AKP'nin 'CUKKA'ları, emekçilerin cebinden!
Patronların ödemekte oldukları vergilerin payı her geçen yıl azaltılırken, büyük bölümü emekçilerin sırtına binen KDV ve ÖTV’nin ağırlığı artırılıyor.AKP'nin harcadığı vergiler, zenginlerden değil,
Vergi yükü emekçilerin sırtında
1999’dan bu yana toplanan deprem vergilerinin AKP hükümetince harcandığının ortaya çıkması ve son ÖTV zamlarıyla Türkiye’deki vergi adaletsizliği tekrar gündeme geldi. Patronların ödemekte oldukları vergilerin payı her geçen yıl azaltılırken, büyük bölümü emekçilerin sırtına binen KDV ve ÖTV’nin ağırlığı artırılıyor.
Türkiye’nin 2010 genel bütçe gelirlerinin yüzde 87’si vergilerden oluşmakta. 2010 yılında tahsil edilen vergi gelirlerinin yüzde 21’ini gelir vergisi oluştururken, kurumlar vergisinin vergi gelirleri içindeki payı sadece yüzde 9,7’de kalmıştı. Buna karşın Katma Değer Vergisi (KDV) tahsilatının oranı yüzde 32,1 ile gelir ve kurumlar vergisinin toplamından da üzerindeydi.
Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi payları düşerken KDV artıyor
Aradan geçen yıllarda gelir vergisi ve kurumlar vergisinin toplam vergi gelirleri içindeki payı düşerken KDV’nin payının yüzde 30’lar civarında seyrettiği görülüyor. Toplam vergi gelirleri içindeki payı 1988 yılında yüzde 33,7 olan gelir vergisi 2010 yılında yüzde 21’e inerken, aynı yıllar içinde kurumlar vergisinin yüzde 14,9’dan yüzde 9,7’ye indiği görülüyor. Aynı dönemde toplam KDV tahsilatının payı yüzde 29,3’ten yüzde 32,1’e çıkıyor.
Pırlantadan alınmayan KDV elektrikten yüzde 18 oranında alınıyor
1984 yılında çıkartılan 3065 sayılı yasaya göre uygulanan KDV genel oranı yüzde 10’dan yüzde 18’e çıkartılarak vergi gelirleri içindeki ağırlığı artırılmış, KDV devletin en büyük gelir kaynaklarından birisi haline gelmişti. Gıda maddelerinden yüzde 8 oranında KDV alınmakta. Elektrik ve doğalgazdan yüzde 18 oranında KDV alınırken pırlanta, elmas ve yakuttan ise KDV alınmaması vergi adaletini sorgulatıyor.
2002 yılında alınmaya başlanan bir başka harcama vergisi de Özel Tüketim Vergisi (ÖTV). Ortaya çıkış amacı lüks malların, sağlığa ve çevreye zararlı ürünlerin tüketimini azaltmak olarak belirtilmesine karşın ÖTV buzdolabı, fırın, çamaşır makinesi, televizyon gibi lüks sayılamayacak ürünlerden de alınmakta. Alkol, sigara, cep telefonu ve otomobile uygulanacak ÖTV oranları artırılırken elmas, pırlanta, kürk gibi lüks malların ÖTV artışı dışında tutulması bu verginin açıklanan amacı üzerine soru işaretleri oluşturmakta. Cep telefonlarından alınan ÖTV oranı son düzenlemeyle yüzde 25 olurken 1600 cc’nin altındaki otomobillerin ÖTV’si yüzde 37’de kaldı. Tütün ve tütün ürünlerinden alınan ÖTV ise yüzde 65 oldu.
Dolaylı vergilerle vergi yükü emekçilerin sırtına bindiriliyor
Vergiler dolaysız ve dolaylı vergiler olarak iki grup halinde incelendiğinde vergi yükünün toplumun emekçi kesimlerinin sırtına yüklendiği görülüyor. Dolaysız vergiler, devletin mükelleften doğrudan tahsil ettiği vergilerdir. Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi dolaysız vergilere örnektir. Bu vergiler kişilerin ve kurumların elde ettikleri kazançlar üzerinden alındıkları için yüksek kazanç elde edenlerin, kazançları oranında vergi vermesini sağlanır.
Dolaylı vergiler ise elde edilen kazançlar üzerinden değil, satın alınan mal ve hizmetlerin üzerinden ödenmektedir. Katma Değer Vergisi, Özel Tüketim Vergisi, Özel iletişim vergisi, Motorlu Taşıt Vergisi gibi vergilerden oluşan dolaylı vergilerde gelir farklılıklarının belirleyiciliği yoktur. Toplumun tümünün tüketmek zorunda olduğu malların üzerlerine konan KDV, ÖTV ve benzer vergilerle toplam verginin önemli bir bölümü emekçiler tarafından ödenmektedir. Temel gıda maddeleri, giyinme, iletişim ve benzer harcamalardan alınan dolaylı vergiler asgari ücretle çalışan emekçiler için de holding patronları için de aynı miktardadır. Bu durum mevcut gelir dengesizliğini daha da artırmaktadır.
Dolaylı vergilerin dünya genelinde artış eğilimi göstermesine karşın Türkiye’deki vergi adaletsizliğinin pek çok ülkenin ötesinde olduğu görülmekte. Avrupa Birliği ülkelerinde dolaylı vergilerin toplam vergiler içindeki payı ortalama yüzde 35 civarındayken Türkiye’de bu oran yüzde 67’dir.
Vergi gelirlerinin yüzde 21’ini oluşturan gelir vergisinin önemli bir bölümünün işçi ve memurların maaşlarından oluştuğu, buna karşın KDV, ÖTV gibi tüketim üzerinden alınan vergilerin tamamına yakınının emekçiler tarafından ödenmekte olduğu göz önünde tutulursa vergi adaletsizliğinin dolaylı vergi-dolaysız vergi ayrımının da ötesinde boyutlarda olduğu görülmekte.