İktidarın Deniz Feneri davasına müdahale şüphesi!
Deniz Feneri davasında yaşanan son gelişmeler, iktidarın davaya müdahale ettiği şüphesini artırıyor.Deniz Feneri davasında görevden alınan savcılar “İstanbul Özel Yetkili
Savcılarının da zaman zaman mahkeme kararının üzerini kapattığını” belirttiler.
Deniz Feneri Davası'nda şüpheler artıyor
Deniz Feneri davasında üç savcının görevden alınmasına gerekçe gösterilen “evrakta tahrifat” iddiası için savunma veren savcılar “İstanbul Özel Yetkili Savcılarının da zaman zaman mahkeme kararının üzerini kapattığını” belirttiler. Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) bu iddia üzerine İstanbul Özel Yetkili Başsavcı vekili Fikret Seçen’den bilgi istedi. Kurul, Seçen’e “Mahkeme kararlarının üzerini kapatarak işlem yapıyor musunuz” sorusunu yöneltti. Seçen ise savcıların zaman zaman evrakların üzerlerini kapatarak işlem yaptığını doğruladı.
Son gelinen aşamada, Seçen’in de ifadelerinden anlaşılacağı üzerine Deniz Feneri Savcılar’ının hukuksuz bir işlem yapmadığı ortaya çıkmış oldu. Bu durum Deniz Feneri davasına iktidar tarafından müdahale edildiği yorumlarını güçlendirdi.
Özel yetkili savcı Seçen: “Zaman zaman evrakların üzeri kapatılarak işlem yapılır”
Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu, eski RTÜK Başkanı Zahid Akman’ın ‘evrakta tahrifat’ ile suçladığı savcılar Mehmet Tamöz, Nadi Türkaslan ve Abdulvahap Yaren’in, “İstanbul Özel Yetkili Savcılarının da zaman zaman mahkeme kararının üzerini kapattığı” şeklindeki savunması üzerine İstanbul Özel Yetkili Başsavcı vekili Fikret Seçen’den bilgi istedi. Kurul, Seçen’e “Mahkeme kararlarının üzerini kapatarak işlem yapıyor musunuz” sorusunu yöneltti. Seçen ise savcıların zaman zaman evrakların üzerlerini kapatarak işlem yaptığını doğrulayarak, şu bilgiyi verdi:
"Savcıların soruşturma aşamasında haklarında ‘yakalama’ ve ‘arama’ kararı aldıkları şahısların ikamet adresleri Ankara, İstanbul ve İzmir ise Ankara Emniyet Müdürlüğü ve ilgili savcılığa gönderilen yazıda İstanbul ve İzmir’de ikamet eden şahısların isimlerinin üzerini kapatarak bildiriyoruz. Bu işlem, soruşturmanın gizliliğini ve güvenliğini korumak adına yapılıyor. Böylece diğer ayrı illerde ikamet eden şüphelilerin isimleri bir diğer ile bildirilmemiş oluyor. Bu konudaki yasal düzenlemeler de ‘arama’ ve ‘yakalama’ kararlarının ilgili yerlere iletilmesi hususunda hukuksuzluk teşkil etmiyor. Aksine soruşturmanın gizliliği ve önemi açısından tamamen mevzuata ve usulüne uygun olarak yapılıyor"
Daha önce bu suçtan cezalandırılan olmadı
Savcılar, savunmalarında “Ankara 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin Deniz Feneri zanlılarıyla ilgili tedbir kararını içeren belgede tahribat yapıldı mı?” sorusuna verdikleri cevapta, ‘Belge tedbir kararını uygulayacak ilgili kurumlara gönderilirken ilgisiz bölümler kapatıldı. Bu işlem HSYK müfettişleri ve Bakanlık tarafından ‘tahribat’ olarak görülüyor’ ifadelerini kullandılar. Daha önce bu suçtan kimsenin ceza almadığını belirten savcılar şöyle konuştular:
“Kararın gönderileceği kurumların kararın tamamını görmesine gerek yok. Bu nedenle ilgisiz bölümlerin kapatılması yargı sisteminde usul haline gelmiş. Kapatma işlemi, kararın gönderildiği kuruma “burası seni ilgilendirmiyor” denilmesinden ibaret. Halihazırda Ergenekon, Balyoz gibi önemli yargılamaları yapan İstanbul mahkemelerinin CMK’nın 250. maddesindeki katalog suçlarla ilgili birçok kararı Ankara’daki savcılara gönderildiğinde, kararların ilgisiz bölümleri kapatılarak gönderiliyor. HSYK’nın bu uygulama nedeniyle daha önce cezalandırdığı yargı mensubu olmadı”
Şikayet dilekçesinin işleme konma zamanlaması dikkat çekici
HSYK’nın savcılarla ilgili soruşturma dosyasında sanık avukatı Ersan Şen’in imzalı ve Mart 2010’da yazılmış bir şikâyet dilekçesi de yer aldı. Ayrıca, 18 ay boyunca tapu sicil ve kadastro dairelerinin hiçbir işlemine itiraz edilmedi. Durum böyle olunca 18 ay boyunca işleme konulmayan şikâyet dilekçesinin şimdi işleme konmasının, soruşturma kapsamında tutuklamaların başlamasıyla bağlantısı olduğu yorumları yapılıyor.