Hukukun bittiği yer! Deniz Feneri e.V davası
Hüküm giymeden yıllarca tutuklu kalınması bu kadar yaygınken, henüz 3 ay önce tutuklanan kişileri "tutukluluk hallerinin devamının cezaya dönüşeceği" gerekçesiyle serbest bırakılmaları, konu AKP'ye yakın isimler olunca yargının bambaşka işlediğini gösterdi.
Deniz Feneri e.V davasında, eski Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Zahid Akman, Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman, Genel Yayın Yönetmeni İsmail Karahan, Mustafa Çelik, İzzet Kurum ve Ali Solak’ın tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasının ardından gözler bir kez daha Deniz Feneri e. V Davasına döndü.
Üç aydır tutuklu bulunan altı kişinin ‘tutukluluk hallerinin devamının cezaya dönüşeceği’ gerekçesi ile serbest bırakılmasına avukatların başvurusu üzerine Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi karar verdi. Tahliye kararının soruşturmayı yürüten üç savcının davadan el çektirilmesinin ardından görevlendirilen savcılar Veli Dalgalı ve Hakan Pektaş’ın itirazlarına rağmen alındığı belirtildi.
Hüküm giymeden yıllarca tutuklu kalınması bu kadar yaygınken, henüz 3 ay önce tutuklanan kişileri "tutukluluk hallerinin devamının cezaya dönüşeceği" gerekçesiyle serbest bırakılmaları, konu AKP'ye yakın isimler olunca yargının bambaşka işlediğini gösterdi.
AKP'li bakan ve milletvekillerinin cezaevi ziyaretleri, Beşir Atalay'ın köstebeklik iddiasını reddememesi Deniz Feneri davasının karartılacağının işaretleri olarak değerlendiriliyordu.
Büyük soygun: Deniz Feneri e.V
Frankfurt savcılığının, Frankfurt’ta merkezi bulunan Deniz Feneri e.V derneğini, “kara para aklama ve dolandırıcılık” soruşturması kapsamında basmasıyla başlayan davanın ucu Türkiye’ye uzanmıştı. Almanya’daki davada iddianamede, yardım amaçlı kurulan derneğin bağışlarının sadece yüzde 40’ının yardım bölgelerine aktarıldığı, kalan paranın özel hesaplara aktarıldığı yer alıyor. Almanya’daki dernek yöneticileri Mehmet Gürhan, Mehmet Taşkan ve Firdevsi Ermiş çeşitli cezalar alırken, mahkeme derneğin mal varlığına kamu adına el koyarak yönetimini kayyuma devretti.
Dava, Mehmet Gürhan’ın paraları sermaye amaçlı Kanal 7 televizyonuna aktardığının ortaya çıkması ile Türkiye’ye sıçramış oldu. Üç yıllık bir soruşturmanın ardından geçtiğimiz Temmuz ayında altı kişinin tutuklu yargılanması ile devam eden Türkiye’deki Deniz Feneri e.V davası, bugüne kadar ucu üst düzey siyasetçilere uzanan, yargı sürecine müdahale, milyonlarca avronun özel hesaplara ve şirketlere aktarılması ile gündeme gelen haberlerle hafızalarda yer edindi.
Niçin tutuklanmışlardı?
“Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak”, “nitelikli dolandırıcılık” ve “sahtecilik” iddialarıyla tutuklanan altı kişinin, bir TV Kanalının yöneticileri, RTÜK Başkanı ve Almanya Deniz Feneri e.V yöneticilerinin akrabalarından oluşmasının yanı sıra üstü düzey siyasetçilerle ortaklıkları bulunması da davaya dönük ilgiyi arttırdı. Bugüne kadar çok sayıda AKP'li bakanın ve yüzlerce AKP milletvekilinin ziyaret ettiği tutuklular, yurtdışına çıkış yasağı geçerli olmak koşulu ile şu an serbestler.
Tutuklulardan Zahid Akman, hakkında iddialar ortaya atıldığında RTÜK Başkanı'ydı. Almanya’daki dava dosyasına göre Akman, Deniz Feneri e.V’nin para aktardığı beş şirketin ortağı durumunda.
Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman’ın adı dava dosyasında paraların teslim edildiği kişi yani kurye olarak geçiyor. Dernek adıyla toplanan paraların büyük bir kısmının Kanal 7 hesaplarına aktarıldığı belirtiliyor. Zekeriya Karaman’ın Harun Kapıyoldaş’la beraber ortak veya yönetim kurulu üyesi olarak yer aldığı şirketlerin İstanbul ve Büyükşehir Belediyelerinden toplam 164.5 milyon TL’lik ihale aldığı İçişleri Bakanı Beşir Atalay tarafından mecliste bizzat açıklandı. Beşir Atalay’ın Zahid Akman, Zekeriya Karaman ve Fehmi Koru ile beraber 1999 yılında Nehir Medya Tic. A.Ş.’yi kurduğu biliniyor.
Kanal 7 Genel yayın Yönetmeni ve Yönetim Kurulu üyesi İsmail Karahan, Zekeriya Karaman’la beraber dernekten aktarılan paralarla yürütülen faaliyetlerin içerisinde yer almış.
Mustafa Çelik, Deniz Feneri e.V davası kapsamında Kanal 7’ye yapılacak baskını haber veren kişi olarak biliniyor. Kırıkkale Belediye Başkanı’ndan edindiği arama yapılacağına dair bilgiyi İsmail Karahana’a bildiren Çelik’in aynı bilgiyi Zekeriya Karaman ile de paylaştığı belirtiliyor. Almanya’daki Deniz Feneri e.V Derneği’nin Başkanı Mehmet Gürhan’ın kayınbiraderi İzzet Kurum ve Ali Solak tutuklu iken serbest bırakılan diğer iki isim.
Deniz Feneri e.V davasında yargılananların suçun kapsamına göre uzun hapis cezaları da alabilecekleri ya da altı aydan iki yıla kadar hapisle sınırlı kalınabileceği yorumları yapılıyor. Eğer “Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak”, “nitelikli dolandırıcılık” ve “sahtecilik” suçlamalarından değil de “görevi kötüye kullanmaktan” dolayı cezalandırılırlarsa kısa süreli hapis yatacaklar. Tahliyenin ikinci seçeneğe yakın bir cezaya işaret ettiği yapılan yorumlar arasında yer alıyor.
*