdi:

''ÖSYM'de derin yapı, tasvip etmediğim bir tanımlama. Ben göreve geldiğim andan itibaren tüm ÖSYM'deki çalışan arkadaşlarıma takım arkadaşlarım olarak hitap ettim. Gerçekten sınav gerek soru hazırlama, gerek bilgi işlem, gerek sınav hizmetleri gerek alandaki sınav görevlileriyle bir takım oyunu. Bu takım oyununu tam oynadığınız zaman başarıya ulaşabilirsiniz. Aksi taktirde birisinin aksamasıyla aksarsınız. Bunun örneklerini gördük. Ancak 36 yıllık kurum; bizim konseptimize, bizim yeni güvenlik anlayışımıza, bize ayak uyduramayan bizim beklentilerimizi karşılamayan çalışanlarımız oldu ve onlarla yolumuzu ayırmak durumunda kaldık. Aksi taktirde ben ÖSYM çalışanlarının son derece gayretli, düzgün, işlerini hassasiyetle yaptıklarına inanıyorum.''

''Birtakım aksamalarda sizin YÖK'e gönderdiğiniz personelin rolü olduğu kanaatinde misiniz?'' sorusuna Demir, ''Kısmen öyle gördüğümüz için zaten o kararları almak durumunda kaldık'' yanıtını verdi.

KPSS soruşturması hatırlatılarak, hakkında soruşturma açılan bir aday olup olmadığı konusundaki soru üzerine Demir, savcının araştırmalarının alanda ve ÖSYM içinde devam ettiğini belirterek, büyük oranda raporların tamamlandığını ancak ne zaman iddianameye dönüşeceğini bilmediğini anlattı.

Bazı adayların tercihlerinin değiştirildiği yönünde basına yansıyan haberlerin anımsatılması üzerine Demir, son 10-15 gündür ÖSYM'yi karalama kampanyası içine girildiğini savundu. ÖSYM'nin bilgi işlem sisteminde bütün işlemlerin silinemez bir şekilde kaydedildiğini anlatan Demir, her bir adayın hangi saatte ne işlem yaptığının izlenebildiğini ifade etti. ÖSYM'de bir değiştirme yapmanın mümkün olmadığını söyleyen Demir, ''Adayların kendi şifrelerini başkalarına vermemeleri gerekiyor'' dedi.

Bugüne kadar, söyleyeceklerinin çarpıtılmaması için adayları endişeye sevk etmemek amacıyla geri planda kalmayı tercih ettiklerini söyleyen Demir, seçim ve sınavların da bunda etkili olduğunu anlattı.

Savcılığın, hakkında soruşturma açmak için Danıştay’a başvurduğunun anımsatılması üzerine Demir, Danıştay’ın vereceği karara saygı duyacaklarını ifade etti. Demir, şunları söyledi:

''Gerçekten zor bir dönemde göreve geldik, bunu kabul etmek gerekir. Çalışanlar yorulmuş ve bütün kamuoyunun odakları sizin üzerinizde. Bunun arkasından bir seçim süreci yaşadık. Ben şunu net bir şekilde söylüyorum, hak ve adaletin tesisi bakımından sınav güvenliği anlamında ben vicdanen rahatım ve hiçbir sorun olduğunu düşünmüyorum. Ama şunu kabul ediyorum, basınla ilişkilerimiz daha iyi olabilirdi. Orada eksikliklerimiz oldu.''

ÖSYM'yi Türkiye'ye yakışan bir kurum haline getiriyormuş

''Maaşınızın Eylül ayında artmasını beklediğiniz için istifa etmediğiniz söyleniyor. Bu doğru mu?'' sorusu üzerine Demir, şunları kaydetti:

''Göreve başladığımız 10 ay içinde yapmadığımız tek hesap maaş hesabıdır. Hiçbir zaman maaş hesabı yapmadık, yapmayız da. Biz buraya bir görevi ifa etmek üzere geldik. ÖSYM gibi Türkiye'nin en kritik kurumlarından birisini o çalkantılı dönemden, Türkiye'ye yakışan, Türkiye'de sosyal barışı tesis eden bir kurum haline getirmek için buradayız. Bunu sağlamak için buradayız. Yaptığımız sınavlarda bunu sağladığımıza inanıyoruz. Çok daha mükemmel bir sınav sistemini kurmak durumundayız Türkiye'de. Bunu yapana kadar görevimizin başındayız.''

İntihal skandalı ile ilgili de konuştu

İntihal yaptığı iddialarını da yanıtlayan Demir, şunları söyledi:

''Anadolu'da bir laf vardır, iflas etmiş tüccar eski defterleri karıştırır diye. Maalesef basınımız böyle bir gayretin içerisine girdi. 1990 yılındaki bir yayını bulup bunu büyük bir olaymış gibi yansıttı. Olayın özü şu, 1990 benim doktorayı tamamladığım ve İngiltere'de doktora sonrası yapmak üzere kaldığım tarihler. Çok değerli bulduğum bir Alman dergisinde yayınlanmış, İngilizce'ye tercüme edilmiş bir çalışma.

O yıllarda tekstil endüstrisi Türkiye'de parlıyor, İngilizce bilen çok fazla yok. Ben bunu tercüme edersem Türkiye'deki tekstil endüstrisine katkım olur düşüncesiyle el yazması olarak bunu tercüme ettim ve ilk yazının başına, 'Bu eser şu kaynaktan tercüme edilmiştir' ifadesini koyarak Türkiye'ye gönderdim. Fakat gönderdiğim o dergi bunu çok sayıda dergide yayınlamayı tercih etmiş. Birinci sayıya o açıklamayı koymuş, ikinci sayıya koymamış. O yıllarda internet yok, cep telefonu yok. Postayla iletişim söz konusu. İkinci, üçüncü sayı bize eriştiği zaman bunun bir basım hatası olduğunu fark edince müdahale ettik ve beşinci sayıda sanıyorum bir açıklama getirdik, 'Bu çalışma bir tercüme çalışmasıdır' diye. Bunun ötesinde ben bunu hiçbir bilimsel çalışmamda malzeme olarak kullanmadım.''







➽ Paylaş:
“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..