CHP'yi sağa açma hazırlıkları üzerine..

CHP'nin 26 Şubat Pazar ve 27 Şubat Pazartesi günleri yapacağı olağanüstü tüzük kurultaylarına ilişkin tartışmalar ve iddiaların ardı arkası kesilmiyor.
CHP eski Genel Sekreteri Önder Sav'ın önderliğindeki muhalif delegelerin 26 Şubat Pazar günü kurultay salonu yerine Anıtkabir'e giderek kurultayı boykot edecekleri, delegelerin salt çoğunluğu olan 625 sayısına ulaşılması ve ilk günkü kurultayın toplanmasını engellemeye yönelik çalışma yürüttükleri söyleniyor. CHP yönetiminin ise olası her tür gelişmeye yönelik önlemler üzerine kafa yorduğu, ilk günkü kurultaya katılmama ihtimali bulunan muhaliflerin ikinci gün yapılacak kurultaya katılımlarının da engellenmeye çalışılacağı yönünde iddialarda bulunuluyor.
Muhaliflerin boykotu sonucu 26 Şubat kurultayının toplanabilmesi için gereken delege çoğunluğunun sağlanamaması veya 27 Şubat kurultayında muhaliflerin yeni tüzükte yer almasını istedikleri 9 maddenin kabul edilmesi durumunda, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun istifa restine başvurabileceği, Haziran 2012'de yapılması öngörülen seçimli olağan kurultayın tarihinin öne çekilebileceği de iddialar arasında.
Senaryolar, önümüzdeki pazar ve pazartesi günlerinin "CHP'de ölüm kalım savaşı" yaşanacağı, tüzük kurultaylarının, Kemal Kılıçdaroğlu, Önder Sav ve Deniz Baykal yanlıları arasında tasfiye savaşına dönüşeceği, kaybedenin partiden tamamen dışlanacağı konusunda birleşedursun, CHP'nin sağa açılımının son hızla devam ettiği konusu görmezden geliniyor.
Neden iki kurultay?
CHP'de Önder Sav'ın başını çektiği muhaliflerin olağanüstü tüzük kurultayı toplanması yönündeki girişimlerinin ilki, CHP Parti Meclisi'nde 15 üyenin önerisi ile gündeme gelmiş fakat parti genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun da aralarında olduğu çoğunluğun oyu ile reddedilmişti. Böylece olağanüstü kurultay çağrısı yapmaya yetkili olan üç organdan ikisi, yani Parti Meclisi ve parti genel başkanı, muhaliflerin bu girişimini engellemişti. Olağanüstü kurultay çağrısı yapmaya yetkili üçüncü organ olan kurultay delegelerini devreye sokan muhalifler, çağrı metni ve gündemini imzaya açmış, 362 delegenin imzasıyla yeterli sayıya ulaşan çağrı metni, parti genel merkezine iletilmişti.
Kemal Kılıçdaroğlu, "CHP tüzüğünün günün koşullarına uyarlanması ve parti içinde daha demokratik bir işleyişi sağlayacak şekilde değiştirilmesi amacında oldukları"nı söyleyen muhaliflere karşı bir adım atarak, olağanüstü tüzük kurultayını kendi gündemiyle kendisinin toplayacağını ilan etti.
Bu iç çekişmenin sonucunda, 26 Şubat Pazar günü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun parti tüzüğünün kendisine verdiği yetkiye dayanarak ilan ettiği olağanüstü tüzük kurultayı, 27 Şubat Pazartesi günü ise Önder Sav'ın başını çektiği muhalif delegelerin imzalarıyla mevcut tüzük gereği toplanacak olan bir diğer olağanüstü tüzük kurultayı düzenlenmesi gibi tuhaf bir durum ortaya çıktı.
CHP'de karşılıklı açıklamalar
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibinin tüzük kurultayını bu yılın haziran ayındaki seçimli kurultay öncesinde bir "yol temizleme" fırsatına çevirme arayışında olduğu, Önder Sav'ın öncülük ettiği muhaliflerin de Kılıçdaroğlu ve ekibinin kendilerinden kolay kolay kurtulamayacağı mesajını vermek niyetinde oldukları yorumu yapılıyor. Üçüncü bir odak olarak, CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal'ın ise kurultaya katılıp katılmama konusunda henüz bir karar vermediği belirtiliyor.
CHP'nin Örgütlenme Ve Örgüt Yönetimlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap, CNN Türk'te katıldığı bir programda, ilk günkü kurultayın toplanmama ihtimali olmadığını söylerken, kurultayı boykot etmeye niyetlenenlerin bu durumu CHP seçmenine anlatamayacağını ifade etti. Muhaliflerin lideri Önder Sav ise, yazılı bir açıklama yaparak, CHP yönetiminin hazırladığı tüzük taslağı için "varolan tüzükten daha karmaşık, daha antidemokratik" dedi. Sav, şu ifadeleri kullandı:
Parti programında, parti yönetmeliklerinde yer alması daha doğru olan hususlar, tüzük maddesi haline getirilmeye çalışılmış. CHP'nin bugünkü yöneticileri maalesef tüzük yapma tekniğinin acemisi durumundadır... Kurultay delegelerinin, kendilerinin haklı taleplerini yansıtan 27 Şubat'taki kurultaya katılmayı yeğleyip, 26 Şubat kurultayına uzak durmalarına hiçbir yöneticinin eleştirme ve yargılama hakkı olamaz.
CHP'nin Örgütlenme Ve Örgüt Yönetimlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap, 362 kurultay delegesinin tüzük değişikliği konusunda 9 maddelik bir önerisi olduğunu, parti yönetimi olarak yaptıkları hazırlık çalışmalarında şu ana kadar 9 önerinin 6'sında bir mutabakat gördüklerini, geri kalan 3 madde ise herhangi bir mutabakatın söz konusu olamayacağını belirtti.
Kurultay delegelerinin oyuna sunulacak tüzük taslağı için önerileri alma işlemi bugün sona erecek ve taslağın son hali de yarın akşam yapılacak Tüzük Hazırlık Komisyonu'nda maddelerin tek tek oylanması ile verilecek.
Tartışmalı üç madde
CHP'de tüzük marifetiyle yaşanacağı söylenen tasfiye savaşlarının cisimleştiği o üç madde şöyle:
- Muhalifler seçimli il ve ilçe kongrelerinin "delegelerin beşte birinin oyu" ile yapılmasını isterken, CHP Genel Merkezi ise "salt çoğunluğun bir fazlası" ile yapılmasını istiyor.
- Muhalifler seçimli kurultayların "delegelerin beşte birinin imzası" ile yapılmasını isterken, CHP Genel Merkezi ise bu durumda sık sık kurultay toplanmak zorunda kalınacağı ihtimalini göz önünde bulundurarak, "delegelerin yarısından bir fazlasının imzası" şartını istiyor.
- Muhalifler parti genel başkan yardımcılarının Parti Meclisi'nde seçilmesini isterken, CHP Genel Merkezi ise parti yönetiminin parti genel başkanı tarafından ve Parti Meclisi üyeleri arasından atanmasını istiyor.
CHP, sağa, daha da sağa...
Tüm bu hırgür arasında ise, olağanüstü tüzük kurultayına davet edilen isimlerin bir bölümü özellikle dikkat çekiyor.
Taha Akyol, Nazlı Ilıcak, Fehmi Koru, Ali Bulaç, Hüseyin Gülerce gibi cemaate yakın sağcı köşe yazarlarının davet edilmesi CHP'nin sağa açılım politikasının devam edeceğini düşündürüyor. Zaman Gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce'nin Gülen Cemaati’nin Türkiye’deki sözcüsü oluşu CHP'nin cemaatle yakınlaşma çabasını akıllara getiriyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap, Taraf Gazetesi yazarı Neşe Düzel'e geçtiğimiz günlerde verdiği röportajda, "CHP'nin, Türkiye’nin giderek laiklikten koptuğu endişesinin azaldığı"nı söyledi. Başbakan Erdoğan'ın "dindar nesil" açıklamaları, üniversitelerde başörtüsü serbestisi, Kuran kurslarında yaş sınırının düşmesi, son olarak bu 12 yıllık eğitimle ilgili teklifle birlikte imam hatiplerin ortaöğretim bölümlerinin yeniden açılmasının gündeme gelmesine rağmen, Nihad Matkap'ın söyledikleri CHP'nin sağa açılımının daha da yol aldığına işaret ediyor.
soL - Haber
.