AKP'ye göre suçlu Kızılay ve Vanlılar(!)
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Bakanlığının 2012 yılı bütçesi üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtlarken Van'da yaşanan durum ile ilgili skandal ifadeler kullandı.
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz yaptığı açıklamada, Van depreminde birbiri ardına gelen skandalların sorumluluğunu Kızılay'a attı.
Sebep Vanlılar!
Bakan’a göre çadır yetersizliğinin sebebi de evlerine girmeyen Vanlılar…
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Bakanlığının 2012 yılı bütçesi üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtlarken Van'da yaşanan durum ile ilgili skandal ifadeler kullandı. Van depreminde "bazı kurumların siyasi otoriteye tam olarak sağlıklı bilgi vermemesinin" kriz yarattığını iddia eden Yılmaz, Kızılay’ı suçlarken, çadırların yetersiz olmasının sebebini ise “evlerine girmeye korkan vanlılar” olarak tarif etti.
Bütün güzel çalışmalar çadır meselesi yüzünden gölgelenmiş!
Bakan Yılmaz, Van'daki depreme de değindiği konuşmasında: “En ciddi meselemiz çadır meselesi... Maalesef bütün güzel çalışmalar çadır meselesi yüzünden gölgelenmiş oldu” dedi.
2. Erdoğan Bayraktar vakası
Yılmaz yaptığı açıklama ile hükümetin yaşananlar karşısındaki sorumluluğunu gizlemeye çalışırken, Van depreminde mağdur olan ve evlerine giremeyen insanların durumunu ise “psikolojik” olarak değerlendirerek şu ifadeleri kullandı:
“Orada fiili imkansızlık durumu vardı; 600 binden fazla nüfus depremden etkilendi, büyük bölümü ise psikolojik olarak etkilendi, evine giremez hale geldi. Doğal bir durum, bunu anlayışla karşılamak lazım.”
Bakan Yılmaz bu açıklamasıyla, şehirde deprem sonrası yaşanan çadır mağduriyetinin sorumluluğunu, evlerine girmeye korkan vanlılar olarak tarif etmiş oldu. Yılmaz’ın psikolojik dediği durum ile ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar da skandal bir açıklama yapmış ve insanları evlerine girmeye davet etmişti. Bayraktar şu ifadeleri kullanmıştı:
“…Bugün diyebilirim ki Van merkez ve Erciş en güvenilir bölgedir. çünkü buradaki fay kırılmıştır, enerjisini boşaltmıştır. İlk 3 gün 6'ya yakın şiddetli deprem olabilir. Ondan sonra şiddeti azalır. 3 aya kadar bizim hissettiğimiz çok az ve hissetmediğimiz binlerce sarsıntı olur. Onun için burada özellikle ağır hasarlı binalar girilmesin. Yıkık binalara yaklaşılmasın. Bunun dışındaki binalara girilebilir."
Bakan’ın bu açıklamasının ardından vatandaşlar evlerine girmiş, ancak kısa süre sonra yaşanan bir başka deprem sebebiyle insanlar hayatını kaybetmişti. Bu skandalın tüm Türkiye’de uzun süre tartışılmasına rağmen Bakan Yılmaz insanların evlerine girmemesini sorunun kaynağı olarak göstererek yeni bir skandala imza atmış oldu.
Yeterli çadır yokmuş!
Bakan Yılmaz açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:
"Bir haneyi 5-6 kişi olarak düşünseniz, 100 binden fazla çadır ihtiyacı demek. Türkiye'nin o tarihte 46 bin çadır stoku var. İlk kez uçakla çadır gönderdik oraya. Bunu ikinci gün yaptık, gecikmeleri görünce. "
Bakan Yılmaz yaptığı açıklama ile sorunu “hükümetin elinde olmayan maddi imkansızlıklar” gibi tarif etmeye çalışsa da, aslında bu sorumluluğun tam olarak, bu tür felaketlere karşı önlem almayan siyasi iktidarda olduğu bilinen bir gerçek. Yıllardır alınan deprem vergilerinin “küçük bir kısmı” bile ayrılmış olsa Bakan’ın bahsettiği çadır yetersizliğinin giderilebileceği bilinirken, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in deprem vergileri ile ilgili “Duble yol yaptık” açıklaması ise hala hafızalardaki yerini koruyor.
Suçlu Kızılay’mış!
Bakan Yılmaz'ın açıklamasının devamında suçu Kızılay’a atarak hükümetin sorumluluğunu gizlemeye çalıştığı dikkatlerden kaçmadı. Bakan Yılmaz şunları kaydetti:
“Burada bazı kurumların siyasi otoriteye tam olarak sağlıklı bilgi vermemesi de toplumun beklentilerini iyi yönetmememizde etkili oldu. Kızılay’ı kastediyorum. Bize daha sağlıklı bilgi verilmiş olsaydı, toplumun beklentileri daha iyi yönetilebilirdi. Onun getirdiği bazı sıkıntılar yaşandı ama onlar da zamanla aşıldı.”
Bakan Yılmaz'ın Van depremi gibi büyük bir depremde yaşanan organizasyon eksikliğinin suçunu Kızılay'a yıkması ise başlı başına tartışılması gereken bir durum. Bu çapta bir felaket için devletin tüm kurumları ile seferber olması gerektiği açık bir gerçekken, Yılmaz, tüm sorumluluğu Kızılay'a yıkarak, Bakan koltuğunda oturan bir isim olarak büyük bir "gafa" imza atmış oldu.
.
