'Yalnız Cumhuriyet'e değil, islam'a da karşılar!'
FETHULLAH’I KORUDUKLARI KADAR,
PEYGAMBERİMİZİ KORUYAMADILAR.
'Hakan SÖNMEZ '

Bugün milli tahammülsüzlerin düşüncelerini uygulamaya koymaya çalıştıkları üzerinde duracağım. Ve beynimden çıkıp ruhumla birleşen duygu ve düşüncelerimi anlatmanın tam zamanı diye düşünüyorum.
Günümüz de AKP’den olmayanın Müslüman sınıfına alınmadığı gerçeği karşısında, bir CHP’li olarak “elhamdülillah Müslümanım” diyebiliyorsam; bu benim gerçek Müslüman olduğumun açık bir ispatıdır.
Kendini din âlimi zannedenlerin başında gelen Sayın Başbakan “Dindar Gençler yetiştireceğiz” diyerek adeta bugüne kadar yetişen gençlerin dinsiz ve ateist olduğunu öne sürmüştür. Peki, Sayın Başbakan ne kadar Müslümandı? Bunu görmek için 2002 yılında iktidara gelen bir adamın bugün edindiği serveti görerek değerlendirmemizde fayda olacaktır. Çünkü Müslümanlıkta neydi en önemlilerden biri, “önce ben olmamak”. Başbakan neden önce “ben” deyip, kendini ve yakınlarını zengin etti.
Cumhuriyet kurulduğu günden bu yana hiçbir hükümetin din elden gidiyor diyerek insanları kışkırtmazken, hatta ve hatta fişlemezken, bugün AKP’li olanların Müslüman, olmayanların da dinsiz olarak görüldüğü dönemleri yaşıyoruz. Aslında onların derdi Müslümanlık ve dinle değil, onların asıl derdi Cumhuriyeti yıkmak, Atatürk’ü bertaraf etmektir. Çünkü zamanın da dedelerinin yapamadığını akılları sıra şimdi yapmaya çalışıyorlardı. Kısacası bu bağnaz insanlar 64 yıl önce ölen bir adamın varlığından hala rahatsız oluyor, hatta resminden bile ürküyordu işte bu korkuları Atatürk’ü onların gözünde ilah yapmaya yetiyordu.
AKP’nin içinde, dini duygu sömürücüsü sahte efendi hazretlerinin önünde diz çöküp poz verenlerin başında da Sayın Başbakan gelir. İşte Sayın Başbakan ile Atatürk’ün arasında ki farkta budur. Atatürk kimsenin önünde diz çökmemiş aksine çöktürmüştür. Çöktürtmesi de öyle sahte efendilikle, şeyhlikle değil bir ülkeyi yok olmaktan, bağnaz düşüncelerden kurtardığı için, bir ülkede birlik ve beraberliği sağladığı içindir. Yani kısacası devlet adamlığını adam gibi yaptığı içindir.
Din dersi vermeye çalışan Sayın Hüseyin Çelik unutmuş olacak ki “Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) tüm İslam Âleminin Efendisi ve Yüce Allah’ın Elçisi”ydi. Atatürk ise ülkemizin yetiştirdiği bir kurtarıcı, büyük devlet adamıydı. İkisini aynı kefeye koymak yapılacak en büyük hatadır. Sayın Çelik Müslümanlığımızın gereği olarak Peygamberimize olan sevgi ve saygımızla, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk’e olan sevgi ve saygımızı eş değer görerek büyük bir cehalet örneği göstermiştir. Türk Halkı’nın var olmasında ki en önemli iki etkeni birbirine karşı durdurarak, sanki bir değer diğerini yok edecekmiş imajını yaratmak, AKP’nin yıllanmış planının bir parçasıdır. Türk Milleti Kurtuluş Savaşı’nda düşmanını ülkesinden atmayı, Atatürk’ün akılcı ve ilerici savaş stratejileri ile birlikte, Peygamberimizin salavatları eşliğinde “Besmele” çekerek, namazını kılarak başarmıştır.
Kaldı ki, Sayın Hüseyin Çelik’in ayetlerden de haberi yoktu. Olsaydı Gençliğe Hitabenin Atatürk’ün Türk Gençliğine “bir söylem”i olduğunu, buna da “NUTUK” denildiğini bilirdi. Buna ayet diyebilen biri, Ne yazıktır ki, Bu ülkenin başına, Sayın Başbakandan sonra gelen en büyük talihsizliktir.
Ne tuhaftır ki Milli değerlerimize BDP bile ses çıkarmazken, AKP’li Sayın Başbakan ve Sayın Hüseyin Çelik’in bunu tartışmaya açması asıl tehlikenin beklenmedik yerden geleceğini de ortaya koymuştur.
Amaç; Atatürk ilke ve inkılaplarını tamamen yok edip. Cumhuriyet devriminin yasalarını kaldırmaktan başka bir şey olamaz.
Aslında şaşıracak bir durum yok ortada. Sıradan ve klasik AKP zihniyeti ve AKP’li bazı kimselerin emellerinin dışa vuran rutin halidir bunlar. Her zaman olduğu gibi sıkıştıkların da ya Atatürk’ü vuracaklar ya da Allah diyerek, din elden gidiyor diyerek insanları kandıracaklar.
Diliyorum ki bu basit yol sürecinde Türk Halkı en az zararla kurtulur.
Saygılarımla…
.