Madalyonun öbür yüzü, oraya bakın işte!..
TERÖR DİZ Mİ ÇÖKTÜ, PUSUYA MI YATTI?..

İran kuşatmasının hedefinde, PKK’nın bu ülkedeki kolu PJAK, yani “Kürdistan Özgür Yaşam Partisi” adlı terör grubu var…
PKK’nın yayın organları İran ordusunun müdahalelerini çok dikkatle izliyor… Oradan verilen haberlere bakılırsa, İran askerleri büyük kayıp veriyormuş!.. Örgütün ajansına göre çok sayıda İranlı general bile öldürülmüş!..
Oysa madalyonun diğer yüzünde farklı bir görüntü var… Üstelik bu görüntüyü İran oluşturmuyor, bizzat PKK kaynakları dışa vuruyor; bir erozyon hatta kimi yayın organlarına göre “diz çökme” görüntüsü!..
Bir dönem ABD’nin İran’a Karşı desteklediği PJAK’ın asıl görevi, PKK hareketinin 4 ülkeyi entegre edecek olan “Büyük Kürdistan” pojesinin Tahran kolu olmak!..
Komplo teorisyenlerine göre ise PJAK aslında ABD’in İran’a yönelik olası müdahalesinde kullanılacak bir öncü işgal gücü!..
Aslında iki olasılık da yüksektir!.. Çünkü uluslararası güçlerin terör unsurlarını kendi diplomatik,siyasi ve coğrafi kuşatma planlarında kullanması bir Haçlı geleneğidir… Örneğin, ABD’nin El Kaide’nin köklerini Afganistan’dan Rusya’ya karşı kullanması gibi!..
Örneğin, son olarak Libya ve Suriye’deki çapulcuların NATO’ya uşaklık yapması gibi!..
Kısacası karanlık bir kuyuya dönüşen Ortadoğu‘da PJAK’ın da benzer bir iç kuşatmada kullanılması ihtimal dışı değildir…
Kandil’de Çift Ateşkes!..
Biz birinci ihtimale dönelim… Yani İran’ın, bir Kürt açılımına her zaman karşı olduğu gerçeğine…
İran, PJAK ve PKK unsurlarına karşı her zaman çok acımasız davrandı… Yakalanan PJAK militanlarından 15′i idam edildi, en az 300′ü cezaevlerinde…
İran PJAK’ın gerçek niyetinden kuşku mu duydu acaba… Şu bir gerçek ki, lideri ABD’de keyif çatan bir örgüt asıl hedefleri konusunda kendini yeterince ele veriyor!..
İran, bu yüzden PJAK’a yönelik operasyonlarını 16 Temmuz’dan itibaren zirveye çıkardı… Son bir haftada ise kara birlikleri ilerleyerek Kandil eteklerine kadar ulaştı.
İran’ın PJAK’ı hedef alırken aynı zamanda PKK’yı vuruyor… Bu yüzden İran’ın her darbesi PKK’nın hareket kabiliyetini de olumsuz etkiliyor…
PKK kabul etmese de, PJAK açısından ciddi bir erozyon yaşandığı anlaşılıyor. Bu tahribatın terör gruplarına geri adım attırdığını gösteren iki kanıt geçen haftalarda ortaya çıktı.
Örneğin Murat Karayılan bu tahribatı fark edince
İran’a ateşkes ilan etti. Bu ateşkes çağrısının nedeni yalnıca PJAK’ın yaşadığı erozyon değildi, Karayılan’ın bizzat kendisi de operasyonlar sırasında hareket ve koordine kabiliyetini yitirmeye başladığını fark etti!..
Tahran’dan Sınır Resti!..
Türk basınında, “Karayılan yakalandı” şeklindeki uyduruk iddiaların kökeninde işte İran’ın PJAK üzerinden PKK ve Karayılan’a yönelik kıskacı vardı…
İkinci kanıt İran’ın restleşmesinden kaynaklandı… Karayılan bir manevra yapmayı tercih etti… KCK lideri, ateşkese olumsuz yanıt verilince, PKK’nın askeri birimi HPG’yi PJAK’ın bazı birlikleriyle entegre ederek İran’a karşı kullanmaya çalıştı.
Ancak bu plan da,İran’ın saldırlarını iyice arttırmasıyla dört günce etkisiz kaldı.
İşte PJAK, kıskacın iyice daralması nedeniyle ikinci ateşkes çağrısını bizzat yaptı. Bakınız, PJAK’ın önceki gün yaptığı açıklamada neler vardı:
“Birçok defa Kürt sorununun demokratik çözümünün gelişmesi için tek taraflı eylemsizlik süreci geliştirdik. Biz her zaman sorunun çözümünü şiddet ve savaş ile değil; demokratik ve barışçıl temelde gelişeceğine inandık ve diyalogu esas aldık.”
İran, PJAK’ın ateşkes talebini anında reddetti… İran Devrim Muhafızları sözcüsü Albay Hamid Ahmedi, terör gruplarının derhal sınır dışına çıkarılmasını istedi…
Pusulasız PKK!..
Tün bunlar yaşanırken, PKK’nın yayın organı ANF’de dün yayımlanan bir analizde dikkat çekici şu satırlar kullanıldı:
“İran diplomatik, askeri ve ekonomik olarak abluka altına alınmışken böyle bir savaşı uzun süre yürütebilir mi? Çatışmaların derinleşmesi İran’ı tahmin etmediği büyük bir krizin içine itecektir. Türkiye ve Amerika, İran’ın başına bu savaşı sararken kendileri de füze kalkanlarını Türkiye’ye yerleştirerek Suriye ve İran’a olası bir müdahalenin ön hazırlıklarını yapıyorlar.”
İran’ın saldırılarını arttırması, Başbakan Erdoğan’ın geçen hafta İstanbul’da otomobilini durdurarak İran lideri Mahmud Ahmedinecad ile uzun bir telefon görüşmesi yapmasının hemen sonrasına denk geldi!..
Bu bir rastlantı olamaz… Hele “artık bıçak kemiğe dayandı” diyerek PKK’ya karşı sert müdahaleler yapılacağı sinyalini veren Erdoğan, belli ki teröre yönelik operasyonları tek cepheden yürütmek de istemiyor!..
Gerçek olan şu, Öcalan’ı diyalog masasından uzaklaştırarak PKK’nın pusulasını bozan Ankara, kentlerde terör şiddetini arttırarak şok yaratmaya çalışan örgüte karşı süprizler hazırlıyor!..
Geriye çok önemli bir soru kalıyor; İran’dan sonra Türkiye de PKK’yı kuşatmaya hazırlanırken terör diz mi çökecek, pusuya mı yatacak?
Yazının başında madalyonun öbür yüzünü anlatmıştım ya, oraya bakın işte!..
AYDINLIK