Yazıklar olsun sizin haberciliğinize. Karakterinize...
SİLİVRİ SALON TİYATROSU
' Naci BEŞTEPE '
Tiyatrolar tatile girdiğinden dört aya yakın oyun izleyememiştim.6 ve 7 Ekim günlerinde özlem giderdim.
Silivri’de, BALYOZ sahte isimli davayı izledim.
Nasrettin Hoca veya daha güncel olan Temel fıkralarını aratmayacak sorular ve suçlamalarla sürüp gitmekte, aynen ERGENEKON gibi, BALYOZ davası da.
BALYOZ-2 ile birleştirilince salon da yetmez olmuş.
ARKASI YARIN‘lı uzatmalı TV dizileri gibi BALYOZ-3 ve hatta BALYOZ-4‘ün de geleceği garanti olduğuna göre ilgililer şimdiden salon sorununa çare bulmalı.
Ya da, tutukluluk süresini uzatmaya bahane bulmakta zorlanmamak için şimdi kıllarını kıpırdatmasınlar. Davalar birleşince salon aramaya başlasınlar. Daha şık olur.
Sayın Çetin Doğan’ın haykırışı medyaya yansıdı. ” Biz zaten bittik, bari muvazzafları bırakın. Gemiler Akdeniz’e iniyor, amirallerin çoğu burada. Bu ülkeye yazıktır!”
Kimeydi haykırışı?
Duvar kadar bile tepki veremeyen mahkeme heyetine değildi sadece. Asıl onları yöneten ve yönlendirenlereydi. Siyasi iktidaraydı.
J.Alb. Mustafa ÖNSEL’in savunması tarihi ve örnekti.
Anlayana.
Üniforması ile konuşarak kimlere mesaj vermedi ki?
Üniforma duygulanmış ve ağlamıştır. Ya mesaj gönderilen adrestekiler?
ÖNSEL’in dediği gibi; hala rahat uyumakta ve zırhlı ya da korumalı arabalarında vicdan huzuru ile gezebilmekte midirler?
Savunmalara; hırsızın, arsızın, namussuzunkiler kadar değer vermeyen yargı mensupları ne hissederler?
Sevgili silah arkadaşımın dediği gibi ” AYARI BOZULAN KANTAR BİRGÜN HERKESİ TARTAR“. Yargı makamında olanlar bu sözü unutmamalı.
Ahmet TUNCER de Mehmet ULUTAŞ da seminere katılmamışlar. Dijital bir belgede isimleri geçmiş o kadar. Ama olsun, tutuklular. Diğerleri gibi…
Mehmet ULUTAŞ Alevi olduğunu söyledi. Bu tutukluluk için fena bir gerekçe sayılmaz!
Kubilay AKTAŞ, suçsuzluğunu son derece güzel sözlerle ifade etti. Ama işin doğrusunu sonuna bıraktı; ” Benim neden tutuklandığım çok açık; birincisi adım KUBİLAY. İkincisi öğretmen çocuğuyum ve babam KÖY ENSTİTÜSÜ mezunlarından”
Kendisini de avukatı değerli devre arkadaşım Naci GÜRKAN‘ı da kutluyorum.
Savunmaların anlamı olmasa bile…
Yüksel GÜRCAN‘ın suçu ise zamanın İl J.K. na, yani kendi amirine bir bilgi notu hazırlayıp vermek. Komutan, ziyaret edeceği vali-kaymakam gibi şahıslar hakkında önceden fikir edinmek istemiş. GÜRCAN da hazırlayıp imzalı olarak sunmuş.
Kubilay AKTAŞ’ın deyişi ile hakim ve yargıçlar ” MAL BULMUŞ MAĞRİBİ GİBİ“ saldırdılar.
Neden imza atmış?
Yazışma usulüne uygun muymuş?
Dosyalanmış mı, dosyalanmamış mı?
Kim saklamış da 7-8 yıl sonra GÖLCÜK’te ortaya çıkmış?
Kişileri fişleyerek özel hayata girilmemiş mi?
Ne darbeyle, ne BALYOZ’la, ne suçla, ne suçluyla ilgisi olmayan, işi uzatmaktan öte gitmeyen, yargıçların TSK yazışma kurallarını ve karargah çalışma yöntemlerini bilmemesinden kaynaklanan bir sürü laf.
Bir avukatın öz olarak ifade ettiği gibi, bilirkişi kullanmayarak, dava süresini uzatmaktan başka bir şey değil.
O kağıt parçası neden saklanmıştır belli; bugünkü gibi kötü niyetli birilerinin eline geçmesi için…
Özel hayat konusuna gelince, bu davalarda hiç umursanmayan ve yatak odalarına kadar girilen özel hayat basit bir bilgi notuyla ne de önemsenir oldu? Bravo. Hep böyle duyarlı olun sayın yargı mensupları…
Aynı gün öğle haberlerini CNN-TÜRK’ten izledim. Başlık, “ Komutan emretti, belgeyi ben hazırladım“
O kanalı izleyen ve dinleyenler ne düşünür?
” Bakın gördünüz mü, komutanlar astlarını zorlamış, hazırlık yaptırmışlar” demezler mi?
Derler. Olayı bilmesem ben de derim.
Yazıklar olsun sizin haberciliğinize. Karakterinize.
Canı sıkılan, değişiklik isteyen dostlarıma öneririm, SİLİVRİ’ye gidin, dava izleyin. Hem de arkadaşlarımızı toplu halde görüp SİLAH ARKADAŞLIĞI göstermiş olursunuz.
O salonda canlı hayat tiyatrosu var. Kafayı dağıtırsınız. Günlük sorunlarınızı unutursunuz.
Dava yürütüyormuş gibi yapıp tiyatro oynamak nasıl olur tanık olursunuz.
Değerli sanatçı Levent KIRCA gene Silivri’de idi. Tutuklu eşlerine destek verdi. Tiyatronun bir bölümünü izledi. Ben de kendisine tek cümlelik yorumumu, “SİZ BUNLAR GİBİ OYNAYAMAZSINIIIIIZ !” diyerek aktardım.
*