AKP - Cemaat kapışması mı?
Özel Yetkili Savcıların MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın da aralarında bulunduğu üç MİT mensubunu KCK operasyonunda şüpheli sıfatıyla ifadeye çağırmasının ardından İstanbul Polisi’nde iki önemli müdür görevden alındı
MİT Müsteşarı’na KCK soruşturması
İ
stanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı; MİT Müsteşarı Hakan Fidan, MİT’in eski müsteşarı Emre Taner ve MİT’in eski müsteşar yardımcısı Afet Güneş’i KCK operasyonu nedeniyle şüpheli olarak ifadeye çağırdı.
Bu gelişmenin ardından dün Cemaat’e yakın isimlerden, İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Erol Demirhan ve Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün görevden alındı.
Atayün'den boşalan Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü görevine Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Ömer Köse, Demirhan'dan boşalan İstihbarat Şube Müdürlüğü görevine de aynı şubede müdür yardımcısı olan Serdar Güldalı getirildi.
İki görevden alma da Hükümet ile Gülen Cemaati arasında 
giderek kızışan bir savaşın işaretleri olarak yorumlandı. Son yıllarda özellikle Güneydoğu’da Gülen Cemaati ile PKK arasında yaşanan soğuk savaş “Kürt açılımına destek veren bürokratların” soruşturulmasıyla başka bir aşamaya sıçradı.
MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın PKK ile “Oslo Süreci” adıyla bilinen Brüksel toplantısının basına sızdırılmasının ardından Fidan ve görüşmelere katılan MİT mensubu Afet Güneş ve dönemin MİT Müsteşarı Emre Taner’in şüpheli olarak ifadeye çağrılması da “bu çerçevede bir hesaplaşmanın parçası” olarak değerlendirildi.
Fidan’ın Oslo Süreci’nde MİT Müsteşarı olarak değil Başbakan Erdoğan’ın “özel temsilcisi” olarak bulunması ve şifahi bir talimatla görüşmelere katılması durumu daha da karmaşık hale getirdi. Olay kamuoyuna yansıdığında Başbakan Erdoğan, Fidan’a destek oldu ve “görüşme talimatını verdiğini” söyledi.
Müsteşar oldukları için ancak Yargıtay tarafından soruşturulan ve yargılanan Fidan ve Taner’in Başbakanlık izni olmadan yargılanabilmesi Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 250. Maddesi’ne dayandırılıyor.250. Madde devlet aleyhindeki suçları nitelikleri itibarıyla görev suçu olarak görmüyor ve bu suçların özel yetkili mahkemelerde yargılanmasını öngörüyor.
Hukukçular, Hakan Fidan’ın “görüşme talimatını Başbakan Erdoğan’dan” aldığını söylemesi durumunda Başbakan Erdoğan’a da fezleke düzenlenmesini gerektiğini söyledi.
İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı'nın MİT Müsteşarı Hakan Fidan, MİT’in eski müsteşarı Emre Taner ve MİT’in eski müsteşar yardımcısı Afet Güneş’i KCK operasyonu nedeniyle şüpheli olarak ifadeye çağırmasını yorumlayan siyasetçiler ve hukukçular, asıl sorumlu olarak Başbakan Erdoğan'ın da soruşturulmasını istedi.
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart: Çoktan yapılmalıydı
Sorumlu ve duyarlı savcıların çoktan yapmaları gereken bir görevdi. Ama burada göstermelik bir süreç yaşanıyor. O kamu görevlilerini oraya gönderen siyasi irade de sorgulanmalı ama Türkiye'de bunu yapacak yargı merci kalmadı...
CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan: Başbakan da soruşturulmalı
Sadece Fidan, Taner ve Güneş'in soruşturulması yetmez. İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı'nın konuyla ilgili, şüpheli sıfatıyla Sayın Başbakan'ı da soruşturmaya davet etmesi gerekir.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural: Hesabı Erdoğan’a sorulacak
PKK ile kurulan bu masalara özel temsilci sıfatı gönderen Başbakan hakkında düzenlenmesi gerekir. Bunun hesabı sorulacak. PKK ile seçim öncesinde işbirliği yaparak ateşkes talepleri bu belgede yer almış. Dolayısıyla doğrudan siyasi iradenin isteği ve arzusu istikametinde olmuştur. Başbakan da olsa herkes bunun hesabını verecek.
BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan:
O zaman Başbakan Erdoğan da KCK sanığı konumuna gelir. Bana göre de çok da iyi olur. Başbakan “men dakka duka’" dedi
BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak:
"Sen neymişsin be KCK? Politikacılar, gazeteciler, avukatlar, aydınlar derken sonunda MİT de KCK'lı oldu!.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik: İstihbarat servisi kendi başına hareket eden kurum değildir. Fidan o dönemde böyle bir görüşmeye gönderilmişse daha o zamandan müsteşar olacağı belirlenmiştir. Yargının soruşturma açmasına da kimse bir şey diyemez.
Avukat Vural Ergül: Başbakan için de fezleke hazırlanmalı
MİT Müsteşarı’nın PKK ile görüşmesi, MİT Yasası’nın 4/f maddesi gereğince MİT Müsteşarı, yardımcısı ve Başbakan'ın özel temsilcisi sıfatı taşıyan Hakan Fidan için suç oluşturuyor. Geçtiğimiz kasım ayı sonlarına doğru MİT-PKK görüşmesi basına yansıdıktan sonra Başbakan, Fidan'a sahip çıkmış, görüşme talimatı verdiğini söylemişti. Savcı basına yansıyan MİT-PKK görüşmeleri üzerinden soruşturma başlattı ise aynı soruşturma kapsamında Başbakan'ı da şüpheli olarak değerlendirmeli ve soruşturma dosyasına dahil etmeli. Çünkü, bizzat Başbakan'ın azmettirici olduğu sonucu çıkıyor. Başbakan'ın yasayla belirlenmiş görevleri arasında terör örgütü ile pazarlık yok! Keyfi olarak, pazarlık ile bu işi bitiririm, diyemez. Dolayısıyla soruşturma kapatılmayacak ise Başbakan için de fezleke hazırlanmalı.
giderek kızışan bir savaşın işaretleri olarak yorumlandı. Son yıllarda özellikle Güneydoğu’da Gülen Cemaati ile PKK arasında yaşanan soğuk savaş “Kürt açılımına destek veren bürokratların” soruşturulmasıyla başka bir aşamaya sıçradı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın PKK ile “Oslo Süreci” adıyla bilinen Brüksel toplantısının basına sızdırılmasının ardından Fidan ve görüşmelere katılan MİT mensubu Afet Güneş ve dönemin MİT Müsteşarı Emre Taner’in şüpheli olarak ifadeye çağrılması da “bu çerçevede bir hesaplaşmanın parçası” olarak değerlendirildi.
Fidan’ın Oslo Süreci’nde MİT Müsteşarı olarak değil Başbakan Erdoğan’ın “özel temsilcisi” olarak bulunması ve şifahi bir talimatla görüşmelere katılması durumu daha da karmaşık hale getirdi. Olay kamuoyuna yansıdığında Başbakan Erdoğan, Fidan’a destek oldu ve “görüşme talimatını verdiğini” söyledi.
Müsteşar oldukları için ancak Yargıtay tarafından soruşturulan ve yargılanan Fidan ve Taner’in Başbakanlık izni olmadan yargılanabilmesi Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 250. Maddesi’ne dayandırılıyor.250. Madde devlet aleyhindeki suçları nitelikleri itibarıyla görev suçu olarak görmüyor ve bu suçların özel yetkili mahkemelerde yargılanmasını öngörüyor.
Hukukçular, Hakan Fidan’ın “görüşme talimatını Başbakan Erdoğan’dan” aldığını söylemesi durumunda Başbakan Erdoğan’a da fezleke düzenlenmesini gerektiğini söyledi.
İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı'nın MİT Müsteşarı Hakan Fidan, MİT’in eski müsteşarı Emre Taner ve MİT’in eski müsteşar yardımcısı Afet Güneş’i KCK operasyonu nedeniyle şüpheli olarak ifadeye çağırmasını yorumlayan siyasetçiler ve hukukçular, asıl sorumlu olarak Başbakan Erdoğan'ın da soruşturulmasını istedi.
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart: Çoktan yapılmalıydı
Sorumlu ve duyarlı savcıların çoktan yapmaları gereken bir görevdi. Ama burada göstermelik bir süreç yaşanıyor. O kamu görevlilerini oraya gönderen siyasi irade de sorgulanmalı ama Türkiye'de bunu yapacak yargı merci kalmadı...
CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan: Başbakan da soruşturulmalı
Sadece Fidan, Taner ve Güneş'in soruşturulması yetmez. İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı'nın konuyla ilgili, şüpheli sıfatıyla Sayın Başbakan'ı da soruşturmaya davet etmesi gerekir.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural: Hesabı Erdoğan’a sorulacak
PKK ile kurulan bu masalara özel temsilci sıfatı gönderen Başbakan hakkında düzenlenmesi gerekir. Bunun hesabı sorulacak. PKK ile seçim öncesinde işbirliği yaparak ateşkes talepleri bu belgede yer almış. Dolayısıyla doğrudan siyasi iradenin isteği ve arzusu istikametinde olmuştur. Başbakan da olsa herkes bunun hesabını verecek.
BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan:
O zaman Başbakan Erdoğan da KCK sanığı konumuna gelir. Bana göre de çok da iyi olur. Başbakan “men dakka duka’" dedi
BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak:
"Sen neymişsin be KCK? Politikacılar, gazeteciler, avukatlar, aydınlar derken sonunda MİT de KCK'lı oldu!.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik: İstihbarat servisi kendi başına hareket eden kurum değildir. Fidan o dönemde böyle bir görüşmeye gönderilmişse daha o zamandan müsteşar olacağı belirlenmiştir. Yargının soruşturma açmasına da kimse bir şey diyemez.
Avukat Vural Ergül: Başbakan için de fezleke hazırlanmalı
MİT Müsteşarı’nın PKK ile görüşmesi, MİT Yasası’nın 4/f maddesi gereğince MİT Müsteşarı, yardımcısı ve Başbakan'ın özel temsilcisi sıfatı taşıyan Hakan Fidan için suç oluşturuyor. Geçtiğimiz kasım ayı sonlarına doğru MİT-PKK görüşmesi basına yansıdıktan sonra Başbakan, Fidan'a sahip çıkmış, görüşme talimatı verdiğini söylemişti. Savcı basına yansıyan MİT-PKK görüşmeleri üzerinden soruşturma başlattı ise aynı soruşturma kapsamında Başbakan'ı da şüpheli olarak değerlendirmeli ve soruşturma dosyasına dahil etmeli. Çünkü, bizzat Başbakan'ın azmettirici olduğu sonucu çıkıyor. Başbakan'ın yasayla belirlenmiş görevleri arasında terör örgütü ile pazarlık yok! Keyfi olarak, pazarlık ile bu işi bitiririm, diyemez. Dolayısıyla soruşturma kapatılmayacak ise Başbakan için de fezleke hazırlanmalı.
Bülent Arınç da şaşırdı
Üç MİT yöneticisinin KCK operasyonu kapsamında ifadeye çağrılması hakkında konuşan BaşbakanYardımcısı Bülent Arınç, gelişmeyi "Aklımla izah edemiyorum" diyerek yorumladı. Arınç şunları söyledi: "Şüpheli sıfatıyla mı, tanık sıfatıyla mı çağrıldıklarını kesin olarak bilmiyorum. Tanık sıfatıyla çağrılıyorlarsa; giderler, gitmezler onu bilmem ama çağırabilirler. Güneş ile Taner zaten emekli oldu. Fidan yeni müsteşar; şüpheli sıfatıyla çağrılamayacağını düşünüyorum. Çağrılmışlarsa savcıdır, çağırır, bir şey diyemem. KCK soruşturmasıyla ilgili olduğu söyleniyor. Katalog suçlar veya terörle mücadele, özel yetkili savcılar, böyle bir işlem yaptılarsa bir şey diyemiyorum".
Arınç sözlerini "Şüpheli sıfatıyla KCK içerisinde bu 3 kişi nasıl yer alır, aklımla izah edemiyorum. Olsa olsa tanıklıklarına başvurulabilecektir" diyerek tamamladı.
DAVUTOĞLU: HUKUKİ SÜRECİ YORUMLAYAMAM
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise hukuki süreci yorumlamak doğru değil" diyerek şunları söyledi:
"Hukuki süreç bağlamında ortada netleşmemiş bir tablo var, bağlayıcı yorumda bulunmak doğru olmaz. Bundan bağımsız olarak iki hususun altını çizmek isterim. Birincisi her kurumun vazifesini yürütürken, devlete hizmet ederken yürüttüğü vazifenin özelliklerinden kaynaklanan bazı yöntemleri, üslubu, söylemleri vardır. Sayın Müsteşarımız Fidan ve ekibi gerçekten dış istihbarat bağlamında da, günbegün beraber çalıştığım için, içerdeki çalışmaları da takip etiğim için, görevlerinin hakkını yapan, verilen talimatlar doğrultusunda son derece etkin, başarılı bir şekilde bu görevlerin yerine getiren bir ekip.
