'Hangi Adalet'?!
Erdoğan, Birleşmiş Milletler'i suçlayarak "Adalet bu mu" diye sordu. Ancak 9 yıllık AKP iktidarı boyunca BM'nin "belli ülkelerin vesayeti istikametinde" aldığı açık olan kararlara Türkiye hep destek oldu. BM'deki iç dengeler nedeniyle "belli ülkelerin vesayeti istikametinde" alınamayan kararlara bile AKP iktidarı arka çıktı.Adaletin bu mu Tayyip!
Başbakan Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler'i "belli ülkelerin çıkar ve vesayeti istikametinde" hareket etmekle suçlaması şaşırttı. Zira Türkiye AKP iktidarı boyunca BM'nin "belli ülkelerin çıkar ve vesayeti istikametinde" aldığı hemen her kararı uyguladı.
Başbakan Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada BM'ye sert eleştirilerde bulunarak "BM, belli ülkelerin çıkar ve vesayeti istikametinde değil, insanlığın hukukunu korumayı esas almak üzere yeniden yapılanmak zorundadır” dedi ve "Adalet bu mu" diye sordu. Ancak 9 yıllık AKP iktidarı boyunca BM'nin "belli ülkelerin vesayeti istikametinde" aldığı açık olan kararlara Türkiye hep destek oldu. BM'deki iç dengeler nedeniyle "belli ülkelerin vesayeti istikametinde" alınamayan kararlara bile AKP iktidarı arka çıktı.
Irak işgali
Irak halkının yıllarca cezalandırılmasına neden olan yaptırım kararlarına imza atan BM, çeşitli nedenlerle ABD ve İngiltere'nin başını çektiği koalisyonun Irak'ı işgal etmesine onay vermedi. Ancak AKP iktidarı, BM'nin bu nadir "adaletli" kararlarından birinin arkasında durmak yerine, işgal koalisyonunu desteklemeyi tercih etti. ABD’nin Irak operasyonuyla ilgili olarak 2003′te TBMM’ye 4 Başbakanlık Tezkeresi sunuldu. Bunlardan Türk askerinin yabancı ülkelere gönderilmesi ve yabancı ülke askerlerinin Türkiye’ye gelmesini izin veren tezkere, yoğun tartışmaların ardından TBMM Genel Kurulu’nda 1 Mart 2003′te ”katılanların salt çoğunluğuna ulaşılmaması” nedeniyle kabul edilmedi. Bu durum hem AKP içinde hem de hükümet ile ABD arasında bir krize neden oldu. AKP daha sonra yapılan tezkere oylamalarında tüm milletvekillerini birebir markaja aldı.
1 Mart 'kazası'na rağmen Irak işgaline destek oldular
Türkiye’deki askeri üs ve tesisler ile limanlarda gerekli yenileştirme, geliştirme, inşaat ve tevsi çalışmaları ile altyapı faaliyetlerinde bulunmak amacıyla ABD’li teknik ve askeri personelin 3 ay süreyle Türkiye’de bulunmasına izin verilmesine ilişkin karar 6 Şubat 2003 tarihinde TBMM’den çıktı. TBMM, 20 Mart 2003′te, TSK’nın Kuzey Irak’a gönderilmesine; bu kuvvetlerin belirlenecek esaslar çerçevesinde kullanılmasına ve muhtemel bir askeri harekat kapsamında yabancı silahlı kuvvetlere mensup hava unsurlarının Türk hava sahasını kullanmalarına 6 ay süreyle izin verdi. Irak ile ilgili aynı dönemdeki diğer tezkere ise 7 Ekim 2003’te çıktı. Başbakanlık Tezkeresiyle, Hükümete, Türk Silahlı Kuvvetlerinin güvenlik ve istikrara katkı yapmak amacıyla Irak’a gönderilmesi, bu kuvvetlerin görev ye kullanılmasına ilişkin gerekli düzenlemelerin yapılması için 1 yıl süreyle izin verildi.
Lübnan'a asker gönderildi
2005 yılında İsrail'in Lübnan'a saldırısının ardından, İsrail ve ABD'nin talebi üzerine, ülkedeki direnişi silahsızlandırmak görevi ile Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü (UNIFIL) oluşturuldu. AKP iktidarının Meclis'e sunduğu Lübnan tezkeresi, 5 Eylül 2006 tarihinde çıktı. Tezkere 1 yıllığına çıkarılmıştı ancak her yıl 1'er sene uzatıldı ve Türk askeri halen Lübnan'da bulunuyor.
Somali'ye de asker gönderildi
TSK deniz unsurlarının, Aden Körfezi, Somali karasuları ve açıkları, Arap Denizi ve mücavir bölgelerde görevlendirilmesi için 10 Şubat 2009 tarihli TBMM kararı alındı. "Korsanlık, deniz haydutluğu ve silahlı soygun eylemleriyle mücadele amacıyla yürütülen uluslararası çabalara destek vermek amacıyla" TSK unsurlarının gönderilmesine ilişkin bu yetki, 2010 yılında ve son olarak da 10 Şubat 2011 tarihinden geçerli olmak üzere bir yıl uzatıldı.
Türk askerlerinin de içinde bulunduğu ve Birleşmiş Milletler'in 5 Ekim 2008 tarihli BM kararına dayanarak Somali'de bulunan NATO gücünün savaştığı "korsanların" Somaliler tarafından "vatansever" olarak kabul edildikleri biliniyor. Son yıllarda mafyatik ilişkilerin arttığı ifade edilse de, resmi bir devlet otoritesinin olmadığı Somali'de korsanların, ülke sahillerini işgal eden şirket ve ülkelere karşı bir tür sahil güvenlik görevini üstlendiği Somalililer dile getiriliyor.
Libya operasyonuna destek
Libya'ya yönelik NATO müdahalesi BM Güvenlik Konseyi'nin almış olduğu karara dayanılarak başlatılmıştı. Her ne kadar BM kararı, Libya hava sahasının, sivilleri korumak amacıyla, uçuşa yasak bölge haline getirilmesi ve ülkenin deniz sahasının silah sevkiyatını engellemek amacıyla kontrol altına alınmasını içerse de, NATO güçleri ülkeyi aylarca bombaladı ve hala bombalanıyor. Türkiye bu operasyona da ortak oldu.
Suriye ve İran yeni hedef
Erdoğan, Suriye'ye dönük tehditlerini BM Genel Kurul toplantısında da sürdürdü. Bu toplantı öncesinde Obama ile görüşen Erdoğan, görüşme sonrasında Suriye'ye karşı yaptırım kararlarının yolda olduğunu açıkladı.
İran'a karşı ise Malatya Kürecik'te NATO radar üssü kurulması için anlaşma imzalanmış ve çalışmalar başlatılmış durumda. İran'a karşı BM Güvenlik Konseyi'nde ABD'nin girişimi ile alınan yaptırım kararını Türkiye kısmen de olsa uygulamaya başladı.
*