'Vatan toprağı satılık mal mı ki, satacaksınız'!

Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Dr. Turhan Tuncer, yabancılara taşınmaz satışının 2,5 hektardan, 30 hektara çıkaran tasarıya sert tepki gösterdi.



Ülke toprağı satılık mal değil, vatandır!


Hükümete, Bakanlar Kurulu'na 60 hektara kadar taşınmaz satışı yetkisi veren düzenlemeden vazgeçilmesi çağrısında bulunan Tuncer, "satılan her bir toprak parçası ülkemizde yabancı azınlıkların oluşması, ekonomik ve siyasi taleplerin ortaya çıkması, azınlıkların mensup oldukları ülkelerin iç işlerimize karışması demektir" açıklamasında bulundu.

Çokuluslu şirketler de Türkiye'den taşınmaz edinebilecek

2644 sayılı Tapu Kanunu`nda değişiklik yapacak yasa tasarısının Bakanlar Kurulu`nda imzaya açıldı. Tasarıya göre yabancıların edinebilecekleri taşınmaz miktarının 2,5 hektardan 30 hektara çıkarılması, Bakanlar Kurulu`na ise bu miktarı 60 hektara çıkarma yetkisi tanınması öngürülüyor. Yabancılara satışta Bakanlar Kurulu'nun belirleyeceği ülke vatandaşları için karşılıklılık ilkesinin dahi aranmayacağı belirtilirken, düzenlemeyle çokuluslu şirketler de Türkiye'den taşınmaz edinebilecek.

Düzenlemeye tepkiler sürerken konyuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Genel Başkanı Dr. Turhan Tuncer, toprağın, ekonomik açıdan değerlendirildiğinde hem bir üretim faktörü hem de milli servet olduğunu belirterek, "bu açıdan bakıldığında yabancıya toprak satışı ülkenin üretim faktörünün ve milli servetinin satışıdır. Ülkemizin üretim faktörü açısından fakirleşmesi, milli servetin yabancıların refahına sunulmasıdır. Sonuçta halkımızın yoksullaşması ve ülkenin tapusunun yabancılara geçmesidir" görüşünü savundu.

Tuncer: 'Toprak satışı Osmanlı'yı yok etti!'

Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk imtiyazını (kapitülasyonlar) 1536`da Fransızlara verdiğini anımsatan Tuncer, sonraki süreçte ülke sayısı ve imtiyazların içeriği genişletildiğini belirterek açıklamasını şöyle sürdürdü: "Bu imtiyazlar zaman içinde Anadolu halkının gittikçe yoksullaşmasına yol açtı. Savaşlarla ekonomisi iyice bozulan Osmanlı, 1860`da İngiltere`ye başvurduğunda, yabancılara taşınmaz satışı ve kiralanması dayatmasını önünde buldu. 1868`de çıkarılan İstimlak Nizamnamesi ile karşılıklılık ilkesi çerçevesinde yabancıların taşınmaz edinmelerinin önü açıldı. İngilizler İzmir`deki tarım arazilerinin 1/3`ünü kısa sürede ellerine geçirdi. 10 yıl içinde Ege`deki tüm tarım arazileri İngiliz tüccarların oldu. Ayrıca İngiliz, Fransız ve İtalyanlar hızla Akdeniz bölgemizde taşınmaz edinimine başladı. 1913`te yapılan bir düzenleme ile yabancı şirketlerin de taşınmaz edinimi sağlandı. Ancak topraklarını satmak Osmanlıyı kurtaramadı, tam tersine yok etti!

Tarih, sadece akıllılar için tekerrürden ibaret değildir!"

Atatürk, köylerde toprak satışını yasaklamıştı

Emperyalist ülkelerin sömürgelerini genişletmek ve açık denizlere hakim olma amacını taşıyan I. Dünya Savaşı sırasında Anadolu topraklarının işgal edildiğini kaydeden Tuncer, "1920'de imzalanan Sevr Antlaşması ile Osmanlı Devleti sona erdirilmek istendi. Ancak Kurtuluş Savaşı ile ülke toprakları işgalden kurtarıldı. Kapitülasyonlara, 1923`te imzalanan Lozan Antlaşması çerçevesinde son verildi. Buna karşın I. Dünya Savaşı'nda yenildiğimiz ülkelerin yurttaşlarına karşılıklılık ilkesi çerçevesinde taşınmaz edinme hakkı tanındı.Mustafa Kemal ATATÜRK, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti devletinin başına gelen batı kaynaklı felaketlerden aldığı dersle yabancılara taşınmaz satışını zorlaştırmak amacıyla 1924`te Köy Kanunu`nun çıkarılmasını sağladı. Bu kanunun 87. maddesi çerçevesinde nüfusu 2 binden az olan köylerde yabancıların taşınmaz almaları yasaklandı. 1934`te çıkarılan Tapu Kanunu`nun 35. maddesi ile karşılıklı olmak ve yasalarla konulmuş kısıtlamalara uymak koşuluyla yabancılara taşınmaz edinme hakkı verildi" dedi.

Araplara imtiyazlar tanındı

Köy Kanunu ve Tapu Kanunu'nun, Türkiye'de neoliberal politikaların hayata geçirildiği 80`li yıllara değin değiştirilmeden uygulamada kaldığını belirten Tuncer, 1984 yılında Köy Kanunu ve Tapu Kanunu`nda yapılan değişiklikle yabancıların taşınmaz ediniminde aranan karşılıklılık ilkesinde kimi Arap ülkelerine imtiyazlar sağlandığını kaydetti. Anayasa Mahkemesi bu değişikliği iptal ettiğini ancak iptale kadar geçen sürede İstanbul Boğazı'ndaki Sevda tepesinin Araplara satıldığını anımsatan Tuncer, 1986`da aynı imtiyazın, yabancı şirketlerin ve ülkelerin de taşınmaz edinimlerine olanak verecek şekilde genişletilerek yeniden getirildiğini ve Anayasa Mahkemesi'nin bu düzenlemeyi de iptal ettiğini hatırlattı.

İngiltere asla toprak satmıyor

2003'te yabancıların köylerde taşınmaz edinimlerini sınırlayan Köy Kanunu'nun 87. maddesinin AKP hükümeti tarafından iptal edildiği bilgisini veren Tuncer, Tapu Kanunu'nun 35. Maddesinde yapılan değişiklikle taşınmaz alımında aranan karşılıklılık ilkesi kaldırılarak, 30 hektarın üzerindeki taşınmaz satışlarının Bakanlar Kurulu kararına bırakıldığını belirtti. Anayasa Mahkemesi'nin bu değişikliği de iptal ettiğini kaydeden Tuncer, Tapu Kanunu`nda 2005`te yapılan değişiklikle yabancıların edinebilecekleri taşınmaz miktarının 2,5 hektar ile sınırlandırıldılarak, Bakanlar Kurulu`na bu miktarı 30 hektara kadar yükseltme yetkisi tanındığınık ifade etti. Anayasa Mahkemesi'nin, Bakanlar Kurulu'na bırakılan bu yetkiyi de iptal ettiğini anımsatan Tuncer, açıklamasında "yabancıya toprak satışı ne zaman gündeme gelse karşılıklılık ilkesi öne sürülerek bizim de o ülkelerde taşınmaz aldığımız öne sürülür. Ancak ülkemizle karşılıklılık ilkesi bulunmayan ya da sınırlı olan pek çok ülke vatandaşı ülkemizden taşınmaz edinebilmektedir. Örneğin diğer ülkelerde toprak kapatan İngiltere, asla kendi toprağını satmamakta, sadece üzerindeki mülkün kullanım iznini vermektedir" ifadelerine yer verdi.

'Düzenlemeden vazgeçilsin' çağrısı

Anayasa Mahkemesi`nin deyimiyle, toprağın, devletin vazgeçilmesi olanaksız temel unsuru, egemenlik ve bağımsızlık simgesi olduğunu kaydeden Tuncer, "bu nedenle toprak satışı sadece bir mülkiyet devri değildir; devleti satmak, egemenlik ve bağımsızlıktan vazgeçmektir. Satılan her bir toprak parçası ülkemizde yabancı azınlıkların oluşması, ekonomik ve siyasi taleplerin ortaya çıkması, azınlıkların mensup oldukları ülkelerin iç işlerimize karışması demektir. Bu yöntem Batı'nın son derece etkili kullandığı silahlardan biridir. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası olarak AKP hükümetini, ülkemiz yararına olmayan bu düzenlemeden vazgeçmeye çağırırken, topraklarımız ve tüm doğal varlıklarımızın ülkemiz ve insanımızın hizmetinde doğru biçimde kullanılması için mücadelemize kararlılıkla devam edeceğimizi kamuoyuna duyururuz" açıklamasında bulundu.

CHP'li Atilla Kart: 'Taşınmaz satışında Konya açık ara önde'

Öte yandan yabancılara taşınmaz satışı konusunda TBMM'ne yazılı bir soru önergesi veren CHP Könya Milletvekili Atilla Kart, AKP İktidarlarıyla birlikte yabancı uyruklu kişilere satılan taşınmaz satışlarında olağanüstü bir artış meydana geldiğini belirtti. 3 Kasım 2002 tarihinden önce Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan taşınmaz satışlarının , 5-6 katından fazla satışın AKP İktidarları döneminde satıldığına dair bilgilerin yasama denetimi sürecinde ortaya çıktığını kaydeden Kart, "Yabancı Gerçek Kişilere yapılan taşınmaz satışlarının “m2 olarak” değerlendirmesi yapıldığında , en çok satışın açık ara Konya ilinde yapıldığı görülmektedir. Konya ilinde 2002-2011 tarihleri arasında yapılan taşınmaz satışlarının toplam tutarının 6.205.611 m2 olduğu görülmektedir" görüşünü savundu.

'İsrail firmaları Türk uyruklu kişiler adına taşınmaz alıyor'

Konya’dan sonra sırasıyla; Antalya, Muğla, Aydın, Kırşehir, İzmir, İstanbul, Hatay, Mardin, Batman İllerinin geldiğini kaydeden Kart, "bu tablo içinde Konya ilinin durumunun özel ve kayda değer olduğu görülmektedir. Esasen, Konya ilinde yabancı uyruklu kişi ve firmaların almış oldukları taşınmaz miktarının daha da yüksek olduğuna dair bilgiler söz konusudur. İsrail orijinli firmaların danışıklı yollarla Türk uyruklu kişiler ya da firmalar aracılığıyla taşınmaz aldıklarına dair bilgiler basına yansımış durumdadır" hatırlatmasında bulundu.

'Konya'da taşınmaz alanlar kimler?'

Türkiye’yi “bölgenin süpermarketi” yapacağını ifade eden Başbakan’ın bir taraftan da Türkiye topraklarının pazarlanmasını gerçekleştirdiğini öne süren Kart, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın yanıtlaması istemiyle meclise verdiği soru önergesinde, "Konya ilinde satışı gerçekleştirilen 6.205. 611 metrekare yüzölçümündeki bu taşınmazların niteliği nedir? Arsa olanlar ile tarla vasfında olanların miktarı nedir? Tarla, bahçe ya da çiftlik vasfında olan taşınmazlardan , yüzölçümü büyüklüğüne göre ilk 100 taşınmazı satınalanlar kimlerdir? Taşınmaz satışlarında “danışıklı ilişkileri ve satışları” sorgulamak ve denetlemek amacıyla ne tür yöntemler uygulanmaktadır. Başka bir ifadeyle, bu yönde gerekli inceleme ve tahkikatlar yapılmakta mıdır? Bu taşınmazlar hangi amaçlarla kullanılmaktadır?" sorularına yanıt verilmesini istedi.



Ulusal


.
➽ Paylaş:
“AKP karanlığının erişim yasağı ile engellediği SivriSinekCaz'a ücretsiz Opera VPN ile kolay ve sorunsuz erişebileceğinizi biliyormuydunuz?..”
Okurlara..